AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Pide kuyruğunda isyan

Ramazan denince akla önce oruç gelir, hemen ardından da pide.

Ramazan pidesi.

Zaten fırınlar Ramazan ayı dışında pek pide yapmazlar.

Şaban pidesi yoktur o yüzden.

Arada bir tek tük isteyen çıkarsa çıkar.

O müşterileri kaçırmamak için üç beş tane pişirilir.

*

Mübarek Ramazanın ilk haftası içinde bir gün iftar vakti yaklaşmak üzereyken, fırın önünde kuyruktayız.

Âdettendir.

Kuyruğa girmeden alınan pideyi çiğnemek zor gelir.

Pide dediğinin dumanı tütecek, elini yakacak.

Sofraya zor yetişeceksin.

Tam ezan okunurken içeri girecek ve bir kalabalık bir kalabalık ki sorma diyeceksin.

Kimse sormayacak zaten kalabalık mıydı değil miydi.

Herkes bilir iftar yaklaşırken fırınlar önünde uzayıp giden kuyrukları.

*

Yine de bilmeyenler var.

Hem de kuyruğun içinde.

Fırıncılar pişen pideleri hemen çıkartıp sıradakilere veriyor, kuyruk biraz ilerleyince, fırına atılan yeni pidelerin pişmesi bekleniyor.

O beklemeler sırasında biri içeride fırıncıların oturduğunu görünce tepki gösterdi.

"Yahu bunlar boş boş oturuyor!.."

Ya ne yapsın adamlar?

Pideler kızgın fırının içinde pişerken oturmayıp da takla mı atsınlar?

Hoplayıp zıplasınlar mı?

Komiklik yaparak müşteri memnuniyeti mi sağlasınlar?

Sırada bekleyenler tek başına isyan teşebbüsünde bulunan adamı tepeden tırnağa öyle bir süzdüler ki hani bir kamyon laf etseler, o kadar mahcup edemezlerdi.

*

Sonra bir başkası çıktı.

Gençten biri.

O biraz önceki hadiseden dersini almış, sesini yükseltmeden sadece yanındakinin duyabileceği bir sesle düşüncelerini dile getirdi:

"Abicim niye böyle oluyor? Her zaman kuyruk kuyruk!.. Belli değil mi Ramazan'da milletin pide alacağı? Şunu önceden hazırlasalar olmaz mı sanki?"

Arkadaşı daha serin kanlı.

Ne de olsa oruç herkesi aynı ölçüde etkilemiyor.

"Sen" dedi, "soğuk pide alır mısın?"

"Almam."

"E, işte böyle!.. Sen almazsan, ben almazsam, kim alır soğuk pideleri?"

AN GELDİ

Dün saat 10.49'da Anadolu Ajansı'ndan şair ve yazar Attila İlhan'ın vefat ettiği haberi geçildi.

"An gelir, Attila İlhan ölür" diyordu meşhur şiirinde, an gelmiş demek ki.

"La ilahe illallah".

Allah rahmet eylesin.

Çok severdik.

Sevmeye devam edeceğiz ama böyle birer birer çekip gitmeseydi üstatlar olmaz mıydı?

Hep yerinde dursaydılar, alo deseydik, gidip görseydik.

Sohbet etseydik, çay içseydik...

İnsanoğlu çok bencil çok!

Hep kendisi için istiyor.

ŞEKER OTOBÜS YOLLARDA

İstanbul Belediyesi'nin çocuklar için bir kültür hizmeti olarak gerçekleştirdiği "Şeker Otobüs Çocuk Etkinlikleri" devam ediyor. 17 Ağustos günü Silivri'den yola çıkan otobüs 15 Ekim Cumartesi günü Fatih'te son programını sunacak. Bu organizasyon kapsamında, İstanbul'un 60 ilçesi ziyaret edilmiş olacak.

Adını amacına uygun olarak şeker gibi otobüsten alan etkinliğe, çocuklar kadar büyüklerin de ilgi göstermesi, organizasyona katılımı beklenenin çok üzerine çıkardı.

Şeker Otobüs sadece eğlendirmeye yönelik değil. Asıl hedef çocukların hayal dünyalarını geliştirip, onların kişisel beceri ve yeteneklerini ortaya koyabilmelerini sağlamak ve toplum içinde kendilerini ifade edebilmelerine yardımcı olabilmek. Bir yandan da çocuklarımızın geleneksel sanatlarımızla tanışmasına yardımcı olmak.

Yaklaşık iki saat süren etkinlik saat 18 00'de şarkılar ve illüzyon gösterileriyle başlıyor, palyaço şovu, yarışmalarla devam edip, akrobasi -jonglör gösterisi, Ateş yutan adam ve Karagöz oyunu ile sona eriyor.


12 Ekim 2005
Çarşamba
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED