AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Var olmak iletişim kurmaktır (1)

"Bir Televizyon Kurmak" adını taşıyan metnin alt başlığında şunlar yer alıyor: "ilkeler-hedefler-zaaflar-imkanlar".

Logosunda yerküreyi kucaklamış bir hilalin yer aldığı bu metin, Ramazan'la birlikte yayın hayatına başlayacak olan Hilal tv'nin felsefesini ele alan bir "kurucu metin" taslağı.

Taahhüt anlamına gelen bu gibi sıkı metinlerle yola çıkmanın pek sık görülmediği bir kesimde, doğrusu iyi bir başlangıç. Bu tür projelerin ikamesinde, genelde "göç yolda dizilir" düşüncesi hakimdir. Özellikle de işin teorik altyapısı pek önemsenmez. Hatta bu tür bir çıkışı lüzumsuz sayanlar bile çıkar.

Elbet bu yöntem, riskli bir yöntemdir. Öyle ya, kendinize "ilkeler" ve "hedefler" koyarak kendinizi daha baştan bağlıyorsunuz. Bir yerde, başınıza yok yerden iş alıyorsunuz. İsteyeni var, istemeyeni var. Kim ister geride kendisini ilzam edecek belge bırakmayı? İlkesiz ve hedefsiz yola çıksanız, en azından bunu kamuoyuyla paylaşmasanız, yola çıktıktan sonra çizgi, kulvar ve hatta güzergah değiştirmekte zorlanmazsınız. Daha muhatabınız "Nereden, nereye!" demek için ağzını açmadan, siz atak davranıp "Ben kimseye taahhütte bulunmadım" postasını koyarsınız. Ayağınız göl, başınız pınardır. Başınıza buyruk yürürsünüz. İlkeler sizi bağlamaz, siz ilkeleri bağlarsınız.

Hilal tv böyle yapmamış. Risk almayı göze alarak daha işin başında bir "kurucu metin" ile yola çıkmış. Metnin ilk konusu "İletişimin mahiyeti Üzerine" başlığını taşıyor. Konunun girişinde "var olmak iletişim kurmaktır" spotu yer alıyor. Bu başlık altında yazılanların hepsini aktarmak isterdim ama köşemin hacmi buna elvermez. Yine de, bu kervanın "iletişim" olayına bakışını ele veren şu satırları aktarmadan edemedim:

"Var olmak, iletişim kurmaktır. İşte bunun için "önce söz vardı". Çünkü söz ilk iletişim aracıydı. Ve oluş olmadan önce "ol" sözü söylendi ve mahlukat "oldu". Yaratıcı kendi mutlak varlığını iletişim kuracağı varlıkları yaratarak bildirdi. O'nun insanla iletişiminin farklı boyutlarını ifade eden vahy, nübüvvet, risalet, nebi, rasul, nüzul, mirac, dua gibi temel dini kavramlar iletişim kavramlarıdır. Allah'a bir meslek izafesi caiz olsaydı, bu "iletişim" olurdu. Vahiy meleği ve peygamberler, ilahi iletişimin vasıtasıdırlar. Alemlere rahmet olarak gönderilen Son Peygamber'in iletişim alanı, bütün bir yeryüzüdür. İnsanlığın değişmez değerlerinin öbür adı olan İslam, son peygamberini "alemlere rahmet" ilan etmekle, hedef kitlesinin bütün insanlık olduğunu ilan etmiştir."

İkinci konu "Televizyon Nedir?" başlığını taşıyor. Spotu ise şu çarpıcı cümle: "Bir aracın kötü kullanımı onun mahiyetini değiştirmez". Bu bölümde, ancak felsefi bir tartışmanın konusu olabilecek "Bir aracın onu üreten ve kullanandan bağımsız bir dili var mıdır?" sorusu ele alınıyor ve "Bir aracın dilini, onu kullanan akıl oluşturur" sonucuna varılıyor. Mevcut televizyon dilinin "nesneleştirici" niteliğine vurgu yapıldıktan sonra, bu dile teslim olan herkesi nesneleştireceği vurgulanıyor.

Buna karşı önerilen şey, "alternatif bir televizyon dili oluşturmak". Alternatif bir televizyon dili oluşturmaktan söz eden bölümün spotu şöyle: "Nesneleşmiş bir akıl özne bir dil kuramaz". Yeni bir televizyon dilinin ancak özne bir aklın eseri olacağı vurgulanıyor. Reyting ve kazanma hırsına dayalı mevcut tv dili temelden reddediliyor.

Siz de benim gibi, "Bu işler, icraata geçince, hiç de metinde durduğu gibi durmuyor" demekte haklısınız. Yeni kanal hayli hızlı. Bu tür itirazları daha baştan öngörmüş olacak ki, itirazlara icraatla cevap veriyor.

Hilal tv yeni bir televizyon dili oluşturma iddiasını isbat için açılışından aylar önce harekete geçmiş ve bünyesine kattığı Hakan Albayrak'a "Şam-İstanbul Köprüsü" adlı belgeseli hazırlatmış bile. Belgesel, sadece Hilal tv'nin yeni bir dil kurma iddiasını isbat hususundaki gayretini değil, aynı zamanda Hakan Albayrak'ın gizli kalmış bir yeteneğini de ortaya çıkarıyor. Hilal tv Genel Yayın Yönetmeninden "Avusturya'da 12 Müslüman" adlı bir başka belgeselin daha müjdesini alıyoruz.

Amacını "Büyük ailemizin kayıp çocuklarına ulaşmak" şeklinde koyan Hilal tv, Ramazan'a Ahmet Taşgetiren, Mustafa İslamoğlu, Engin Noyan, Ulvi Alacakaptan gibi isimlerle giriyor. "Büyük ailenin kayıp çocuklarına ulaşmak" ile neyin kastedildiği ise, kurucu metinde şöyle açıklanıyor:

"Eldeki tüm veriler, medeniyet merkezli inşa edici ve yaygın eğitime odaklanmış bir televizyon kanalına ihtiyaç olduğu sonucunu vermektedir. Hassasiyet sahibi ebeveynlerle tv etkisine açık çocukların arası günden güne açılmaktadır. Popüler kültür tv aracılığıyla sadece duyarsız kesimlerin değil, duyarlı kesimlerin çocuklarının tasavvur ve kişiliklerini de şekillendirmektedir. Çaresiz aileler, kendi hassasiyetlerini öz çocuklarına taşıyacak bir dil geliştirememenin acısıyla kıvranmaktadır. Bu acıyı azaltacak usul bir ses, mütevazı bir soluk hissettiklerinde, heyecan duymaktadırlar. Bu arayışlar bir ihtiyacın göstergesidir. Bu yalnızca Türkiye ölçeğinde değil, dünya ölçeğinde de somut ve ivedi bir ihtiyaçtır."

Bir Televizyon Kurmak adlı bu metni özetlemek bile, bu köşenin hacmini hayli aşar. Tamamı www.hilaltv.net adlı adreste yer alan bu metnin, çok önemli bulduğum daha başka bölümleri de var. Onları okurlarıma taşımak isterim. Nasipse, o da gelecek yazıda.


3 Ekim 2005
Pazartesi
 
SAMİ HOCAOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya
| Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık
| Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED