T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S İ N E M A 28 TEMMUZ 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Sinema
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye

  Yeni Şafak'ta Ara
 

'Uzakdoğu usûlü korku'nun gösterişli bir örneği

"Göz" üçlemeleriyle bütün dünyada tanınıp ciddi bir hayran kitlesi edinen Hong Konglu Pang Biraderler, gerçek setlerle grafik animasyon teknolojisini ustaca buluşturdukları bu yeni filmlerinde kalite çıtasını bir karış daha yükseltiyorlar.

HAYALET DÜNYA
(Re-Cycle / Gwai Wik)

2006, Tayland-Hong Kong Ortak Yapımı
Yönetmenler: Oxide Pang Chun ve Danny Pang (Pank Biraderler)
Oyuncular: Lee Sinje, Lau Siu Ming, Zeng Qi Qi, Rain Li, Lawrence Chow
Süre: 108 dakika
Özel Sınırlamalar: 18 yaşından küçükler için ürkütücü olabilecek sahneler içermektedir.
Uluslararası İzleyici Yargısı: 5.3 / 10 (Kaynak: www.imdb.com sitesi)
Dağıtıcı: Chantier Film
Hayatınızdan bir kaç saat vermeye değer Hayatınızdan bir kaç saat vermeye değer Hayatınızdan bir kaç saat vermeye değer
Bir kaç bölümde şiddet var Bir kaç bölümde şiddet var Bir kaç bölümde şiddet var Cinsellik/çıplaklık yok Argo yok
(İmlecinizi yıldızların ve simgelerin üzerine getirerek anlamlarını okuyabilirsiniz)

Yazılarında "Chu Xun" takma adını kullanan genç kadın yazar Ting-yin (Lee Sinje) ilk romanı ile Güneydoğu Asya'da en çok satanlar arasına girmeyi başarmıştır. Romanın konusu, okuyucuların hepsini derinden etkileyen bir aşk öyküsüdür. Menajeri Lawrence, kitabından uyarlanan filmin tanıtım gününde medya mensuplarına, Ting-yin'in "Hayalet Dünya" adlı yeni romanına başlayacağını anons eder. Ancak bu defaki yapıt, romantik bir olay örgüsüne sahip olan öncekinden çok daha farklı olacaktır.

Ting-yin, "doğaüstü güçler" hakkındaki yeni kitabını çok geçmeden yazmaya başlar. Ancak romanın ilk bölümünü kâğıda dökerken ansızın durur; yazdıklarını beğenmez ve çöpe atar. Bu arada kitabındaki kahramana çok benzeyen gizemli bir kadın da gündelik hayatının çeşitli anlarında sık sık karşısına çıkmaya başlamıştır. Kahramanımız kitabına konsantre olmaya çalıştıkça başına gelen garip olayları açıklamak onun için gitgide imkânsızlaşmaktadır.

Ting-yin, yazdığı doğaüstü olayların teker teker gerçekleşmesi yüzünden artık delirdiğini düşünmeye başlar ve hayâl ile gerçek olan arasında sıkışıp kalır. Çünkü, yeni öyküsünün içeriğine yerleştirdiği her şey, kısa bir süre içinde gerçek hayatta da karşısına çıkmaktadır.

Genç kadın, en sonunda kendisini alabildiğine tedirgin eden bu sarmaldan çıkabilmek için "Hayalet Dünya"ya gitmeye karar verir. Girdiği ürkütücü âlemde şimdiye kadar hiç yaşamadığı şeyler yaşayacak, hayatı boyunca yüzleşmekten hep korktuğu en gerçek korkularıyla karşılaşacaktır.

Kimi Uzakdoğu ülkelerinin, çok değil topu topu son 10-15 yıl içinde, kamera hareketleri, senaryo, kurgu, laboratuar, efekt, oyunculuk ve yönetim açısından berbatlık sınırlarında gezinen "yerel" filmlerden uluslararası kamuoyunda ses getirip övgüler (bu arada da ödüller) toplayan böylesine şık bir sinema anlayışına terfi etmesi gerçekten de ilgiye değer bir durum... Bu ülkelerin pek çoğunda yakın zamana kadar, o toplumların sinemasını küresel ölçekte mostralık niyetine temsil eden bir, hadi bilemediniz iki yetkin yönetmen olurdu; biz "batılılar" da bu isimlerden gayrısını pek tanımazdık. Ancak, dünya çapında dev bir DVD pazarının kurulması, yeni bilgisayar yazılımları sayesinde özel efekt yapımının ucuzlayıp kolaylaşması, yanısıra çanak anten teknolojisinin gelişmesiyle, üçüncü dünya ülkelerinde köşeye sıkışıp kalmış, yalnızca kendi pazarlarına hitap etmek zorunda kalan gizli yetenekler de teker teker ortaya çıkmaya başladılar. Kimbilir, belki bunların bir kısmı öteden beri vardı da bizler yeterince tanımıyorduk. Ancak her iki durumda da hem yenilerin yetişmesi, hem de varolanların başka ülkelerin sinemaseverlerince daha yakından tanınması anlamında büyük bir katkı sağladı iletişim teknolojilerinin gelişimi...

