T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
P O L İ T İ K A 27 ARALIK 2005 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Böyle 301 bir tek bizde var

Avrupa'da benzerleri özgürlükleri genişletme amaçlı yorumlanan 301'inci maddenin Türkiye'de sıkıntıya neden olması yeni bir tartışma yarattı. 301'in hazırlanma amacının özgürlükleri genişletme olduğu, ancak farklı yorum nedeniyle davalar açıldığı bildirildi

TCK'nın "Türklüğe hakaret" suçunu da düzenleyen 301. maddesi, yazar Orhan Pamuk ve gazeteci Hırant Dink'e karşı açılan davalarla gündeme gelince, "ifade özgürlüğünün kısıtlandığı" tartışmaları da başladı. Türkiye bu tartışmalarla dünya nezdinde yakaladığı "reformcu ve özgürlükçü" imajını zedelerken, bu maddedeki düzenlemelerin esasen "özgürlükleri genişletme" amaçlı konulduğu, ancak uygulamada yorum farklılığı yaşandığı belirtildi.

Yeni TCK'nın hazırlanmasında pay sahibi isimlerden biri olan AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, 301 ve 216 gibi soyut tehlike suçlarında "takdiri değerlendirmelerin" ön planda olduğunu söyledi. Bu maddelerin konulma amacının "özgürlüğü korumak" olduğuna işaret eden Bozdağ, bu nedenle 301. maddenin 4. fıkrasına, "eleştiri ile aşağılamanın birbirinden ayırılması"nın öneminin vurgulandığını hatırlattı.

ÖZGÜRLÜKÇÜ YORUM GEREK

Kanunun, uygulamasının henüz görülmediğini belirten Bozdağ, bunun için Yargıtay'ın vereceği kararları beklemek gerektiğini söyledi. Bozdağ, "Özgürlüklerin önünü açıcı yorumu, uygulayıcı yapacak. Maddeleri uygularken birinci amacınız özgürlükleri korumak, kollamak olsun, bunu unutmayın dedik. 301. ve 216. maddelerin içerisinde eleştiri maksadıyla düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağını koyduk" diye konuştu.

Bozdağ, uygulayıcıların karar vermeden önce, düşünceyi ifade mi var aşağılama mı var diye bakması ve şüphe varsa özgürlüklerden yana karar almasının ilke olarak TCK'ya yerleştirildiğini anlattı.

SAVCI TAZMİNAT ÖDEMELİ

İstanbul Barosu eski Başkanı Avukat Yücel Sayman ise 301. madde benzeri maddelere Avrupa Birliği ülkelerinde rastlanmadığını, açıklanan düşünce, şoke edici, tiksindirici olsa bile, bu maddelerin, AİHM'in "şiddet içermediği sürece düşünceyi özgür bırakan" içtihadına göre karar alındığını kaydetti. Sayman "301. madde kaldırılmalı. İnsanın özgürlüklerini, kurumlara feda eden anlayış demokratik bir anlayış değildir" dedi. Sayman, Yargıtay'ın bu konuda içtihadının ortaya çıkıncaya kadar insanların mahkum edilip, mağdur olabileceğini de hatırlatarak "Savcıların düşüncelerine karşı birey korunmuyor. Haksız bir iddiananmenin neticesinde savcı kusurlu kabul edilmiyor. Böyle bir madde karşısında bireyin korunması için savcının tazminat ödeme durumu da getirilebilmeli."

SORUN YORUMDA

İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Adem Sözüer de bir ulusu ya da bir değeri aşağılamanın dünyanın tüm ülkelerinde suç sayıldığını vurguladı. Ancak Sözüer de, "Sorun bu maddenin kendisinde değil, yorumlanmasından ve uygulamasından kaynaklanmaktadır" dedi.

TCK'da hakkını kullanan kimseye ceza verilemeyeceğinin belirtildiğini dile getiren Sözüer, "301. maddenin son fıkrasında eleştiri suç oluşturmaz. Dolayısıyla sorun varsa bu yorumdan kaynaklanmadır. Bütün dünyada değerlere yönelik hakaretler suç sayılmaktadır. Nerede eleştiri var nerede hakaret var bunun belirleyicisi hakimler olacaktır."

ETNİK GRUPLARI KAPSAMALI

Prof. Dr. Hüseyin Hatemi de, 301'in bugünkü şekliyle kalması gerektiğini, ancak uygulamada bozukluklar bulunduğunu kaydetti. Türklüğün yanında, bütün etnik grupların da aşağılanması ve tahkirinin suç sayılmaya devam etmesi gerektiğini vurgulayan Hatemi, maddenin eleştiriyi suç saymadığını söyledi. Hatemi, "Hakimler savcılar bu maddeyi iyi uygulamıyorlar. Suç sayılmaması gereken beyanları suç sayarak dava açıyorlar" dedi.

AB: Yetki bakanda olmalı

Avrupa Konseyi, 301. madde için şu uyarıda bulunmuştu: "Anglosakson hukukunda böyle hükümler yok. Bazı Avrupa ülkelerinde varsa da nadiren uygulanıyor. Bu hükümler çok nadiren ve daima AİHS göz önünde bulundurularak uygulanmalıdır. Ayrıca, TCK'ya göre, bu kapsama giren davaların açılması Adalet Bakanlığı'nın iznine tabidir. Bu hüküm yeni TCK'da da mutlaka yer almalıdır. Böylece hükümet bu maddenin eşit ve çok kısıtlı bir şekilde uygulanmasını sağlama imkanına sahip olur."

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi