T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 19 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ | ||
|
Sonunda Yavuz Donat dayanamayıp konuya girdi de, aylar önceden başlayarak burada yazdığım senaryonun gerçeklere dayandığı ortaya çıktı. Türkiye'yi erken seçime götürüp sandıktan Ak Parti'yi muhalefette bırakacak bir sonuç çıkarmayı hedefleyen senaryonun yazarı da, senaryoda kendilerine rol biçilen oyuncular da belli oldu. Vaktiniz bolsa 'Şifreyi çözüyorum', 'Şifrelerin Şifresi' ve 'Kitabın Orta Yerinden' başlıklı Kulisleri okumanızı tavsiye ederim (10, 11 ve 18 Mayıs 2006). Bir yerlerde pişmekte olan 'erken seçim' yemeğinin kokusu burnuma gelmiş ve önümüzdeki günlerde kendini belli edecek sürecin bazı kahramanlarının adlarını vermiştim: İlhan Selçuk, Ahmet Necdet Sezer, Süleyman Demirel ve Deniz Baykal... Cumhuriyet yazarı İlhan Selçuk, "AKP dinci, Demirel dindar" formülünün sahibi. Demirel'le ilişkisi 'derin' İlhan Bey Ankara'ya geldi ve Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Sezer'le de görüştü. O görüşmede Sezer'e düşen görevi hatırlattığını biliyoruz. Bütün kamuoyu yoklamaları partisinin oylarını yerlerde sürünüyor göstermesine rağmen, CHP lideri Deniz Baykal'ın ısrarla 'erken seçim' istemesinin anlamına da dikkat çektiğimi hatırlıyorum. Senaryoyu yazan ve oynayan kişilere yakınlığı bilinen Yavuz Donat sonunda dayanamayıp gelişmeleri sütununa taşıdı da yazdıklarımın desteksiz atış olmadığı anlaşıldı. Mutluyum. Okuyalım: "Bir süredir Ankara'da, kapalı kapıların ardında, bazı 'derin konular' müzakere ediliyor... 'Gözlerden uzak toplantılar' yapılıyor... Yeni 'siyasi projeler' üretiliyor. / Ancak kimse bunları 'yüksek sesle' dile getirmiyor. / 'İşin içinde kimlerin, hangi çevrelerin olduğu' açık açık yazılıp söylenmiyor. / Bugün 'derin kulislerin üzerindeki perdeyi' aralamaya başlıyoruz." Süleyman Demirel'den Mehmet Haberal'a uzanan bir dizi isim... Kanal B'den Avrasya TV'ye kadar tv kanalları... Türk Metal Sendikası... Kamran İnan gibi eski politikacılar... Türkiye ile ilgili tahliller yapıp "Lâik Türkiye tehlikede" sonucuna varmış bu kişi ve kuruluşlar... Kendilerini Rahşan ve Bülent Ecevit de destekliyormuş... Hatta, hasta düşmeseymiş, şu günlerde oluşumla ilgili bilgileri kamuoyuna Bülent Bey açıklayacakmış... Dün, Ergun Babahan, vaktiyle Bülent Ecevit'i başbakanlıktan etmeyle sonuçlanacak girişimde yer aldığı ithamına mâruz Mehmet Haberal'la o ithamın sahibi Rahşan Ecevit'in aynı cephede buluşmasındaki garipliğe dikkat çekiyordu. Sahi, taraflar mahkemelik de olmamışlar mıydı? Zaten biliyorduk, ama Yavuz Donat'tan da aktaralım: Projenin kısa, orta ve uzun vâdeli üç hedefi var: 1. Bu yıl mutlaka erken seçime gidilmesi için siyaset üretmek. / 2. Recep Tayyip Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını önlemek. / 3. Seçimde, AK Parti'nin karşısında bir oluşumu meydana getirmek." Tam da burada kimbilir kaç kez yazdığım gibi... 'Mart sendromu' eksenli Kulisleri hatırlayın lütfen... Yazdıklarına, projenin mimarının Süleyman Demirel olduğunu anlayalım diye olmalı, 'derin kulis' adını koymuş Yavuz Donat. Projeyi yazan, ilk elde, kamuoyu önüne başbakan adayları ile çıkmayı planlıyormuş... Peki, böyle bir görev için kim veya kimler düşünülüyormuş? Onu da açıklıyor Sabah gazetesi yazarı: "Yeni oluşumcular 'pek çok ismi' alt alta yazdılar. / 10 kadar isim. / İçlerinde Hikmet Çetin de var, İlhan Kesici de, Prof. Dr. Süheyl Batum da. / Ancak şu anda '3 isim' üzerinde duruluyor. / 1. Süleyman Demirel öne düşsün. / 2. Proje sol seçmen ağırlıklı olarak başlatılıp, sonra genişletilsin. Prof. Yılmaz Büyükerşen, ulusal mutabakat projesinin Başbakan adayı olsun. / 3. Proje sağ ağırlıklı başlatılsın... Ulusal mutabakatın Başbakan adayı olarak Prof. Dr. Mehmet Haberal takdim edilsin." Proje 'sağ' ağırlıklı olacaksa biri, 'sol' ağırlıklı olacaksa başka biri öne düşecek; hangisi olursa olsun Süleyman Demirel onun da önünde bulunacak ama... Bence, tersinin, yani 'sol ağırlıklı' olacaksa Mehmet Haberal'ın veya 'sağ ağırlıklı' olacaksa Yılmaz Büyükerşen'in lider olarak düşünülmesinde de hiçbir mahzur yok... İkisinin de sağ ve sol ile irtibatları o kadar güçlü değil çünkü... Deniz Baykal yeni hareketi biliyormuş... İyi de kendisini tasfiye etmeyi getirecek olduğu halde söylem ve eylemiyle ona nasıl destek çıkabiliyor, işte buna şaşıyorum. Ama Baykal'ın harekete verdiği desteğin mutlaka mantıklı bir açıklaması olduğuna da eminim. Cepheleşmenin iki kilit taşı var; biri Süleyman Demirel, diğeri de İlhan Selçuk... İkisi de 80'li yaşlarını sürdürüyorlar... Yaşar Okuyan, Erkan Mumcu, İlhan Kesici gibi 'genç' politikacılar bu ikilinin projesi içerisinde yer alıyor... İzlemesi bile keyifli.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |