AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
|
|
Yüzyıl sonrasını düşünmek
Yüzbinlerce öğrenci anne ve babalarıyla lise ve üniversite seçme sorunuyla karşı karşıya. Özel ve Anadolu liseleri sınavlarına giren öğrenciler, seçecekleri okullara göre, bir ya da iki yabancı dil öğrenecek. Bütün liseler yabancı dil olarak İngilizce öğretiyor. Artık dünyada İngilizce herkesin bildiği bir dil haline geldi. O İngiliz ya da Amerikalıların dili olmaktan çıktı. Bütün dünyada iletişim sağlamanın ana dili İngilizce oldu. Global kültürün dili İngilizcedir. İngilizce bilen herkes, her ülkede güçlük çekmeden eğitim yapar, çalışır ve iş kurabilir. Herkes hoşlanmasa da İngilizce'nin iletişim, ticaret ve eğitimde tartışılmaz bir önceliği vardır. Ancak son yıllardaki gelişmeler, bir yabancı dil yanında ikincisini de öğrenmeyi gerekli kılıyor. Herkesin İngilizce konuşabilmesi, bugün bilinmesini bir üstünlük olmaktan büyük ölçüde çıkarır. Lise seçme durumunda olan küçük kızımın da tercihi İngilizce yanında ikinci bir dili de öğreten liselerden yana. Genç nesil biliyor ki, yirmi dilli AB'de iyi bir eğitim ve iş imkanı bulabilmek için, İngilizce yanında Almanca, Fransızca, İspanyolca, Arapça, Farsça, ya da Rusça dillerinden birini daha bilmek gerekir. Her yeni dil, ayrı bir dünyadır. Dünyası çok olanın, vizyonu geniş, fırsatı bol ve imkanı da zengin olur. Hafta sonunda Stv'de Rıdvan Kızıltepe ve Dr. Selman Kuzu'nun hazırlayıp sunduğu "Ufuk Ötesi" programında Türkiye'de Fethullah Gülen Hoca'nın çevresindeki girişimcilerin başlattığı eğitim çalışmalarını tartıştık. Bilgi toplumunun odak noktasında Samuel Huntington'un "Davos kültürü" dediği, ekonomi, politika ve kültür dünyasını yoğuran, biçimlendiren ve yönlendiren, uzman, yönetici ve liderlerin oluşturduğu kurum ve kuruluşlar var... Bilgi çok dilli okullarda geliştirilip, zenginleştirildiği için, eğitim yalnızca Türkiye'nin değil, bütün danyanın sorunudur. İnternetteki gelişmelerle dünya "global okul"a dönüştüğünden yurt dışındaki Türk okullarında olduğu gibi ulusal ve uluslararası düzeyde, her lise en az üç dil öğretmek zorundadır. Bunun için, bütün dünyada çok kültürlü, çok dilli ve çok boyutlu eğitimin sağladığı imkan ve doğurduğu fırsatlar tartışılmaktadır. Türkiye'nin dünyadaki yerini eğitime verilen ağırlık ve yapılan yatırım belirleyecektir. Program boyunca görüşleri alınan Prof. Dr. Sabahaddin Zaim, Prof. Dr. Ümit Meriç, Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Prof. Dr. Bekir Karlığa, Prof. Dr. Ahmet İnam, Doç Dr. Yasin Aktay, Ali Bulaç ve Ali Ünal Japonya'dan Amerika'ya kadar Türkçe ile birlikte Yahya Kemal'den Necip Fazıl'a Türkçe'nin düşünce ve sanat ustalarının da bütün danyaya taşıyan, Türk okullarıyla ilgili ufuk açıcı değerlendirmeler yaptı. Ekonomik ve kültürel gücün lokomatifi bilgidir. Bilgi eğitim kurumlarında zenginleştirilir. Eğitime yapılan yatırım, sanayiden hizmetlere ekonominin bütün sektörlerine yapılan yatırımdır. İnsanların malına ve parasına el konulabilir. Ancak, hiçbir güç bir insanın elinden bilgisini alamaz. Bu yüzden, Uzak Doğu'nun bilgileri "yüzyıl" sonrasını düşünüyorsanız, eğitime yatırım yapın" derler. Deniz kenarında açlık, ormanda soğuk ve ovada yokluktan yakınmak, yoksulluğu değil, eğitimsizliği gösterir. Eğitimsizliğin topluma verdiği zararı, en gelişmiş silahlarla donatılmış ordular veremez.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |