T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 19 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ | ||
|
Bunda anlamayacak ne var? Son derece basit bir şey söylüyorum: ÖSS'yi kaldırma sözü veren Baykal gerçekte iktidar olmak ve ÖSS'yi kaldırmak istiyorsa, giderek kangrenleşip çürüyen sağa değil, yüzde 30'larla ifade edilen sola açılmalıdır. Tabii kendisini ciddiye almamız için, önce bizleri "solcu" olduğuna inandırmalıdır. Bu basit satırlara, kendisini solcu sayan arkadaşlardan çok sayıda tepki geldi. Ben filanca partinin yayın organında çalışıyormuşum, ard niyetli delinin tekiymişim, CHP'nin lehine olan bir şey söylemem mümkün değilmiş; maksadım kafa karışıklığı yaratıp "CHP'nin iktidar yürüyüşü"nü engellemekmiş, ayrıca Sayın Baykal solcu olduğunu daha nasıl kanıtlayacakmış. Düzelteyim: Hiçbir partinin yayın organında çalışmıyorum. Deli değilim. CHP'nin aleyhine olabilecek bir şey de söylemiyorum. Maksadım, "iki kere iki dört" basitliğindeki bir mesele üzerinde birilerinin düşünmesini sağlamak. Ben, "çıkarsa soldan çıkacaktır" diyorum. Bütün dünyada böyle olmuş. Evet, güzel yurdumuzda sağ, "statüko" karşısındaki (istenmeyen) konumu nedeniyle sürekli "ilerici" ve "demokrat" bir görüntü vermiştir. Dolayısıyla, bir yığın reforma imza atmıştır. Batıdaki benzerlerinden de farklıdır. İlerlemecidir, kalkınmacıdır, şudur budur ama, mütekamil bir "özgürlükler ortamı" solun katkısı ve lokomotif görevi olmadan asla mümkün değildir. Fakat sorun, sağa açılarak solu bulmaya çalışan siyasetçilerde. Bu sadece bir sorun değil, bir anomalidir de. Sağa açılarak solu bulmak yerine, bütün dünyanın yaptığı gibi, bilinen "sol" tanımından yola çıkarak solu bulmak daha kolay, daha kestirme bir yöntem değil mi? Baykal'ın solculuğuna gelince... Ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Hem, bu konuda söylenmemiş laf kaldı mı? Baykal'ın solculuğunu, Türkiye'deki cari solculuklardan ayırmıyorum. Bizde solculuk, köprüye, baraja, tüp geçite, piyasa ekonomisine, inanç özgürlüğüne, Özal'a, Menderes'e, Amerika'ya, Avrupa'ya, Asya'ya, hatta Afrika'ya karşı olmak, statüko adına ne varsa sahiplenmek anlamına geliyor... İlginçtir, Ankara-İstanbul arasında gerçekleştirilecek "hızlı tren projesi"ni emperyalizmin bir oyunu sayanlara da bizde "solcu" diyorlar. Emperyalistler yapacaklar, işletecekler, ama "devretmeyerek" yoksul halkımızı daha da yoksul bırakacaklar. Bizde "sol" zannedilen şey, teokratik laisizmle Kemalizmin (Atatürkçülük değil, dikkat!), müntehib-i sani demokrasisiyle (!) totalitarizmin izdivacından doğmuş bir tuhaf ideoloji... Baykal, sağa da bu ideolojiyi bulaştırmak, zaten çürümüş bulunan yapıyı iyice çürütmek istiyor. Bu mudur yani? Hadi diyelim ki iktidara geldiler... Olur a! Seçim sistemini değiştirebilecekler mi? Yeni bir siyasi partiler kanunu hazırlayabilecekler mi? Piyasa ekonomisine ayak uydurabilecekler mi? Ellerinde bir "yargı reformu taslakları" var mı? Yoksa Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay uygulamalarıyla mı yetinecekler? Peki, Türkiye vizyonları nedir? Bize nasıl bir gelecek vaadediyorlar? Bir önceki iktidarın yarım bıraktığı hangi işi tamamlamayı düşünüyorlar? Kendi ifadeleriyle "cunta anayasası"ndan ve bu anayasanın yan ürünü olan YÖK'ten kurtulmak konusunda net düşünce ve tutumları nedir? Daha da önemlisi, devletle halkı barıştıracak, devleti yeniden "vatandaşın devleti" kılacak ne tür projeleri var? Kuvvetler ayrılığı ilkesini nasıl ikame edecekler? "Din ve vicdan özgürlüğü"nü nasıl sağlayacaklar? Bir dönem "üretim solculuğu" diyorlardı, üretimi nasıl arttıracaklar? Somut bir önerileri, bir planları, bir kalkınma reçeteleri var mı? Biz değerli anamuhalefet liderinden bu soruların cevabını bekliyoruz. Madem kendisinde Türkiye'yi yönetme gücü vehmediyor, bunları bilmek hakkımız. İster "sağcı" kimliğiyle cevaplasın, isterse "solcu" kimliğiyle...
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |