T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
P O L İ T İ K A | 8 MART 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Baykal kriz müteahhidi
Başbakan Erdoğan, Orgeneral Büyükanıt hakkındaki suçlamalara 'darbe' yorumu yapan CHP lideri Baykal ile bazı köşe yazarlarına sert çıktı. Erdoğan, Baykal'ı 'kriz müteahhidi' ve 'kaos mühendisi' olmakla suçlayarak, 'hükümet ile orduyu karşı karşıya gösteren köşe yazarlarını' da lanetledi...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal ile köşe yazarlarını topa tuttu. Erdoğan, Baykal'ın 'kurumlar arasında çatışma' görüntüsü vererek, kriz müteahhitliğine soyunduğunu' söyledi. Başbakan, "Bir çok köşe yazarının köşelerinden adeta hükümetle ordumuzu karşı karşıya getirme gayretlerini de huzurlarınızda telin ediyorum, lanetliyorum" dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında Şemdinli iddianamesiyle ilgili gelişmeleri değerlendirirken, şöyle konuştu: "Sayın Baykal'ın sözlerini nasıl yorumlamalıyım? Sayın Baykal Türkiye'nin kurumları arasında bir çatışma var görüntüsü vererek, kriz müteahhitliğine soyunmaktadır. Siyaset üretme vasfının kaybetmiş ve kendi görevlerini başarıyla yapamayan bir siyasetçinin kaos mühendisliği yapmak veya kriz mühendisliği yapmak istemesine, en hafif deyimle biz üzülüyoruz. Sayın Baykal'ın istikrarı bozma girişimlerini ibretle izliyoruz." ORDU HİYERARŞİSİNDE GÖREVİMİZİ BİLİYORUZ Tüm kurum ve kurallarıyla cumhuriyetin dimdik ayakta olduğunu ve demokrasinin eksiksiz işlediğini kaydeden Başbakan, şunları dile getirdi: "Ve ordumuzla ilgili hiyerarşik yapısı içinde kimin, ne zaman, nerede, hangi göreve geleceği noktasında, yürütme, yani Bakanlar Kurulu'muz görevini gayet iyi bilmektedir. Bu kararı belirlerken hiyerarşik yapıyı gayet iyi değerlendirir, gerilimlere fırsat vermeden bu ülkede bütün kurumlar dayanışma içinde el ele, omuz omuza adımlarımızı atarız. Kimse de bunu bozmanın gayreti içerisine lütfen girmesin. Bu konuda kim kafaları bulandırmak istiyorsa, biz asıl onların niyetinden şüphe ederiz. Böyle mesnetsiz tartışmalarla, kafaları bulandırmak, siyasi menfaat devşirmeye kalkışmak istifham üretmeye yönelik açıklamalarda bulunmak da en hafif tabirle ölçüsüzlüktür, sorumsuzluktur." MENFAAT DEVŞİRME "Bize göre ayrıştıran, bölen, nifak çıkaranlar, sanal gündemler oluşturabilir. Gündemin içinden konuşarak dikkatleri kendi yanlış mesajlarına ve küçük hesaplarına odaklayabilirler. Bundan kendileri için menfaat da umabilirler. Oysa biz Türkiye fotoğrafına her zaman ama her zaman bir bütünlük içinde baktık ve bakacağız. Bir süredir bazı spekülasyonlarla Türkiye'nin temel kurumları olan ordu ve yargı arasında zaaf alanları ve bulanık bir atmosfer oluşturulmak isteniyor. Buna adeta hükümeti bulaştırma, katma gayreti içerisine girmek isteyen zavallılara acıyorum. Ortada henüz oluşmuş bir yargı kararı yokken, tamamen spekülasyonlara dayalı olarak bu iki kurumumuzu yıpratmak kimsenin hakkı değildir. Bu söylediklerim, en çok ana muhalefet partisinin genel başkanı için geçerlidir. Kimse, bu ülkenin değerli siyasetçileri, değerli hakim ve savcıları ve değerli komutanları üzerinden siyasi menfaat devşirmeye kalkışmasın. Özellikle de ülkemizin saygın komutanları üzerinden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz'i zaaf içerisinde gösterme çabaları kimseye bir şey kazandırmaz, bugüne kadar da kazandırmamıştır." BU İDDİA KİMİN HADDİNE DÜŞMÜŞ "Türkiye'nin en köklü kurumlarından olan gözbebeğimiz TSK ile bağımsız yargı arasında çatışma oluşturmaya çalışmak bu ülkenin iyiliğine hizmet etmez. Ana muhalefet partisi lideri diyor ki; 'TSK'ya karşı darbe girişimi tertip ediliyor ve yargı buna alet ediliyor.' Bunu, bırakın ana muhalefet partisi liderinin söylemesini, bu ülke hakkında birazcık hassasiyeti olan, demokrasi sürecinin unsurlarını birazcık içine sindirmiş olan hiç kimsenin ağzından böyle bir söz çıkmaz, çıkamaz. TSK'ya karşı darbe tertip etmek, böyle bir iddiayı öne sürmek kimin haddine düşmüş, Sayın Baykal'ın mı... Yoksa kafasının gerisindekileri mi konuşuyor? Silahlı Kuvvetlerimiz bu noktada kendisine karşı tertiplenecek oyunları özellikle bertaraf edecek kadar kuvvetli ve köklü bir kurumdur. Yargı kurumunun adının böyle bir hezeyana bulaştırılması ise gerçekten çok daha vahimdir, çok daha hastalıklıdır. Biz hükümet olarak, cumhuriyetin tüm kurumlarını aynı hassasiyetle sahipleniriz. Kaldı ki Sayın Çiçek, güzel bir tespit yaptı. 'Her kurumun yedeği olabilir ama ordunun ve yargının yedeği yoktur...' TSK'ya dönük yıpratma faaliyetlerine de yargıyı zaafa uğratma gayretlerine de tüm siyasi irademizle karşı çıkarız. Ama bu, her zaman demokrasi düzeninin verdiği yetkiler çerçevesinde olur." Bizim de mi ayağımıza kurşun sıkılsa ne!.. AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik, silahlı saldırıya uğradıktan sonra ilk kez Meclis'e geldi. Grup toplantısına katılan Çelik, "Grubu, Meclis'i, basını özledim" dedi. Yanında bulunan AK Parti Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, gazetecilerin Çelik'e yoğun ilgisine "Ne yapsak ya? Bizim de mi ayağımıza kurşun sıkılsa ne..." demesi, gülüşmeleri neden oldu.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |