Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Son albümleri 'Nefes'in gelirini mültecilere bağışlayan Ayna Grubu üyeleri, magazin dünyasını "çöplüğe" benzetirken, 'popstar' türü yarışmalar için de "üç kuruş para için gençlerin geleceğiyle, onuruyla oynanıyor" diyor.

Elif Yıldız

Ayna Grubu, 1996'da 'Gittiğin Yağmurla Gel' albümü ile başladığı müzik yolculuğuna sağlam olduğu kadar duyarlı adımlarla ilerliyor. Verdikleri konserlerle, çıkardıkları albümlerle geniş bir kitleyi arkalarından sürükleyen grup, magazin dünyasına ve popstar yıldızlarına ağır eleştirilerde bulunuyor. Magazin dünyasına neden karşı olduklarını ve neden orada olmadıklarının gerekçelerini şu sorularla cevaplıyorlar:"O dünyanın içinde olup da düzgün gördüğünüz biri var mı? Üreten biri var mı? 'Çocuğum onu örnek alsın' dediğiniz biri var mı? Öyleyse bizim magazin çöplükleriyle işimiz yok." Aynı eleştiriyi televizyonda düzenlenen star yarışmalarına da getiriyorlar. Erhan Güleryüz,"Bu yarışmalarda insanlar aşağılanıyor, üç kuruşluk adamlar, üç kuruş para için gençlerin, geleceğiyle, onuruyla oynuyor. Eskiden halkın gözünü boyamak, gündem değiştirmek için arenalarda insanları aslanlara yem ederlerdi; şimdi bu yarışmalarda gençlerimizi yem yapıyorlar. Bu toplumsal bir göz boyama" diyor.

Orçun Çolak,"Özellikle jüri diye oturtulan şaklabanlara çok sinirleniyorum. Hiçbiri bilgi ve fikir sahibi değil. Yıllar sonra bu günlere baktığımızda çok utanacağız" şeklinde konuşuyor. Can Ergenler de yarışmaların toplumu oyalamak için kullanıldığını söylüyor. Can Güney ise "Bence o kadar da karanlık değil. Bu tür yarışmalar birçok insanın iyi müzik ile kötü müziği ayırt etmesini sağlıyor. İyi müziği anlamak için kötü müziği duymamız gerekir" diyor müstehzi ifadeyle.

GRUPLARIN MÜZİĞİ DAHA İYİ

Önüne gelenin kaset yaptığını bunun da müzik sektörünü kötüye götürdüğünü söyleyen Güleryüz, müzik endüstrisini grupların kurtaracağını söylüyor ve oyunun gruplardan yana olduğunu sözlerine ekliyor. Güleryüz "Önümüzdeki yıllarda müzik endüstrisini sırtında taşıyacak olan müzik grupları olacaktır. Endüstriyel çöküşün çözümü gruplarda. Çünkü grup müziği samimiyet gerektirir. Kendini kandırsan da grup arkadaşlarınızı asla kandıramazsınız"diyor.

Çorbada bizim de tuzumuz olsun

Son albümleri 'Nefes'in gelirinin bir bölümünü mültecilere bağışlama kararı adıklarını söyleyen Erhan Güleryüz gerekçelerini şöyle açıklıyor: "Şu anda dünya üzerinde 19 milyon insan, çoluk çocuk, genç yaşlı, zulümden, acıdan kaçmak için yurtlarını terk etmiş durumda. Anadolu, insanlık tarihi boyunca medeniyetin vefalı anası olmuştur. Savaştan ve zulümden kaçan herkes Anadolu'nun güvenli kollarına sığınmıştır. Bizde Anadolu insanıyız; zorda olanın yanında olmak özümüzde vardır. Bu ailelere yardımcı olmak istiyoruz."

Türkülere yeni yorum

Nefes'te aradıkları masum tınıya ulaştıklarını söyleyen grup, sevdikleri üç türküyü de yeniden düzenlemiş: "Sivas Ellerinde Sazım Çalınır", "Gesi Bağları" ve Hekimoğlu. Davulun yoğun olarak kullanıldığı albümde türküler hariç 13 çalışma var. Arnavutluk halk türküsü melodisinin üzerine yazılmış sözlerle 'Ben Nerede Doğdum' şarkısı albümün en dikkat çeken parçası. Albümün diğer şarkıları Erhan Güleryüz'e ait.

Grubun kralı Orçun

Erhan Güleryüz ve Can Güney ve Orçun Aca iktisat fakültesinde eğitim görmüş. Can Ergen gazetecilik, Orçun Çolak ise müzik bölümünde öğrenci. Grup içinde hiyerarşi zinciri var. Orçun Aca, krallığını ilan etmiş durumda.

"Benden çekinirler" diyerek bunu açıkça dile getiriyor. "Sürekli yollardayız ve birlikteyiz. Elbette kavga ettiğimiz, kırıldığımız, yorulduğumuz, üzüldüğümüz anlar oluyor. Zorluğu yaratan da, ortadan kaldıran da müzik" diyor.

Geri dön

Yazdır

Yukarı