T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
G Ü N D E M | 9 OCAK 2006 PAZARTESİ | ||
|
Kahroluyorum çünkü çocuklarıma bir pabuç bile alamadım
10 gün içinde 3 evladını toprağa veren Zeki Koçyiğit bir yandan çocuklarını kaybetmenin acısını yaşarken, diğer yandan onlar için yapamadıklarına hayıflanıp kahroluyor. Baba Koçyiğit "Muhammet Ali'ye pabuç alamamıştım. Yırtık ayakkabılarıyla okula gidiyordu. Her gün ıslak ayaklarla eve dönüyordu" diyor.
AYAKLARI ÇOK ÜŞÜRDÜ "Muhammed Ali 14 yaşındaydı. Evin geçimini o sağlıyordu. Benim işim aşım yoktur. Böbreklerimde taş var, sürekli rahatsızlanıyorum. Hanım rahatsız zaten, kist var tedavi ettiremiyorum, maddi durumum yoktur. Oğlum çok çalışkan bir çocuktu. Hem okula gidiyor hem çalışıyordu. Sabah erkenden kalkardı. 20-30 tane şeker pamuğu yap da satayım derdi. Ben de ona sabahtan çıkma soğuk olur derdim. Zaten evimiz okula çok uzak, doğru düzgün ayakkabısı yoktu. Beni en fazla üzen ona bir tane iyi ayakkabı alamadım. Her gün ıslak ayaklarla eve geliyordu. Bir yandan da üşütmüştü zaten. BENDEN MEYVE İSTERLERDİ Günlük 4-5 milyon lirayla evi geçindiriyorduk. Her gün size meyve getireceğim diyordum. Onlar meyve istiyordu. Alacak gücüm yoktu onları kandırmakla geçti günler. Şimdi beni en fazla bunlar üzüyor. Maddi olarak zaten bitmiştim şimdi de manevi olarak parçalandım. Evim parçalandı, içi boşaldı. Bayram var, çocuklarımın hepsinin ayrı bir hatırası var. CENAZELERİ BORÇLA DEFNETTİM Yakın çevremden borç para aldım. Çocukları hastaneye götürürken özel araç tuttum, cenazeleri de borç parayla defnettim. Ben bu insanların yüzüne nasıl bakacağım? Parçalandık, evimiz boşaldı. Bir ben kaldım, bir hanım. Küçük çocuğum hastanede Allah ona şifa verir inşallah. O bize bir gül olur da onu koklarız inşallah. Hanım çok üzgün, kriz geçiriyor. TAM OLARAK ÇÖKTÜK Hem maddi hem manevi ayakta duracak halim yok. Bayramda insanlar bizi yalnız bırakmasınlar, bize bir teselli versinler. Bugüne kadar bize destek oldu insanlar hepsinden Allah razı olsun. İnsanlara buradan sesleniyorum, bize destek versinler. Hem maddi hem manevi çöktük. Daha dün (iki gün önce) Tarım Bakanı geldi, bir başsağlığı dileyip geçti. Herhangi bir yardımda bulunmadı. Sağlık Bakanı aradı, geleceğim dedi ama gelmedi. Burada insanlar geliyor, onlara ikram ettiğimiz çayı ve şekeri bile vatandaşların yaptığı 5-10 milyon lira yardım ile alıyoruz. Muhammet beni öpüp vefat etti Çocukları Van'a götürdüm. Yılbaşıydı, doktor yoktu. Sonra geldi. Büyük çocuğum Muhammed Ali 'beni kucağına al baba' dedi, can çekişiyordu. Kucağıma aldım, gözleri gidiyordu. Kapıdan çıktım, sağa sola baktım kimse yoktu, doktor yoktu. Oksijen makinesiyle oksijen vermeye çalışıyorum. Dört çocuğumla ne yapacağımı şaşırdım. Gözleri gitmişti, ağladım, gözyaşlarım yüzüne döküldü. Çocuk yüzümden öpüp vefat etti. Bağırdım, çağırdım. Sonra hemşire ardından doktor geldi, kalp masajı yaptı, iş işten geçtikten sonra. Diğer çocuklarımı ondan sonra yoğun bakıma aldılar. Ölen çocuğumdan, parça aldılar, çocuğun üzerinde oynadılar, deneme yaptılar. Peşpeşe geldi cenazeler. Sadece küçüğüm kaldı, Allah büyük. İlk önce sağlık ocağına götürdüm, oradan hastaneye. Okuldan kaçmak için rapor almaya çalışıyorsun dediler çocuğuma.
Arşiv:
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |