![]() |
![]() |
Bugünkü Yeni Şafak |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]() A Milli Futbol Takımımız için bu akşam zorlu bir gece.. Arnavutluk'ta yüzümüz güldüğü takdirde, Almanya'ya gideceğiz. Dünya Kupası finallerine... Bittik, tükendik derken Ersun Yanal değişikliği... Yerine Fatih Terim'in gelişi... Ve tükenen umutların yeniden doğuşu... Önceki akşam Atv'de Santra programında canlı yayındaydı Fatih Terim... Kazım Kanat "Hocam şu Tümer takımında oynamıyor, sen alıp milli forma giydiriyorsun, çocuk yıldız oluyor, patlayıp gidiyor. Sen bu adamlara ne yapıyorsun. Sihirli değnek mi vuruyorsun?" diye sordu. Terim gayet sakin cevap verdi: "Sadece Tümer değil, Selçuk da var başkaları da var. Onlara inandığımı söylüyorum, güvenimi, inancımı aşılıyorum".... Yani inançla beyin yıkama terapisi diyor Fatih Terim... İnanç... İnanmak... Çok önemli... ![]() Çok önemli bir haber programının yapımcısı ve bir kanalın da haber müdürü vardı. Birlikte çalıştık tam dört sene.. İnançlarım var diye dalga geçti zaman zaman benimle... Ateistti... Bir gün kalp ameliyatı oldu, iyileştikten sonra bana "Niye inanıyorsun?" dedi. "Öldükten sonra sen haklıysan benim bir kaybım var mı inanmakla?" diye sordum. Yüzüme baktı "Yok" dedi. "Peki ya ben haklıysam?..." İşte o anda kilitlendi... O günden beri de düşünüyor... İnandım... İnanmadım... İki kelime... Kökenleri aynı ama aralarında dağlardan da öte sonsuzluğa giden bir fark var... ![]() Fatih Terim ne yapıyor, takımında bitmiş, tükenmiş oyuncuları nasıl hayatla barıştırıyor, kendine güven sağlıyor, inandırıyor bilemiyorum. Formülü ne, hiç bilmiyorum. Ancak inancı baz alması onu hep farklı noktalara taşıdı. UEFA şampiyonluklarına, Milan'a taşıdı. Bitmiş Fiorentina'yı bile şaha kaldırdı. O günlerde kameralarla takip ettim onu. Fiorentinalı futbolcuları sahaya sürerken, sırtlarına nasıl şaplak patlatıp "Yürü koçum" diye bağırdığını gördüm. Gözlerinde sanki doping almış gibi şimşekler çakıyordu. Takımı gol attıkça, yedek kulübesinde sevinçten yardımcısını tokatlıyordu. İnandırma metodu gibi sevinç refleksi bile farklıydı. Hiç unutmuyorum! Fiorentina stadında yedek kulübesinde televizyona haber hazırlamıştım; "Fatih Terim artık her sevinçte yardımcısını burada tokatlayacak" diye... ![]() Ersun Yanal ise bilimsel takılıyordu. Futbolcuları sürekli testlerden geçirip, bunu bilgisayara geçip, kalp atışlarından, kan dolaşımlarına kadar peşine düşüyordu. Bunda bir yanlış da yoktu. Ama İnanç... İnancı aşısı yoktu onda... Tepe taklak gitti. ![]() Yardımcı antrenörlerimiz Avrupa'ya dağılmış, Dünya Kupası'ndaki muhtemel rakiplerimizin maçlarını seyredecekmiş bu hafta... Fatih Terim göndermiş hepsini. Adam inanıyor Almanya'ya gideceğimize... Ben de inanıyorum. Gideriz... ![]() Yunanlılar Arnavutluk'a akın ediyormuş... Bize karşı, Arnavut takımını desteklemek için... Kendi takımlarına güveni, inancı tamamen kaybetmişler. Arnavutlara güveniyorlar şimdi... Tükenmişliğin çırpınışları... Ben bugün bizim çocuklara inanıyorum. Terim'in inandırdığı çocuklara... Biz Almanya'ya gideriz...
|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | |
© ALL RIGHTS RESERVED |