Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Hüseyin Korucuoğlu

Sezonun başında karıncalar gibi çalışacaklarına Ağustos böceği gibi işi "lay lay loma" döken takımlar sona yaklaşılan şu günlerde pabucun pahalı olduğunu anladılar. Şimdi işlerine dört elle sarılıp içine düştükleri gayya kuyusundan çıkmak için çırpınıyor, kendilerine uzatılacak bir el bekliyorlar. Ligin üstünde de, altında da aynı manzara hakim.

Geçen hafta ezeli rakibine oynamadan teslim olan Galatasaray, zirveye kurulmak için daha önce kendisinin yapmadığını şimdi birilerinin yapmasını bekliyor. Malatya, Sivas ve Trabzon deplasmanlarında eline taşın altına sokmaktan imtina eden Gerets, şampiyonluk treninin Trabzon'da kalktığının farkına vardı. Ama bunun için artık çok geç olmalı...

Fenerbahçe, Trabzon'da aldığı süper benzinle hedefe doğru hızlı yolculuğunu sürdürdü. Karadeniz ekibinde ise büyük bir sükutu hayal yaşandı. Her ne kadar teknik direktör Vahid Halilhodziç, hakemden dert yansa da, takımını 5-6 dakika 10 kişi oynatan (ki mağlubiyet golü bu arada atıldı) ve Yattara gibi bir hücum silahını kulübede paslanmaya çekip, iş işten geçtikten sonra oyuna sürmesi nedeniyle tribünler de ondan yana dertli.

Kırmızı çizginin altında kalanlar ise, karıncalar gibi çalışmalarına ve büyük bir emek sonucu ambarlarını 3 puanlarla doldurmalarına rağmen hala "bir arpa boyu yol" gidememekten muzdaripler. Neden mi? Rakipleri de şarkı söylemeyi bıraktı da ondan...

Zamanlarını boşa harcadıkları için şimdi bin pişmanlar. Ama bunun için biraz geç mi kaldılar ne!...

Diyarbakırspor, Denizli'de aldığı ağır darbe ile teslim bayrağını büyük ölçüde çekerken, Malatyaspor ve Samsunspor ise arap atları gibi sonradan açılarak son 3 haftada 3 galibiyet alarak lige tutunma çabası içindeler.

Bu hafta kendi aralarında yapacakları maçla da kazanan kendi göbeğini kendi kesecek. Diğeri için ise dövünmek için bile çok geç kalmış olacak.

Gelelim maçlarda yaşananlara....

HAFTANIN TAKIMI

F.Bahçe-Malatya
Trabzon'dan 3 puan alan F.Bahçe zirvede, Ankara'dan galibiyet çıkaran Malatya ise altta dengeleri değiştirdi.

HAFTANIN YILDIZI

Semih (Fenerbahçe)
İkinci yarı girmesine rağmen 2 gol atarak 'altın yedek' olduğunu bir kez daha gösterdi.

HAFTANIN HAKEMİ

Yunus Yıldırım (G.Saray-Ankaraspor)
Zor maçı, az düdük çalıp (26 faul) sertliğe prim vermeden en az hatayla tamamladı.

GOL KRALLIĞI

21 gol: Gökhan (Kayseri)
20 gol: Fatih Tekke (Trabzon),
19 gol: Cenk (Kayseri Erciyes)
18 gol: Necati (G.Saray)
17 gol: Ümit (Galatasaray), Nobre (Fenerbahçe)
14 gol: Umut (A.Gücü), Tuncay (F.Bahçe)

ASİST KRALLIĞI

Oyuncu			Maç 	Asist
1. Alex (F.Bahçe)  		29 	22
2. Hasan Şaş (G.Saray) 	24 	16
3. Yattara (Trabzon)		30	11
4. Ümit (G.Saray)		24 	9
5. Timuçin (K.Erciyes) 	29 	8

HAFTANIN CEZALILARI

SARI KART: Kenan
(Samsunspor)
Murat Duman (Sivasspor)
KIRMIZI KART:
Ömer (Konyaspor)
Levent (Denizlispor)

HAFTANIN MAÇLARI

TÜRKİYE KUPASI /
ÇARŞAMBA: 20.00 F.Bahçe-Beşiktaş
SÜPER LİG /
CUMA: 20.00 Kayseri-V.Manisa
CUMARTESİ: 19.00 Malatya-Samsun, Ankara-Trabzon, Ç.Rize-Denizli, Diyarbakır-G.Birliği
PAZAR: 16.00 A.Gücü-G.Antep, Konya-Sivas 19.00 Fenerbahçe-Kayseri Erciyes (Seyircisiz), Beşiktaş-Galatasaray

	Metin BADEMLİ mbademli@yenisafak.com.tr

Yattara niye oynamadı?

Haftaya damgasını vuran olay, Ali Sami Yen'de başarılı bir oyunla Ankaraspor'u 4-0 yenen Galatasaray'ın bu galibiyete sevinememesiydi. Çünkü taraflı-tarafsız bütün futbol meraklıları gibi onlar da Fenerbahçe'nin Avni Aker'de puan kaybedeceğinden emindi, Trabzonspor hariç! Elindeki en önemli kozu olan Yattara'yı, kulübede bekleterek Nobre ve Luciano'dan yoksun Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ sürdü Bordo-Mavili ekip. O sebeple herkes maçın sonucu için "Fenerbahçe mi kazandı, Trabzonspor mu kaybetti?" diye soracak yıllarca...

23 golün atıldığı 35 sarı, 2 kırmızı kartın kullanıldığı haftada hakemler yine otoritelerini kartlarla sağlamaya çalıştı.

UEFA ve FIFA ölçeğine göre (az düdük-az kart) Türkiye'nin bir numaralı hakemi olan Yunus Yıldırım'ın, Galatasaray-Ankaraspor maçındaki yönetim tarzı, seminerde ders olarak gösterilmeli. Galatasaray'a futbol oynatmamak amacıyla sahaya çıkan, sert ve faullü oynayan Ankaraspor'u yerinde düdük ve ikazlarla futbola çağırdı. Bu yönetim tarzı, yüksek tempo, 4 gol ve en az üç katı pozisyon getirdi.

Bir alt klasmandan Bünyamin Gezer (Ankara) Sivasspor-Kayserispor maçında 22 faul kararıyla 3 sarı kart kullanırken, kendi klasmanındaki kart standardını yakaladı! 7 yıldır 1.Ligde düdük çalan ve 51 maçta görev alan, çoğunda yanlış kararlarıyla skor tabelasını doğrudan etkileyen Federasyon görevlisi Zafer Önder İpek'in V.Manisa-Beşiktaş karşılaşmasında ne işi vardı? Yine nizami bir gol iptali ve yanlış kararlarla tansiyonu yükselten, 22 faul kararına karşılık 4 sarı kart kullanan bir hakem.. Çetin Sarıgül ve Yılnur Önen'e ilaveten bu arkadaşın da 1.Ligde düdük çalması, gençlere şans verip geleceğin kadrosunu şekillendiren Merkez Hakem Kurulu için çifte standart örneği.. Çünkü aşağıda başta Nihat Akman ve Cemil Şensöz olmak üzere en az 10 hakem var ve bazıları bugün 1.Ligde düdük çalanlardan çok çok iyi..

Bülent Demirlek, Denizli-Diyarbakırspor maçında 33 faul kararına karşılık 8 sarı, 1 kırmızı kart kullanıp eski formundan uzak göründü. Kuddusi Müftüoğlu da Ankaragücü-Malatya maçında 23 faul kararı verdi ama 6 sarı kart kullandı! Bülent Yıldırım, Gaziantep-Konya maçında az düdük çaldı (25 faul) ama 7 sarı, 1 kırmızı kart kullandı. Samsunspor-Gençlerbirliği maçındaki 35 faule karşılık cepten 1 sarı kart çıkması da çifte standart örneği.

Geri dön

Yazdır

Yukarı