Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
HALE KAPLAN ÖZ
NASA'nın uzay görüntüleri eşliğinde sunulacak olan "Gökyüzünde Buluşma" konserinde Uğurlu, piyanosunun yanında elektronik enstrümanlardan da yararlanacak. Adem ve Havva'nın cennetten kovuluşları, Kabil'in Habil'i öldürmesi, Nuh'un Gemisi, Mısır'da ilk piramitlerin inşası gibi süreçlerin görüntüleri ile Leonardo, Bach, Itri, Mozart, Mevlana, Piri ve Reis dizeleri de konseri destekleyecek. Projenin genişleyerek süreceği müjdesini veren Uğurlu, yakın zaman içinde de "Dünya Başkenti İstanbul" ve "3 Altın Kentin Anahtarı: Hattuşa, Tuşba Troya"nın CD çalışmalarına başlayacaklarını söylüyor. Sanatçı "3 Altın Kent" için Çorum, Van ve Çanakkale belediyelerinin birlikte olacakları ortak bir proje üzerinde de çalışıyor. Zaman Mekan ve Müzik projesine, Bayazıt'ta Zaman'la başladınız, bunu Doğu Ekspresi, Nemrut Dağı Zirvesi, Osmanlılar Yıldız Sarayı konserleri takip etti. Ardından 3 Altın Kentin Anahtarı/ Hattuşa Tuşba Truva ve Dünya Başkenti İstanbul konserleri geldi. Hedefi hep biraz daha büyüttünüz. Şimdi "Gökyüzünde Buluşma" projesini gerçekleştirmeye hazırlanıyorsunuz. Bundan sonraki projenizi merak ediyoruz. Gökyüzünde Buluşma, benim yıllar önce Avrupa'da müzik eğitimi yaptığım yıllardan beri verdiğim konserlerden yola çıkarak hazırlanan bir çalışma. Yıllar önce kâinatı anlatan çalışmalar yaparken, son dönemde hedefi biraz daraltıp gerçeküstü konulardan biraz uzaklaşıp, gerçek konuları irdelemeye başladım. Gökyüzünde Buluşma benim ilk gençlik yıllarımdan beri sevdiğim konuları işliyor. Bir konser süresince dinleyiciyi gökyüzünde dolaştırıp, kainatta hiçbir şeyin kaybolmadığını anlatıyorum. Bu proje genişleyerek sürecek ancak yakın zaman içinde 'Dünya Başkenti İstanbul' ve '3 Altın Kentin Anahtarı: Hattuşa, Tuşba Troya'nın CD çalışmaları başlayacak. '3 Altın Kent' için Çorum, Van ve Çanakkale belediyeleriyle birlikte ortak bir proje geliştiriyoruz. Umarım başarılı bir çalışma yapabiliriz. "Gökyüzünde Buluşma" dinleyiciye aktarmayı hedeflediğiniz esas olarak nedir? İnsan kâinatta yalnız mı, değil mi? Bunu sorarken, aslında bu yalnızlığın çok da önemli olmadığını vurguladım. Yalnız olsak da olmasak da insanlık açısından bir şey değişmiyor. Yalnızlık başka yaratılmışlarla değil, bilgi ile, bilginin paylaşımı ile çözülüyor. İnsanlara akıl, bilgi ve inançla yalnızlıktan kurtulacaklarını söylemeye çalışıyorum bu konserde. Mekânı zamanla örtüştürerek, sanırım daha çok geçmişi bugüne taşıyarak oluşturuyorsunuz bu proje içindeki eserleri. Bugünü, yaşadığımız zamanı nasıl bir bestede anlatabilir, bunun için hangi mekânı seçerdiniz? Bugünü anlatan bir eseri günümüzün hızlı ritmini veren ritm ağırlıklı bir anlayışla bestelerdim. Yazdığım eserin sadece bugün değil, yarında dinlenebilmesi için yarına ait tınıları yakalamaya çalışırdım. Mekân olarak Ayasofya, ya da Mısır Piramitlerini seçerdim. Proje kapsamında uzun bir süredir Türkiye'de ve yurtdışında konserler veriyorsunuz. Bu konserlerle ne kadar kişiye ulaştınız, yola çıkarken neyi hedeflemiştiniz, bu hedefe ulaşabildiniz mi? Tarihi mekânlarda insanlara o mekânı yaşatan konserler verme fikrinin bundan üç yıl önce bu kadar benimseneceğini düşünemezdim. Konserlerimde binlerce insana ulaştım. Benim müzikteki amacım her zaman kültür, inanç ve köken düşünmeden herkese müziğimi dinletmek, insanların benim müziğimi dinlerken mutlu olmalarını sağlamaktı. Bunu son konserlerimle başardım. Sultanahmet Meydanı, Çimenlik Kalesi önü, Boğazkale, Taksim Meydanı, Kapadokya Sinasos Köy Meydanı, Van Kalesi önünde entelektüellerle, başı bağlı köylü kadınlar, tarladan gelmiş erkeklerin bir arada bulunduğu topluluklara konserler verdim. Konserlerimi çoluk çocuk izleyenler vardı. Çoğu piyanoyu ilk kez görüyordu. Gittiğim her yerde hem yeni tanıştıkları piyanoyu, hem de yaptığım müziği sevdiler. Sevgileri sadece alkışlarından değil, gözlerindeki ışıltıdan belliydi. Meydan konserlerinde eğitimli ve eğitimsiz insanları bir araya getirmenin ve onları müzikle birleştirebilmenin coşkusunu yaşadım. Bu benim için dünyanın en büyük mutluluğu oldu. Eserlerinizi sunduğunuz mekân sizin için ne derecede önemli? Proje kapsamında verdiğiniz konserlerde mutlaka mekânın tarihini anlatan öykülerle desteklenen görüntülerden yararlanıyorsunuz. Bu görüntüler olmasa ne eksik kalır?
Ben sözsüz müzik yapıyorum ve insanlar benim konserime geldikleri zaman müzik dinlerken kendi istedikleri düşleri kurabiliyorlar. İşte ben bu noktada dinleyiciye şunu söylemek istiyorum. Evinizde müzik dinlerken istediğiniz düşleri kurabilirsiniz ama benim konserim boyunca müzikte anlatmak istediklerimi size görüntülerle de göstermek istiyorum. Başka bir deyişle konser süresince insanların benim anlattığım şey dışında bir şey düşünmelerini engelliyorum. Biraz bencilce bir şey ama sanatçının doğasında zaten bencillik yok mu?
|
|
|