AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Dünyada böyle şeyler oluyor...

Türkiye ile ABD ilişkilerini bozmak için çalıştıkları yetmiyormuş gibi, burunlarını AB konusuna da sokan ve hempalarından birine, "Türkiye'yi AB'ye almayın" diye yazı yazdıranlar... Olup bitenden hükümetin ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın haberi yok sanıyorsanız, yanılıyorsunuz...

TBMM'nin açılışı vesilesiyle verilen resepsiyonda Tayyip Bey'le göz göze geliverdik. Fısıldaşmamıza katılan bir meslektaş, sözü önceki gün burada çıkan yazıya getirerek, "Ne diyorsunuz?" diye sordu. Başbakan, "Esas siz ne diyorsunuz?" diye karşıladı o soruyu, sonra da ekledi: "Demek dünyada böyle şeyler de oluyormuş..."

'Dünyada olan' şu: Bush yönetimiyle yakın bilinen Richard Perle Türkiye'de. Kendisiyle irtibatlı Frank Gaffney adlı birinin yazısını, Türkiye'ye geldiği gün, Washington Times gazetesinde yayımlattı Perle. Gaffney, saçma sapan iddialarla ördüğü yazısına, "Türkiye'yi AB'ye almayın" başlığını uygun görmüştü. Ak Parti hükümeti, bankalara, muhaliflerini sindirmek için el koyuyor, bankasına el konulan kişinin uzak akrabalarını bile sorumlu tutuyormuş... Başbakan Tayyip Erdoğan ise 'İslamo-faşist' imiş...

Yazının çıktığı gün ülkemize gelen Richard Perle'ü burada kim ağırlıyor biliyor musunuz? Mustafa Süzer... Ne tesadüf, Mustafa Süzer'in Kentbank'ına da devlet tarafından el konulmuştu... Türkiye'de 'muhalif' bir kişi olarak tanınmıyor Mustafa Bey; ama demek ki, Perle ve çetesine kendisini öyle tanıtmayı uygun bulmuş...

Önemli bir sivil toplum kuruluşu başkanı, "İyi ki, Ritz Carlton'daki yemeğe gitmemişim, yoksa benim ismim de listene girecekti" dedi bana. Yemeğin verildiği Ritz Carlton Oteli'nin sahibi Mustafa Süzer... Perle'ün İstanbul ve Ankara'da başkonuk olduğu yemeklere kimlerin katıldığına dair tam listeyi vermek gibi bir derdim hiç olmadı. Çarşamba akşamı Ritz Carlton'a gidip her şeyi kendi gözümle görmek yerine, maç izlemeyi yeğledim...

Perşembe günü ise, Perle, Nişantaşı taraflarındaki Park-Şamdan Lokantası'ndaydı. CNR adlı uluslararası fuarcılık firmasının patronu Ceyda Erem'in konuğu olarak... Başköşede yine tanıdık bir isim vardı: Emekli Org. Çevik Bir... Perle yemeğe 'hukukçu' olarak tanıttığı oğlunu da getirmişti. Masada bulunan İngilizcesi zayıflar için tercümeyi de artık tanıdığınız biri yapıyordu: Aydan Kodaloğlu...

Konuklardan Aydın Ayaydın, masadakilere "Üç günlük bir dizi olacak" sözünü verdiği Richard Perle röportajını Sabah'ta ne zaman yayımlayacak acaba? Yayımlamayacaksa, "Ak Parti hükümetini nasıl buluyorsunuz?", "Erdoğan hakkında ne düşünüyorsunuz?", "Gaffney'in yazısı ne anlama geliyor?" ve "Hedefte Suriye mi var?" gibi sorulara aldığı cevapları ben burada okurlarıma iletmek isterim... Perle gibi birinin bu sorulara verdiği cevaplar, eminim, konuyu yakından izleyen Tayyip Bey'in de ilgisini çekecektir...

Hatırlayacaksınız, iki hafta önce Washington'da nabız tutmaya çabalarken, Yasemin Çongar'ın, "Amerikan başkentinde Türkiye'de darbe döneminin kapanmadığını düşünenler var" tezli bir yazısı yayımlandı. "Bu ihtimali dile getirenler kim?" sorusuna cevap ararken, sonunda 'Perle Çetesi' denilebilecek bir grupla yüzyüze geldim: Robert Pollock, Michael Rubin ve Frank Gaffney gibi yazdıklarını yayımlatabilecek durumdaki American Enterprise Institute'de yuvalanmış tipler, Ak Parti hükümeti aleyhine tezvirat yapıyorlardı...

Biri, o günlerde, kulağıma, "Mustafa Süzer ve oğullarına dikkat" diye fısıldadı. Bir başkası ise, "Murat Demirel adına çalışanlar da var" iddiasındaydı. Son zamanlarda ABD'ye giden bir bakan, "Kongre üyeleri, karşılaştığımızda, 'Kentbank'a neden el koydunuz?' diye soruyor, 'Demirel'in bankasının amcası yüzünden mi hedef seçildiğini' ciddi ciddi öğrenmeye çalışıyordu" dedi bana...

Konuyu buraya taşıdığımda, Washington'u avucunun içi gibi bilen bir dostum, "Tam isabet" demek için aradı. Tek itirazı, Gaffney'in bu işe maddi bir motifle soyunmuş olabileceğini ima etmemeydi. Öyle bir imada bulunduğumu hatırlamıyorum, ama dostumun itirazına açıklık, ertesi gün, Hürriyet'in Washington muhabiri Kasım Cindemir'den geldi: Meğer "Türkiye'yi AB'ye almayın" diye yalvaran Gaffney, her yıl 2 milyon dolara yakın ödeme yapılan lobi şirketi Livingston'un maaşlı elemanı değil miymiş...

Yazım üzerine, "Demek dünyada böyle şeyler de oluyormuş" tepkisini veren Başbakan Tayyip Erdoğan, acaba, Livingston şirketine ödenen paranın, Türkiye'ye çevrilen bir namluya dönüştüğünün de farkında mıdır?

Livingston şirketi ile 'karanlıklar prensi' lâkaplı Richard Perle arasındaki ilişki de dikkate değer... Ancak, önce, Perle'ün Türkiye'deki temaslarını, görüştüğü kişilere neler anlattığını biraz daha deşelemek gerekebilir. Salı akşamı Ankara Hilton'da kimlerle birlikteydi, çarşamba akşamı Ritz Carlton yemeği nasıl geçti?

Sıkılmadıysanız, devamı gelecek...


3 Ekim 2005
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya
| Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık
| Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED