T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
O K U R   S Ö Z C Ü S Ü 16 OCAK 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yusuf Ziya CÖMERT

Hemşirelerimiz 'öteki' olamaz

Yeni Şafak, Mina'da 362 hacının hayatını kaybettiği büyük faciayı, basında bugüne kadar hiç kimsenin yapmadığı boyutlarda sorguladı. Otel enkazı altında can veren hacılarımızın haberleri de, o acılar 'paylaşılarak' verildi. Yalnız, bir nokta eksik kaldı.

Gazetelerin, bayram süresince en önemli iki haberi, Mina faciası ile Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesiydi. Yeni Şafak, her iki konuyu da, en iyi şekilde haberlerine ve yorumlarına yansıttı.

Medyanın önemli bir kesimi açısından (Şu bir kısım medya lafı ne kullanışlı bir lafmış!) Ağca'nın tahliyesi büyük bir skandaldı. 'Katil aramızda'ydı, bir çoklarına göre. Belli ki bu yaklaşımda, bir çifte standart vardı. Yeni Şafak, Ağca'nın tahliyesi konusunu da sorgulayarak, erken tahliyenin sorumlularını, yasama ve yargıdaki aşamalarıyla veren tek gazete oldu. Öyle ki, Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk de, bu aşamalara Yeni Şafak'ın haberleriyle vakıf oldu. Estirilen 'medyatik rüzgar'a kapılmadan, 'hamaset'e yüz vermeden soğukkanlılıkla, Ağca ile ilgili gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

Bugün bizim konumuz Ağca değil, okurlarımızdan Alparslan Derman'ın Mekke'de El-Hayır Oteli'nin çökmesi sonucu otel enkazı altında kalarak vefat eden iki hemşiremizin vefatı haberinin veriliş tarzını sorgulayan mektubu.

Sayın Derman, şöyle diyor: Görevli olarak gittikleri Hac'da hayatını kaybeden iki hemşire ile ilgili olarak gazetenizde "Severek gitmişlerdi nasip orada kalmakmş" ifadesi kullanıldı. Bir otelin yıkılmasına neden olan ihmalin üzerinde hiç durulmadı.

Son olarak hayatını kaybeden 12 hacımızın ölümü ile ilgili olarak ise "Bu kaçıncı ihmal faciası" ve "İhmal ölüm getirdi" ifadeleri kullanıldı.

Şimdi size soruyorum. Hemşirelerin ölümü ile ilgili olarak neden ihmal ifadesi kullanılmadı ve Suudi yetkililer eleştirilmedi? Ya da hacılarımızın ölümü için neden "Severek gitmişlerdi nasip orada kalmakmış" denilerek konu geçiştirilmedi?

Yani hemşireler "ötekiler" midir?

Derman'ın yaklaşımı, tutarlı görünüyor. Gerçekten, otelin çökmesinde de bir duyarsızlık aranabilir ve mutlaka vardır da. Benzer acı olaylarla, ülkemizde karşılaşıyoruz ve kendi yöneticilerimizi alabildiğine sorguluyoruz. Diyarbakır'daki Hicret Apartmanı'nın ve Konya'daki Zümrüt Apartmanı'nın çöküşü, bu sorgulamaya örnektir. Bence de, sorgulasak, daha iyi olurdu. Ancak, bütün bunlar, hemşirelerin 'öteki' olarak görüldüğü anlamına gelmiyor. Çünkü, ilke olarak, Yeni Şafak, hiç kimseyi 'öteki' görmüyor. Bu, şu anlama geliyor: Yeni Şafak'ın haberlerinde, bir kesime 'öteki' muamelesi yapılması her zaman 'hata'dır ve eleştirilmeye müstehaktır.

Şimdi, hemşirelerin niçin 'öteki' olarak görülmediğini izah edeyim.

Mekke'deki otel faciası, ilk günden itibaren, birinci sayfadan ve iç sayfalardan mümkün olan en detaylı şekilde verildi. Hayatını kaybedenlerden ikisinin Türkiye'den görevli olarak gitmiş iki hemşire oldukları öğrenilince, hemen, hemşirelerin aileleriyle temasa geçildi. Her iki hemşiremizin eşleriyle görüşüldü ve onların duyguları yansıtılmaya çalışıldı.

Haberin başlığında kullanılan ve Sayın Derman tarafından hemşireleri 'öteki' olarak görmenin işareti sayılan "Severek gitmişlerdi, nasip orada kalmakmış" cümlesi, tamamen hemşirelerin eşlerine aittir. Haber dikkatle okunduğunda, bu kolaylıkla görülebilir. Ve haberlerin işlenişindeki üslup, 'ötekileştiren' değil, sahip çıkan bir üsluptur.

Mina'da, 362 hacının izdihamda ezilerek hayatını kaybetmesi adeta neredeyse insanlarımızın alışmaya başladığı 'rutin' tabir caizse 'gelenekselleşmiş' bir olay haline gelmişti. Sık sık tekrarlanan bu faciayı, hiç kimse, en azından Yeni Şafak'ın yaptığı boyutlarda sorgulamıyordu.

Yeni Şafak, ilk kez, dikkati facianın gerçek sorumlularına çekti ve belki de Yeni Şafak'ın yayını sayesinde konu ilk kez uluslararası platformlarda mesela İKÖ'de tartışılacak ve çözüm aranacak. Dileriz, aynı platformlarda, hemşirelerimizin öldüğü otel faciası da gündeme getirilir, onun da sorumluları araştırılır ve Suudi yönetiminin, ölümler karşısında daha sorumlu ve daha duyarlı olması için gerekenler yapılır.


  • Nuri Özpostalcı
    Almanya esirleri diri diri yaktığı için Allah soğuk afeti verdi ve savaşı kaybettiler. Lütfen tavukları canlı canlı değil, acı vermeden öldürüp öyle yaksınlar. Onların da duası, bedduası olur.

  • Mehmet Altunbaş
    Gönderdiğiniz kitaplar için bin beşyüz öğrencim adına teşekkür ederim. Farkınızı gösterdiniz. Allah yardımcınız olsun.

  • Ahmet Yıldız
    Lütfen arka sayfalarınızda teknolojiyle ilgili yazılar çoğalsın. İnternetle ilgili haberler de görelim.

  • Adem Erişek
    Yok mu bu 'of-the-record'un Türkçesi Allah aşkına?

  • Mehmet Temiz
    Tatilde yurtdışına çıkarken havaalanında 10 yaşındaki oğlum ile gazete almaya gittik. Hangisini alalım dediğimde Yeni Şafak alalım demedi. Diyorum ki çocuk Yeni Şafak'ı niye istemedi? Yetkililer bunu düşünmeli. Unutmadan ben yine onu ikna edip Yeni Şafak aldım.

    Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi