AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Üretim faktörleri tarafından yönetilen değil onları yöneten olmak

Ürün, hizmet ya da bilgi, herşeyin pazar ilkelerinin sınırları içinde alınır ve satılır olduğu bir dünyada, insanın başta sermaye olmak üzere, üretim faktörleri tarafından yönetilmekten çıkıp, onları yöneten olması hayati bir önem taşıyor. Ekonomik, siyasal ve kültürel boyutlarıyla hayatı dönüştürmede, üretim faktörleri eşsiz bir memur olma yanında, korku ve dehşet saçan bir amir de olabilirler.

Hayatın her boyutunda üretim faktörlerinin amir konumundan çıkarılarak, memur konumuna indirilebilmesi için, bütün insanlığın tasavvuf kültürünün önerdiği ahlakla ahlaklanmaları gerekir. Pazar ilkelerinin ekonominin her kesiminde sağlıklı bir biçimde uygulanabilmesi, pazara "karnı tok gözü aç" insanların değil, "gözü tok karnı tok" insanların egemen olmasına bağlıdır.

Tarihin her döneminde, üretim faktörleri, herkesin karnını doyuracak sınırların altına hiçbir zaman düşmemiştir. İnsanların karınlarının doyurulması sözkonusu olduğunda, dünyanın kaynakları her zaman yeterli olur. Ancak, sözkonusu olan insanın gözünün doyurulması olunca, denizlerin petrole ve dağların da altına dönüşmesi bile, kimsenin gözünü doyurmaya yetmez. İnsanların karınları her zaman doyurulabilir, ancak gözleri hiçbir zaman doyurulamaz.

Anadolu kültüründe gözle birlikte karnı da doyurmanın ustalığı, tasavvufun insanı bir iklimden başka bir iklime taşıyan zengin dünyasında kazanılır. Geçen hafta sonunda Üsküdar Belediyesi'nin "Ramazan Vapuru"nda tasavvuf dünyasının büyüklerinden Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi'yi anma programı yapıldı. Hocaefendi'nin değişik yönlerinin ele alındığı toplantıya, Prof. Korkut Özal, Prof. Dr. Sabahaddin Zaim, Prof. Dr. Raşit Küçük ve ben konuşmacı olarak katıldık.

Hayatı yaşanır kılmak için, yalnızca insanların karnının değil, gözlerinin de doyurulması gerekir. Çünkü gözleri doyurulmayan insanların yoksulluktan kurtulması mümkün değildir. Gözün doyurulması için, herkes dünyanın sınırlı kaynaklarını değerlendirirken, hem gösteriş tüketiminden, hem de gösterişe dayalı üretimden uzak durmasını öğrenmelidir. Kendilerini üretim ve tüketimde gösterişe kaptıranlar, ele geçirdikleri zenginlik ne olursa olsun, açgözlülüğün yol açtığı çevresel ve kültürel sorunların üstesinden gelemezler.

İnsan üretim faktörleri tarafından yönetilen değil de, onları yöneten bir derinlik ve güçte olsaydı, dünyada gözleri doyurmaya dönük ürün, hizmet ve bilgi tüketimi böylesine ileri boyutlara ulaşmazdı. Açgözlülüğün her alana egemen olduğu bir ortamda, ekonomik başarılar da, saman alevi gibi, parlak görünür, ancak hiçbir zaman uzun ömürlü olmazlar. Televizyonlar yirmidört saat kesintisiz yaparken, önemli bir kesim, birikimine katkıda bulunacak bir program da bulamaz.

Tasavvufun potasında yoğurulan insanın en büyük özelliği, az yemesini, az uyumasını ve az konuşmasını öğrenerek, üretim faktörlerini denetim altına almasını bilmesidir.

O üretim faktörlerinin burnuna halka takmasını bildiği için, hiçbir zaman, onlar tarafından yönetilen konumuna düşmez.

Pazarda üretim faktörlerini yönetmesini bilmeyenler, onları yönetenler tarafından yönetilirler.


12 Ekim 2005
Çarşamba
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED