T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 7 ŞUBAT 2006 SALI | ||
|
BRÜKSEL - Avrupa Birliği'nin başkentine yaklaşık iki ay içinde ikinci gelişim. Her zaman olduğu gibi Batı Avrupa'ya özgü bir kış havası; sisli ve zaman zaman iliklerinize kadar işleyen soğuk bir hava; havada yağmurun hiç durmaksızın yağdığı intibaını veren bir ıslaklık... Avrupalılık kimliği biraz da bu iklim şartlarının sonucudur. Avrupa sadece bir mekan ve tarihin adı değil çünkü. Avrupalı karakterini coğrafyası kadar iklim şartları oluşturur. Avrupalılık düşüncesini Belçikalılık kimliğine uygulamak istediğinizde durum karmaşık bir hal alacaktır. Belçikalıyı diğer Avrupalılardan ayıran, farklı bir kimlik veren ana karakteristik özelliklerini aramaya başladığınızda işiniz hayli zorlaşır. Nüfusun hemen hemen eşit oranda Fransızca ve Flemenkçe konuşanlardan oluştuğu gerçeği bile ülkenin tarihsel olduğu kadar kültürel anlamda da ara (ve aracı) konumunu belirginleştirir. Bunlara az sayıda Almanca konuşanları ve önemli miktardaki Faslı, Kongo, Türk kökenli yabancıları da eklediğinizde bugünkü Belçika ortaya çıkıyor. Bu ülkede yabancıların ilgisini çeken en önemli mekan Vaterlo meydan savaşının yapıldığı yerdir. Aslında burası, olanca etnik çelişkilerine rağmen bu ülkenin tarihinin başladığı bir dönüm noktasının gerçekleştiği mekandır. Bugünkü Belçika, Napolyon'un Vaterlo'da yenilmesinden sonra oluşan yeni Avrupa dengelerinin sonucudur. O dönemin güç dengeleri içinde bulunmuş bir ara formüldür. Bir tarihçinin belirttiği gibi "Belçika tarihin bir hatasıdır." Belçika'nın bu 'ara konum'unu, kültürden mimariye kadar nasıl yansıdığını bir turist gözüyle bile gözlemlemek mümkün. Alman, Fransız, Hollanda etkisini ya da arada kalmışlığının ürünü yapılar; sadece ülkenin başına getirilen Alman hanedanın imparatorluk haline gelme çabalarının ürünü gibi yansıyor. İhtişamdan çok ezici bir güç gösterisine dönüşen, çoğu kez estetik ve insani boyuttan uzaklaşan kaba, iri yapılar... Avrupa'yı askeri gücüyle birleştirmeye çalışan Napolyon'un mirasından bugüne kalan siyasi yapı olarak Belçika'nın Avrupa'nın geleceğinde benzer bir role soyunması tarihin ilginç sürprizi olmaktan öte anlam taşıyor. "Tarihin hatası" olarak ortaya çıkan bu ülke; tarihten ders alarak, tarihi hataları/nı tekrarlamamak için birleşmeye çalışan Avrupa'ya başkentlik yapıyor. Avrupa'yı "birleşme ve ayrışmalar" tarihinden ibaret gören Braudel'i haklı çıkarırcasına AB'nin merkezi olarak "tarihin hatası" bu ülke seçilmiş.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |