Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Türkiye'nin misyonu
WASHINGTON- En kafası karışık yorumcular bile artık tünelin sonunu görebiliyor: Dünyada ve ABD'de, George W. Bush'un konsantrasyonunu bozacak gelişmeler yaşanıyor, bu da hesapların yeniden gözden geçirilmesini zorlayacağa benziyor. Bunun en belirgin etkisi ise, tahmin edilebileceği üzere, ABD'nin yurtdışı bağlantıları üzerinde görülecek. Elbette bugünden yarına Amerikan askerleri Irak'tan çekilecek değil, ancak genel seçimin yapılması beklenen 15 Aralık 2005 tarihinden sonra, Irak, ABD'nin gündeminden düşebilir ve büyük çapta kendi başının çaresine bakmak zorunda kalabilir... Bir zamanlar "Görürsünüz siz!" diye en kötü ihtimal olarak ileri sürülen senaryo giderek imkân dahiline giriyor. Bush'un halk desteğinin zayıflaması, içteki olumsuz gelişmelerle baş etmede zorlanması, yönetimi, önceliklerini yeniden gözden geçirmeye itiyor. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığında, ABD, iç dengelerini koruma adına, dıştaki bağlantılarını zayıflatmayı göze alabiliyor. Uzak Doğu'yu savaş alanı bilerek Vietnam Savaşı'na soyunan ABD, askerlerini çekmek zorunda kaldığında, kendi sınırları dışına ilgisini neredeyse bütünüyle kesecek yeni bir doktrin geliştirmişti. Başarılı olmayan 'yayılmacı' politikalar, yerlerini 'dışa kapanmayı amaçlayan' tam tersi politikalara bırakıyorlar ABD'de... Bu noktada biraz durup düşünmek gerekiyor. ABD'nin onbinlerce askerini çekmesiyle ortaya çıkacak olan siyasî boşluğun bölgesel dengeleri nasıl etkileyeceği ve Türkiye'nin bu değişimden nasıl etkileneceği üzerinde düşünmeye başlamak için, zaman hiç de erken sayılmaz. Tersine, bu konuyu gündemine bugünden taşımayan Türkiye, yarın gelişmeler öngörülen istikamette yaşandığında, olayları etkilemekten uzak bir konuma düşebilir. Bunun her alandaki -hatta siyasî hayata dönük- olumsuz etkileri bugünden tahmin edilemeyecek kadar büyük olabilir. Ülkemiz bölgesinde muazzam olumlu roller oynayabilecek bir potansiyele sahip; hangi konuda girişimde bulunsa mesafe kaydedebiliyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, bir süredir yürüttükleri farklı bir proje üzerinde Dünya Bankası ile fikir alışverişinde bulunmak üzere Washington'da. İsrail ile Filistin arasındaki güven uçurumu, İsrail'den çok Filistin tarafının ekonomik durumunu perişan edecek sonuçlar doğuruyor. Filistin halkının refahını artıracak, karşı karşıya bulunulan zor şartlardan daha az etkilenmesini sağlayacak çareleri Türkiye sunabilecek durumda. TOBB, Türkiye adına, bu arayışın muhatabı Filistin ve İsrail'in ticaret ve sanayi odalarıyla ikili ve üçlü pek çok çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışmaların, ilk başlarda sergilenen tereddütleri gideren samimiliği ortaya çıkınca, özellikle Filistin'de bayağı heyecanla karşılandığı anlaşılıyor. Çok daha kapsamlı bir projeye dönüştürüldüğü taktirde, 'barışa giden yolu' kısaltacak ve barışa ulaşıldığı taktirde Filistin'in geri kalmışlığını ortadan kaldıracak bir kapı böylece açılmış olabilecek. Rıfat Hisarcıklıoğlu ve TOBB heyeti ABD başkentinde bunu zorluyor. Ülkemizde değişik alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşları, yarı-resmî veya resmî kurumlar, TOBB'un Filistin'e dönük bu projesinin bugüne kadar kaydettiği başarıdan da yararlanarak, bölgenin yabancı unsurlardan arınacağı dönemin sorunlarıyla başetmeyi amaçlayan farklı projeler geliştirebilirler. Türkiye'nin, içinde yer aldığı geniş coğrafyanın halklarına refah getiren, yaşanmaya değer hayatlar sunan, barıştan yana ülkelerden oluşmasını sağlayacak bir büyük projesi olması gerekiyor. Projesi olmayana projelerin dışarıdan dayatıldığını unutmayalım. Bugün "ABD bu bölgeden çekilmez" diyen çok, diyebilirler; ancak dünyanın şartları ve kendi yerel zorunlulukları, ABD yönetimine, Ortadoğu bölgesindeki askerî yığınağını azaltmaktan başka bir yol bırakmayacak gibi. Ülke olarak, öyle bir gün için, tedbirleri şimdiden düşünmeye başlamalıyız. Türkiye'nin böyle bir misyonu da var çünkü.
|
|
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi |
© ALL RIGHTS RESERVED |