ABD'de yayımlanan The New York Times gazetesi, "AB'nin üyelik için kalkış rampasında bulunan Türkiye gibi ülkelere kapılarını kapamasının korkunç bir hata olacağını'' yazdı. "Daha iyi bir Avrupa'nın tesisi" başlıklı editoryal yazıda AB'nin, ülkelerin yönetim ve sivil haklarını en yüksek küresel standartlara ulaştırması için çok güçlü bir teşvik oluşturduğuna dikkat çekildi. Gazetenin haberinde, AB'nin, ülkelerin yönetişim ve sivil haklarını en yüksek küresel standartlara ulaştırması için çok güçlü bir teşvik oluşturduğu, Türk fobisine kapılmanın, Müslüman ülkelerin en moderni olan Türkiye'ye büyük ve potansiyel olarak tehlikeli bir darbe vuracağı belirtildi.

Fransa ve Hollanda'nın, AB anayasasını reddetmesinin AB'yi krize soktuğu ifade edilen haberde, Avrupa'nın güçlenen ve yayılan 'Batıya karşı Doğu', 'yeniye karşı eski' ve 'zengine karşı yoksul' kamplaşmalarını engelleme sorunuyla yüz yüze olduğu belirtildi.

Gözler 16 Hazrian'da

Bunun gerçek bir risk olduğu belirtilen haberde, sandık başında yapılan kamuoyu yoklamalarında çoğunlukla gençlerin ve yoksulların 'hayır' oyu, yaşlı ve zenginlerin ise 'evet' oyu kullandığının ortaya çıkmasının verdiği uyarının göz ardı edilmemesi gerektiği ifade edildi.

16 Haziranda toplanacak AB liderler zirvesinin acil görevinin, AB'de yanlış giden neyse bunu tespit ederek değiştirmek olduğuna dikkat çeken gazete, her şeyden önce herkesin sadece kuralların derlenmesinden ibaret olan anayasa taslağının öldüğünü kabul etmesinin gerektiğini yazdı. Haberde Avrupa'nın, hızla değişen bir dünyada, kendisini bir krize kaptıramayacak kadar önemli olduğu, özellikle Türkiye gibi ülkelere kapıları kapatmasının korkunç bir hata olacağı vurgulandı.

İngiltere'de yayımlanan The Sunday Times gazetesi, Türkiye'nin Avrupa Birliği dışında bırakılmasının hem stratejik hem de siyasi açıdan felaket olacağını yazdı. Yazar John Gillingham, makalesinde, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in çok yakında AB'nin dönem başkanlığı koltuğuna oturacağını hatırlatırken, Blair'in bu dönemde sadece AB'ye kuşkuyla yaklaşan kamuoyunu birliğin politikası konusunda ikna etmeye çalışmakla kalmayıp, aynı zamanda bu politikalarda reforma gitmek durumunda bulunduğunu ifade etti.

"Bu noktada bazı direnişlerle karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu'' belirten yazar, "Blair'in ilk önceliği Türkiye'nin, 2015'te gerçekleşecek tam üyelik yolunun dışında bırakılmayacağını garanti etmek olmalıdır. Zira Türkiye son 3 yıldır, Mustafa Kemal'in Anadolu'nun modern Trük ulusunu yaratmasından bu yana en büyük reform hareketini gerçekleştirdi'' görüşünü ortaya koydu.

Türkiye kazanan taraf olacak

Türkiye'nin ayrıca, AB üyeliğinin gerektirdiği hukukun üstünlüğünün sağlanması, azınlık haklarının korunması ve rekabetin oluşturulması gibi şartları yerine getirdiğine dikkat çeken yazar, "Türkiye, AB'li ya da AB'siz kazanan taraf olacaktır'' dedi. Ekonomik açıdan Türkiye'nin üyeliğinin birliğe net kazanımlar sağlayacağını vurgulayan yazar, "Stratejik ve siyasi olarak Türkiye'nin AB dışında bırakılması bir felaket olacaktır. Ayrıca Türkiye'nin problemlere yol açacağı kesin olan dışlanması, Avrupa'nın savunma gücünü doğuya çevirmesine neden olduğu gibi, İslam dünyasında da rahatsızlık yaratacaktır'' görüşünü dile getirdi.

WASHİNGTON

« Geri Dön