"Hayalet Dünya", bu gibi görece uzak diyarlardan sinema salonlarımıza ulaşan, olağanüstü görsel imgelerle bezeli etkileyici bir yapıt... Sinema dünyasında artık "Pang Biraderler" olarak anılmaya başlanan 1965 Hong Kong doğumlu ikiz kardeşler Oxide Pang Chun ve Danny Pang'ın dördüncü ortak çalışması olan film, Tayland'ın tropik ormanlarda 40 derece sıcak altında kurulan devâsâ setlerde çekilmiş. Bu gerçek setlere sonradan eklenen bilgisayar animasyonlarıyla ürpertici bir görselliğin kapılarını açan "Hayalet Dünya", daha önce "Göz", "Göz-2" ve "Göz-10" adlı üçlemeleriyle bütün dünyada büyük sükse yapan ikilinin korku-gerilim sinemasındaki parlak yeteneklerinin bir başka çizgi üstü örneği...

Bundan iki hafta önce "Acı Tatlı Hayat"ı tanıtırken de belirttiğim gibi, gözleri ve beyinleri tek tip bir sinemasal algıya alıştırılıp Hollywood klişelerinin tutsağı yapılmış bizim gibi izleyici grupları için, oyuncularının tamamı çekik gözlü olup jenerik yazıları ve diyalogları kulağa hiç tanık gelmeyen dillerde akan öyküler ilk anda izlenmesi özel çaba gerektiren birer deneyime dönüşüyor. Ancak bütün gerçek sinemaseverlerin bu tek tipleşmeyi inatla reddetmeleri ve ülkemizde gösterime girebilen böylesi alternatif örnekleri keyif alarak izlemeyi öğrenmeleri gerekiyor. O noktada da dış pazarlardan film seçerken Hollywood'u boşverip özellikle alternatif ülke sinemalarına yönelen Chantier, Medyavizyon ve Bir Film'e minnettarız.

"Hayalet Dünya", içeriğiyle ancak erişkin ve rafine sinemaseverlere uygun olabilecek bir öykü. Hafta sonu için eğlencelik bir komedi arayanlara ya da küçük çocuklara göre değil. Görsel bir meditasyon seansına girip arada da hafiften ürpermek isteyenler bu filme, bol gürültülü bir eğlence isteyenler ise "Karayip Korsanları"na yönelebilir.


Çılgın Fransız'ın siyah-beyaz dönüşü

ANGEL-A
(Alerta Rouje)

2005, Fransa Yapımı
Yönetmen: Luc Besson
Oyuncular: Rie Rasmussen, Jamel Debbouze, Gilbert Melki, Serge Riaboukine
Süre: 90 dakika
Özel Sınırlamalar: 18 yaşından küçükler için uygun olmayan konuşma ve görüntüler içermektedir.
Uluslararası İzleyici Yargısı: 5.6 / 10 (Kaynak: www.imdb.com sitesi)
Dağıtıcı: Warner Bros
Görsel kalitesiyle kayda değer Görsel kalitesiyle kayda değer ½
Şiddet yok Bir kaç bölümde cinsellik/çıplaklık var Bir kaç bölümde cinsellik/çıplaklık var Bir kaç bölümde cinsellik/çıplaklık var Argo yok
(İmlecinizi yıldızların ve simgelerin üzerine getirerek anlamlarını okuyabilirsiniz)

Yeteneksiz bir dolandırıcı olan Andre'nin, Paris kentinin yarısına onbinlerce dolar borcu bulunmaktadır. "Teknik olarak" kendisini bir Amerikalı olarak gören Andre, Amerikan Büyükelçiliği'nden de hiç bir yardım alamaz. Ardından, yine kendi güvenliği için polisin onu hapse atmasını ister; fakat bu girişiminde de başarısız olur. Son çıkış noktası olarak intihara doğru yol alırken, tesadüfi bir şekilde rastladığı uzun bacaklı Angela'nın sorunlarının üstesinden gelmesine yardım etmesiyle birlikte, genç adamın kaderinin seyri de değişecektir.

1999 yapımı "Jeanne D'arc"tan bu yana kamera arkasına geçmeyen ve daha ziyade başka yönetmenlerin filmlerine destek vermekle yetinen Fransızların harika çocuğu Luc Besson, görsel güzelliğine özel bir önem atfettiği yeni filmiyle huzurlarımızda. "Angel-A"yı şaşılası düzeyde boş kılmayı başardığı bir Paris dekorunda ve siyah-beyaz olarak çeken Besson, onuncu yönetmenlik denemesinde önceki yapıtlarına göre daha bir Fransız takılıyor. Zaten, kendi ifadesi de bu saptamayı doğrular nitelikte. Filmle ilgili olarak verdiği bir demeçte, "Bu çalışma, benden yeni bir Leon ya da Nikita görmek isteyenler için değil; kendimi gerçek bir Luc Besson filmi yapmak için zorladım" demiş.

"Angel-A"nın gerçekten çok emek verilmiş görüntü kalitesine hayran olmamak mümkün değil; ancak Besson'un adının çekiciliğine kapılarak yaşayacağınız bu deneyim, zaman zaman Amerikan tarzı sinemadan oldukça uzaklaşan Avrupalı atmosferiyle sizi hayal kırıklığına da uğratabilir. Nitekim, filmin uluslararası beğeni istatistiği de beklenmeyecek ölçüde düşük kalmış. Fakat, "İmza bu olunca yine de denemeye değer" diyorsanız ne âlâ...

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi