T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 3 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e 'Basın Kulübü' programında, "Sayın Demirel başörtüsü yüzünden büyük mağduriyetler yaşayan genç kızlar ne yapsın peki?" şeklindeki sorum ve Demirel'in "Arabistan'a gitsinler" cevabı, Ankara'da siyasetin gündemini oluşturdu. Programın ardından geçen iki gün boyunca, değişik çevrelerde yoğun bir şekilde, Demirel'in neden şimdi böyle bir çıkış yapma gereği duyduğu ve kimlerin sözcülüğüne soyunduğu tartışılıyordu. Dün AK Parti grubunda konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, Demirel'in adını telaffuz etmeden oldukça sert ifadelerle yüklendiğinde, AK Parti grubu dakikalarca Başbakan Erdoğan'ı ayakta alkışladı. Belli ki, Demirel'in doğrudan toplumla çatışmayı hedef alan sözleri, AK Partili vekilleri de oldukça sinirlendirmiş. Dolayısıyla, AK Parti'nin grup toplantısı öncekilere nazaran daha diri ve canlıydı. Hele Başbakan Erdoğan'ın şu sözleri, adeta grubu ateşleyen bir özelliğe sahipti: "Hiç kimse kendi din ve vicdan özgürlüğünü yerine getirmeye çalışanlara farklı adres çıkarmasın. Bunların geçmişini incelediğinizde akşam başka sabah başka siyaset yapmakla temayüz etmişlerdir. Bu ülkenin evlatlarına kimse başka coğrafyalarda adres vermeye kalkmasın. O adresi verenler önce kendileri oralara gitsinler. Bu ülkenin evlatlarının adresi bellidir; 780 bin kilometrekarelik Türkiye topraklarıdır. Bu toprakların içinde sen nereden hak alarak 'Suudi Arabistan'a git' diyorsun? Bu yetkiyi kim veriyor sana? Bu adresi nasıl veriyorsun? Birilerinin teşvikiyle bir şey yapma gayretindeysen, çıkarsın meydanlara.. Meydana çıkınca bu milletin, bu düşüncelere nasıl teveccüh ettiğini görürsün." Bir bakıma, Demirel'e meydan okuyan Başbakan Erdoğan, Demirel'in genç kızlara 'Arabistan adresi'ni göstermesinin temelindeki 'gizli adresi'ni ortaya çıkarmış oldu. Erdoğan, "Bu mesele bir yeğen-kardeş meselesiyse onun yeri de yargıdır zaten. Eğer buralardan kaynaklanan bir rahatsızlık varsa, bizim dışımızdadır" diyerek, Demirel'in yeğenlerinin girdiği 'yargı kıskacı'na dikkat çekti. Doğrusu, sayın Demirel'in yeğenlerinin başı dertte olmasaydı, herhalde AK Parti'ye karşı böyle bir kampanyanın içinde yer almazdı. Ancak, bugün Demirel'in halkın gözünde küçüleceğini bile bile böyle bir istikamete yönelmesinin temelindeki esas neden, sadece yeğenlerinin zor durumda olması değil, aynı zamanda AK Parti'ye karşı oluşturulan 'Büyük muhalefet koalisyonu'nun sözcülüğüne soyunuyor olmasıdır. Nitekim, bu koalisyonun parçaları anında tepki vermiş ve Demirel'in şapkasının arkasında sıraya dizilmişlerdir. Kimdir bunlar? Elbetteki, öncelikle CHP, 'ulusalcı' güçler, İstiklal Mahkemesi savcılığına heveslenen 'sosyoloji özürlü' sosyologlar, varlıklarını 'darbe dönemleri'ne borçlu medya mensupları ve yeni dönemde 'postmodern durumlar' olursa acaba bize de bir 'ulufe' düşer mi diye oturup bekleyen 'sözde sivil toplum' kuruluşları, dernekler… Ancak Demirel, AK Parti iktidarına karşı muhalefet bayrağı açacağım derken, kendi ayağına 'kurşun' sıkmıştır. Evet, Güniz Sokak'ta unutulmak üzere olan Demirel yeniden gündeme gelmiş ve ortalığı karıştırmıştır. Ama bunun ne Demirel'e, ne de 'pay kapmak' için arkasında sıraya dizilmiş olanlara bir fayda sağlaması söz konusu değildir. Aksine, toplumda bu vesileyle Demirel'e karşı yükselen 'öfke seli'nden yandaşları da zarar göreceklerdir. Ancak ne yapalım ki, 'Demirelzedeler' için 'geçmiş olsun' demekten başka elimizden bir şey gelmez…
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |