AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
On ayda yüz binlerce ölü: Felaketler neden artıyor?

Dev dalgalar Sri Lanka'yı, Malezya kıyılarını, Sumatra Adası'nı, Banda Açe'yi hatta saatler süren yolculuktan sonra Doğu Afrika kıyılarını vurdu. Bir çok kenti yıktı, kasabayı yok etti, köyü haritadan sildi. Binlerce, on binlerce insanı yuttu. Deniz binlerce insanı alıp götürdü.

Şiddetli kasırga, Katrina; Meksika Körfezi'ni vurdu. Gemiler kayboldu, petrol kuyuları kapandı, kıyıdaki rafineriler yıkıldı. Kıyı kentleri metrelerce yükseklikte sular altında kaldı. Sayısı bilinmeyen insan hayatını kaybetti. Bölgeye günlerce su, gıda ve sağlık yardımı ulaştırılamadı.

Stan kasırgası aynı şekilde Orta Amerika'yı, Guatemala'yı vurdu. Toprak kaymaları binlerce can aldı, köyler toprak altında kaldı, insanlar sel sularına kapılıp kayboldu. Orta Amerika, Doğu Asya kıyıları sayısız kasırga ve tayfuna yenik düştü. Tsunami, Katrina ve Stan gibi büyük felaketlerin hepsi son on ayda yaşandı. Yüz binlerce insan sadece son on ayda öldü.

Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu ve Büyük Okyanus insanoğluna ağır bedeller ödetiyor. Depremler, kasırgalar, seller, yeryüzünün her köşesinde giderek daha etkili oluyor, daha fazla can ve mal kaybına yol açıyor. Dünya bir felaketten diğerine sürükleniyor. Amerika'da bitiyor Çin'de başlıyor, Bangladeş'te bitiyor, Hindistan'da başlıyor. Bazıları medyanın yoğun ilgisini çekerken bazılarından öylesine söz ediliyor. Ama bir gerçek var ki, felaketlerin sayısı ve etkisi her geçen gün daha da artıp güçleniyor. İnsanoğlu'nun tabiata verdiği zarar felaket olarak geri dönüyor ve insanoğlundan intikam alıyor.

Ormanları yok eden, küresel ısınmayı tetikleyen her şeyi yapan, tabiata hükmetmek için onu acımasızca sömüren, atmosfere müdahale eden, deniz dalgalarının gücünü silaha dönüştürmeye çalışan, suni depremler üzerinden çalışan, deniz dibinde nükleer denemeler yapan, yerkürenin dengesini bozacak her girişimde bulunan insanoğlu, felaketler karşısında ne kadar da savunmasız kalıyor.

1940-45 arasında Tsunami dalgalarını silaha dönüştürme üzerinde çalışıldı. Çalışma, Yeni Zelanda açıklarında Auckland Ünivarsitesi uzmanları öncülüğünde yapıldı. 1999'da bu gizli çalışmaları içeren arşiv belgeleri serbest bırakıldı. 25 Eylül 1999'da The New Zeland Herald gazetesinde yayınlanan Eugene Bingham imzalı yazıda, büyük bir askeri sır olan Tsunami bombası'ndan söz ediliyor. 1973'te Avustralya'da ölen Prof. Thomas Leech, ABD'nin sualtı patlamalar ve dalgalar projelerinde çalışır. Amaçları su altında tsunami dalgaları oluşturmaktır. Bu çalışmalar 1940'larda yapıldığına göre bugün ulaşılan teknoloji çok daha ileri düzeyde olmalı.

Tsunami, kasırga, deprem ve atmosferik olaylara insan müdahalesi artık mümkün. Deprem de oluşturabilirler, tsunami de, kasırga da… Ama bu gerçek, yaşanan felaketlerin insan ürünü olduğu anlamına gelmiyor.

İngiliz Guardian gazetesi, felaketlerdeki artış oranını istatistiklerle verdi. Geçen yıl dünya genelinde 128 büyük sel felaketi, 121 kasırga ve tayfun, 42 deprem ve tsunami meydana geldi. Orman yangınları gibi diğer felaketler da katıldığında 2004 yılında resmi rakamlara göre 360 doğal felaket yaşandı. 1995'ten 2004'e kadar felaketlerde 901 bin 177 kişi hayatını kaybetti. Bundan önceki on yılda bu sayı 643 bin civarındaydı. İstatistik, Afrika'nın bir çok bölgeden daha güvenli olduğunu gösteriyor. 95-2004 arası doğal felaketlerden Afrika'da 48 bin kişi ölürken Avrupa'da 64 bin kişi öldü. Yani Avrupa daha çok tehlike altında.

Tsunami'de yaşadığımız acıyı Şimdi Pakistan'da yaşıyoruz. Binlerce insan, çoğu çocuk, öğrenci hayatını kaybetti. Resmi rakamlar daha az ama ölü sayısının 50 bini geçtiği belirtiliyor. Okul enkazlarından çok sayıda çocuk cesedi çıkıyor. Mesela, Batagram bölgesinde bir okul enkazından 100 çocuğun cesedi çıkarıldı. Yine bir başka bölgede bir başka okulda 100 kız öğrenci enkaz altında kurtarılmayı bekliyor.

Fakirlik, çaresizlik, kimsesizlik… Keşmir halkı bütün dünyadan ama özellikle Müslüman dünyadan yardım bekliyor. Türkiye'den çok sayıda kurtarma ekibi, görevlisi bölgede. Yardım kuruluşları bölgede. Hem kurtarma çalışmaları yapılıyor hem yiyecek, barınma ve sağlık yardımı yapılıyor.

Uluslararası İnsani Yardım Teşkilatı İHH, 50 personeli ile bölgede. Muzafferabad'da sıcak yemek verilen 2 aşevi kurmuş. Bir mobil sağlık ekibi var. Üç bölgenin ihtiyaçları İHH tarafından karşılanıyor. 650 ailenin kalacağı üç çadır kent kuruyor. Yine İslamabad'da 2 bin 500 kişiye iftar veriyor. Depremin vurduğu Kuzey Pakistan'da bulunan bir bölgede 600 kişiye yemek dağıtıyor. Çadır, battaniye, sağlık ve gıda yardımları yapıyor.

Pakistan halkına, Keşmir'e kardeş olduğumuzu, yanlarında olduğumuzu gösterelim. Onlar bunu yaptı…


12 Ekim 2005
Çarşamba
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED