Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv
Favorilere Ekle
Giriş sayfası yap

Yeni Şafak'ta Ara

AK Parti Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü, erkeklerin bir eve kapatılıp kadın gibi yaşadığı para ödüllü yarışmalar başta olmak üzere, topluma zarar vereceğini düşündükleri tüm dizi ve programların incelenmesi için TBMM bünyesinde "Araştırma Komisyonu" kurulması konusundaki önerisini partisinin grup başkanlığına sundu.

AK Parti Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü

Börü, son dönemlerde sorumlu yayıncılık anlayışından uzak hazırlandığını düşündüğü programlara toplumun tepkisinin son derece büyük olduğunu, verdiği mücadeleye Meclis'teki çok sayıda erkek milletvekilinden de destek geldiğini söyledi.

Araştırma Komisyonu kurulması yönündeki önerisiyle ilgili dilekçeyi, görüştüğü hiçbir milletvekilinin geri çevirmediğini ifade eden Börü, "Arkadaşlarım da beni kutluyorlar. Çünkü bu toplumsal bir konu ve herkesin duyarlı olması gerekiyor" dedi.

Börü, 29 milletvekilinin imzasını taşıyan dilekçesinde, sadece "O Şimdi Hanımefendi" adlı yarışmaya değil, çocuk, genç, kadın ve erkekleri, kısaca toplumun tüm kesimlerinin ruh halini olumsuz etkileyecek tüm programlara dikkati çektiğini belirtti.

Börü, dilekçesinde, "TV'de yayınlanan bazı dizi, yarışma ve kadın programlarının toplumun ruh sağlığı üzerindeki etkilerini araştırmak ve bu konuda alınması gereken önemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98'nci, iç tüzüğün 104'üncü maddesine göre Meclis araştırması yapılması"nı istedi.

HANGİ PROGRAMLAR MERCEK ALTINA ALINACAK?

Ayhan Zeynep Tekin Börü, dilekçesinin ekinde de sakıncalı görülen tüm programların mercek altına alınmasını isteyerek, şunları kaydetti:

"Ülkemizde bazı özel televizyon kanalları, rekabet ortamı içinde dizi, yarışma, kadın programları adı altında toplumsal ve insanı değerler ile evrensel hukuk normlarına aykırı olmasına rağmen, ilgi çekici içerikte yayın yapma politikası gütmektedirler.

Bu programlarla duyarlı yayıncılık anlayışı kimi zaman aşılmaktadır. Bunun sonucu olarak, kültürel yapımızın tahrip edildiği, özellikle gençlerimiz ve çocuklarımıza kötü örnek teşkil eden ve bunun sonucu bunalımla intiharla cinayetle sonuçlanan birtakım olayların yaşandığı görülmektedir.

Birçoğu yabancı orijinli olan ve ülkemize adapte edilmek istenen bu programlar, son zamanlarda insanların davranışlarını, düşüncelerini, toplumsal ve ahlaki değerlerini ve insani kimliğini hükümsüzleştirmektedir."

REYTİNG UĞRUNA

Dilekçesinde kadın programlarına da dikkati çeken Milletvekili Börü, buralarda insanların, haklarını hukuk kuralları içinde değil, televizyonlara koşarak aramaya başladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Topluma zarar veren ve ahlaki değerlere ters, sadece reyting uğruna insanların psikolojisine, ahlaki ve kültürel yapısına zarar verebilecek yayınları sebebiyle bu tür programlar sürekli tartışılmaktadır. Bu tür TV programlarının yayınlanacağı duyumu dahi toplumda rahatsızlıkla karşılanmakta, özellikle gençlerin sorumlu yayıncılık anlayışı gütmeyen bazı programlar karşısında savunmasız kaldıkları düşüncesi giderek hakim olmaktadır. Ekran karşısında sergilenen üslup tanımazlıkla mahrem hayat deşifre edilmekte, dizilerdeki hukuk dışı örgütlenmelere gençlerimiz özendirilmekte, insanlarımız sorunlarını televizyon kanalları vasıtasıyla çözmeye zorlanmaktadır. Bu nedenle kamuya ve devlete olan güven ciddi şekilde zedelenmektedir."

Börü, programların konuları işleyiş tarzı itibariyle telafisi imkansız toplumsal ve kişilerin ruh dünyasında derin etkiler bırakılabileceği ihtimalini dikkate alarak, toplum üzerindeki etkilerinin araştırılması amacıyla meclis araştırması açılmasını istediklerini söyledi.