T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
G Ü N D E M | 20 HAZİRAN 2006 SALI | ||
|
Hukuk 'iyi çocuklar' için de işliyor...
Türkiye yıllardır, 'Susurluk'la başlayan süreçte bir türlü 'karanlıklar prensi'ni ortaya çıkaramamış, 'Susurulukvari' ilişkiler hep karanlıkta kalmıştı. Ama bu kez başardı. Hem de yargıya 'güçlü merkezler'den gelen etkileme girişimlerine rağmen... Şimdi bulunduğumuz noktadan, Şemdinli davasının başlangıç ve gelişim safhasına baktığımızda, aslında hiç de umutlu bir tablo yoktu önümüzde... Davanın açılma safhasındaki 'sıcak' günler, kelimenin tam anlamıyla 'umutsuz' günlerdi. Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın 'Şemdinli iddianamesi'ni hazırladığı günlerde, siyasette ve devlet katlarında adeta fırtınalar esiyordu. Çünkü iddianamede, astsubaylar ağır bir şekilde suçlanmış, hatta Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın adı bile zikredilmişti. İşte, 'fırtınalı günler' de bu iddianameyle birlikte başlamıştı. Yıllardır, özellikle devlet kurumlarının 'şeffaflaşması'na bir türlü rıza göstermeyen çevreler, adeta savcıya karşı bir savaş başlatmışlardı. Nitekim, güçlü merkezlerde şartelleri attıran savcı Sarıkaya, jet hızıyla meslekten ihraç edilmiş ve bir bakıma yargıya da 'işaret' verilmişti. Daha da önemlisi, Türk siyasetinin önemli aktörlerinden birisi olan ana muhalefet partisi, 'Şemdinli davası'nda neredeyse astsubayların yargılanıyor olmasından dolayı, siyasi iktidarı suçlayan zehir zemberek açıklamalar yapma gereği duymuştu. Ve o günler, 'yargı bağımsızlığı'na inanan sağduyulu ve 'demokrat' kesimler için kelimenin tam anlamıyla 'kabus' günleriydi. Açıkçası, kimse 'Şemdinli davası' konusunda o günlerde estirilen 'kriz rüzgarları'nın ardından, davanın 'hukukun üstünlüğü' çerçevesinde sonuçlanacağından umutlu değildi. Ama bugün, bir kez daha görüyoruz ki, Türkiye'de hakimler var. Bütün sıkıntılara ve Türkiye'nin geleneksel 'korumacı' reflekslerine rağmen, yargı 'hukukun üstünlüğü'nu korumada kararlı... İşte bu karar, Avrupa Birliği yolunda 'değişim' ve 'demokrasi' mücadelesi veren Türkiye'ye umut veriyor. Umarız, bu karar Türkiye'de yeni bir dönemin başlangıcı olur. Umarız, devlet görevlileri de dahil olmak üzere, kimse 'devlet gücü'ne sığınarak karanlık 'çete' ilişkileriyle ülkeye nizamat vermeye kalkmaz. Şemdinli davasındaki karar da göstermiştir ki, kimse hukukun kurallarından vareste değildir. Umarız bu karar, bugün mahkum olanların arkasında eğer birileri varsa (bunu bilemiyoruz) onlar için de bir uyarı olur.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |