T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
S O N D A K İ K A | 3 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Tan: Müzakere süreci tatmin edici
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Türkiye'nin AB müzakere sürecinin hem AB'yi hem de Türkiye'yi tatmin edecek şekilde sürdüğünü söyledi.
19 başlıkta ayrıntılı ve tanıtıcı taramanın sona erdiğini kaydeden Tan, iki başlıkta da müzakerelerin fiilen başlamak üzere olduğunu belirtti. Bundan sonraki temasların ve sürecin takviminin de gayet açık şekilde taraflarca bilindiğini ifade eden Tan, şu anda ne Türk tarafının ne de AB tarafının bu konuda bir sorununun bulunduğunu kaydetti. "Bazı fasıllara benchmark (açılış kriteri) getirilmesi konusunda Türk tarafının hazırlıklı olduğunu" ve gerekli çalışmaları yapacağını söyleyen Tan, her şeyin kamuoyunun önünde cereyan ettiğini belirtti. AB sürecinin uzun ve zorlu bir yol olduğunu ifade eden Tan, "Bu yolda elbette bazı güçlükler çıkacaktır, ama aşılması için karşılıklı irade vardır. Biz müzakerelerin gayet sağlıklı yürüdüğü ve bu çerçevedeki görüşmelerin de yapıcı bir anlayışla yürütüldüğü görüşündeyiz" dedi. Tan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni ile yaptığı görüşmede Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmayacağını söylediği yönündeki haberler üzerine de "Bir gazetede ve bazı basın organlarında bu tür haberler yer aldı. Bakanımızla Bakoyanni arasında bahsedilen türden bir diyalog gerçekleşmemiştir" diye konuştu. "TELKİNLERE GÖRE ZİYARETLERİMİZİ PROGRAMLAMAYIZ" Tan,"İsrail ve ABD'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile Bakü'de görüşmemesi konusunda Türkiye'ye bir telkinde bulunup bulunmadığı" sorusunu yanıtladı. Başbakanın ya da herhangi bir yetkilinin, herhangi bir ülkeye yapacağı ziyaretinin planlanmasının ve ya gündemden kaldırılmasının başka ülkelerin telkinleriyle ilgili olmasının düşünülemeyeceğini belirten Tan, "Şunu hiçbir zaman unutmayın. Biz hiçbir ülkenin telkinine ve tavsiyesine göre ziyaretlerimizi programlamayız. Biz gerekli görürsek, her türlü ziyareti yaparız, herkesle de görüşürüz" dedi. Tan, bununla birlikte Türkiye'nin dost ve müttefiki olan ABD ile dünya siyasetinin gündeminde olan bazı konular üzerinde görüş alışverişinde bulunduğunu ve bunu sürdüreceğini de kaydetti. "Türkiye'nin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice aracılığıyla IKDP lideri Mesud Barzani'ye bir mesaj gönderip göndermediği"nin sorulmasına karşılık Tan, "Biz söyleyeceklerimizi muhataplarımıza doğrudan söyleme imkanına sahibiz" yanıtını verdi. Bu çerçevede Türkiye'nin, söylemek istediklerini Irak'ta gerekli gördüğü makamlara zaten ilettiğini ifade eden Tan, bu tür konuların hassas konular olduğuna işaret etti ve bu konularda spekülasyon yaratacak tutumlar içine girilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Gül, Türkiye'nin yalnızca ABD ile değil diğer dost ve müttefik ülkelerle de bölgesel ve küresel gündeme ilişkin konularda görüş alışverişinde bulunduğunu yineledi. STRATEJİK VİZYON BELGESİ Tan, Türkiye ve ABD arasındaki stratejik işbirliğini geleceğe hazırlayacak vizyon belgesine ilişkin çalışmaların hangi aşamada olduğuna yönelik bir soruyu da yanıtladı. Belgenin gelecek bir iki hafta içinde sonuçlanmasının beklediklerini ifade eden Tan, bu çerçevede iki ülke arasındaki görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Tan, imzalanacak nitelikte olmadığını hatırlattığı belgenin, iki ülke arasındaki mevcut anlaşma, sözleşme veya buna benzer belgelerle bağlantısı olmayacağını, kamuoyuna açık olacağını ve çok uzun bir metin olmayacağını ifade etti. Belgenin ortak bir metin olduğuna işaret eden Tan, her şeyin iki tarafın rızasıyla belgeye konulacağını kaydetti. PAPADOPULOS'UN AÇIKLAMASI Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un "KKTC'nin ABD ve diğer üçüncü ülkelerce tanınması ihtimali"ne yönelik yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine de şunları söyledi: "Bu beyanlar, kendisinin gerçeklerden ve çözüm arayışlarından ne kadar kopuk olduğunu göstermektedir. Aslında Sayın Papadopulos bu istikamette konuştukça kendisini daha fazla teşhir etmektedir. Öte yandan, geçmişte Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin PKK unsurlarına Kıbrıs'ta kucak açtığı herkesin malumudur. Teröristbaşı (Abdullah) Öcalan'ın bir Rum pasaportuyla yakalandığını da unutmamak gerekir. Herhalde Papadopulos bu konu gündeme geldiğinde, bu hususları hatırlamış ve konuşmak gereğini hissetmiş olacaktır."
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |