AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
K R O N İ K  M E D Y A
Kömürcü de bunu yapmayacaktı...

Okuyanlar hatırlıyordur; önceki gün bu sayfada Milliyet'in Akşam yazarı Güler Kömürcü ile Sedat Peker arasında geçen mükâlemeyi manşetine taşımasını kınamış, "Sedat Ergin bunu yapmayacaktı" demiştik. Kömürcü, "Ben de NOT aldım" başlıklı yazısında, "günlük-sıradan insani diyologlar" olarak nitelediği telefon kayıtlarının niçin manşetlik bir "haber" olduğunu haklı olarak soruyor. Ancak, Kömürcü'nün bu cevabi yazısında "yersiz", "uygunsuz", hatta insana "ne alâka" dedirtecek bölümler de var.

Aslı var mı yok mu bilmiyoruz, Medyatava'da okuduk. Sabah gazetesi vakit geçirmeden, Milliyet'in geçen günkü sayısına manşet olan haberin sahibi muhabire teklif götürmüş... Meğerse muhabir Lube Ayar, daha önce de benzer bir habere imza atmış: Alaattin Çakıcı ile Sedat Peker arasındaki "diyologlar"ın yayınlanması da onun gayreti sonucu mümkün olmuş.

Görüyorsunuz; yeni TCK'nın yürürlüğe girmesine gazetelerin pek aldırdığı yok herhalde... Telefon kayıtlarının sayfalara taşınması, haberciliğin hâlâ en soylu alanlarından birisi olarak görülüyor herhalde...

Neyse...

DOĞRU...

Okuyanlar hatırlıyordur; önceki gün bu sayfada Milliyet'in Akşam yazarı Güler Kömürcü ile Sedat Peker arasındaki geçen mükâlemeyi manşetine taşımasını kınamış, "Sedat Ergin bunu yapmayacaktı" demiştik.

Gerçekten de olacak iş değildi; "suç" teşkil edip etmemesi bir yana, iki kişinin özel hayatlarına ilişkin haklarına doğrudan bir ihlaldi yapılan şey. Kömürcü-Peker görüşmesinin ayrıntıları bizi (okurları) niçin ilgilendirsindi ki?..

Milliyet'in başında Sedat Ergin'in bulunmasından dolayı şu hatırlatmayı da yapmıştık:

"Biz, başında Sedat Ergin gibi birinin bulunduğu bir gazetede böyle bir 'haber'in yayımlanmasına ayrıca çok şaşırdık. Çünkü, biliyorsunuz, onun başına da benzer bir şey gelmişti ve böyle bir durumda insanın neler hissettiğini bir yazısında pek güzel ifade etmişti."

Şimdi de gelelim Güler Kömürcü'nün hakkında yapılan bu "haber"e cevaben yayımladığı yazısına:

Kömürcü, "Ben de NOT aldım" başlıklı yazısında, sözünü ettiğimiz bu "özel hayat-haber" ilişkisine ilişkin doğru tespitler yapıyor. "Günlük-sıradan insani diyologlar" olarak nitelediği telefon kayıtlarının niçin manşetlik bir "haber" olduğunu haklı olarak soruyor.

YANLIŞ...

Ancak, Kömürcü'nün bu cevabi yazısında "yersiz", "uygunsuz", hatta insana "ne alâka" dedirtecek bölümler de var.

Akşam yazarının hakkında yapılan bu yayını, kendisi gibi "dik duruşlu, milli çizgili, vatan aşkı, mücadele hırsı ve de Allah sevgisi" ile donatılmış bir yazara karşı yapılmış bir saldırı olarak takdim etmesi çok şaşırtıcı doğrusu... Şu cümleler de söz konusu yazısından:

"Ey Güler Kömürcü, sen kalkıp da 'ülkenin üzerinde hesaplar yapan malum güç odaklarını-lobileri korkmadan deşifre eder misin, sen kalkıp da dünyanın en etkili Katolik teşkilatıyla konuşup onların verdiği mesajlara alkış tutar, 'Masonik örgütler, Hırıstiyan ve Müslüman alemini birbirine düşürmeye çalışıyor' açıklamasını manşetten yazar mısın, sen kalkıp da 'milliyetçi-imanlı duruşunla en önde yürür-mücadele eder misin. (...) O halde malum birileri de senin bu yazdıklarını 'NOT' alır ve uygun zamanı gelince 'belden aşağı' vurur, döver, tokatlar...."

"Ve ben Güler Kömürcü vatanımın bölünmez bütünlüğüna zarar verici yasadışı faaliyetlerde bulunmadığım, uyuşturucu ve benzeri kötü alışkanlıklarım olmadığı, rüşvet yemediğim müddetçe, yani kanuni SUÇ oluşturmayacak 'sıradan insani konuşmalarımdan' ötürü HİÇ kimseye hesap vermem-VERMEYECEĞİM de...."

Görüyorsunuz; Akşam yazarının haklı olduğu bir konuda kendisini savunurken ne kadar gereksiz referanslara başvurduğunu görüyorsunuz...

Ne "vatan aşkı" kalmış ne de "Allah sevgisi"... Ne "milli çizgisi"ni hatırlatmayı unutmuş ne de "vatanın bölünmez bütünlüğü"nü...

Toparlayacak olursak: Milliyet'in yayını yanlış, haksız ve doğrudan bir hak ihlali niteliğindeydi.

Akşam yazarının cevabi yazısı ise yapılan yayını bir hak ihlali olarak görüp mahkûm etmekle yetinmeyip, meseleyi "milli-gayri milli" polemiğine çevirmeye çalışan bayağı gülümsetici bir yazı niteliğinde.

Ama sonuç olarak madem ki işi o başlattı, bu hadisenin faturası Milliyet'e (ve de ne yazık ki Sedat Ergin'e) kesilmelidir önce... (K.B.)


9 Haziran 2005
Perşembe
 
YÖNETENLER: Kürşat Bumin
Alper Görmüş


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED