AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Necef!

Necef'e ilk kez 1978'de gitmiştim. Kızıl renkli kumların dalga dalga estiği Kerbela çölünden geçerek Necef'e girdiğimde doğal olarak ilk önce Hazreti Ali'nin mezarını ziyaret etmiştim.

Şehirde inanılmaz bir mistik hava vardı. Bu hava Barış Vadisi'nde daha da ağırlaşmıştı.

Vadi'de onbinlerce mezar vardı!

Bugün Necef'te yaklaşık olarak 600 bin insan yaşamaktadır. Barış Vadisi'nde yatan insanların sayısı ise bir milyonu bulmuştu. Yalnız Irak'ta değil dünyanın dört bir yanında yaşamakta olan Şiiler öldüklerinde Hazreti Ali'ye yakın olmak için bu Vadide'ki kutsal topraklara gömülmek isterler.

Necef'te yüzlerce yıllık eski evler bulunmaktadır.

Necef'in her tarafında tarih ve inanç izlerini görebilirsiniz.

Necef bundan yaklaşık bin yıl önce kurulmuştu.

Moğollar Bağdat'ı yerle bir edince İmam El-Tusi bu şehri Şiilerin yeni başkenti olarak kurdu.

Şehirde yüzlerce evliya mezarı bulunmaktadır. Bu evliyanın mirasını ise bugün bir çok din adamı korumaktadır.

Necef'in her zaman Irak tarihinde önemli rolü olmuştur.

Şehir tarih boyunca hem Irak hem de Arap ve islam aleminin önemli Şii önderlerini yetiştirmiş ve ihraç etmiştir.

Bugün dünyanın dört bir yanındaki Şii din adamlarının tümü Necef'te bulunmuşlardır.

Sadr ailesi ise Necef'in en önemli ailerindendir.

Muhammed Sadek Sadr, genç Muktada'nın babasıdır.

Muhammed Sadek ve Muktada'nın büyük kardeşi 1980 yılında Saddam tarafından öldürülmüşlerdi.

Muktada'nın amcası Muhammed Bakır Sadr ise yine Saddam tarafından 1991 ayaklanması sırasında öldürülmüştü.

O sırada Amerikalılar Şiileri ayaklandırmış ancak onları yarı yolda bırakarak, Kuveyt'ten çekilen Irak ordusunun onları ezmesine göz yummuştu.

O gün bugün Necef'teki Şiiler ve Sadr ailesi Kuzey'deki Kürtlerin tersine Amerika'dan nefret eder ve onlara asla güvenmezler.

Necef'te Amerikan işgaline şimdilik ses çıkarmayanlar bazı Şii lider ve gruplar ise, daha farklı hesaplar peşindeler.

Şii olan Başbakan Allavi ise ne Necef'i ne de Şiilerin siyasal rolünü önemsemektedir.

İran ise Şiileri kullanarak Amerika'nın Irak'taki oyununu bozmak istiyor.

İranlılar, kendilerine yönelik İsrail ve Amerikan tehditlerini Irak'ta göğüslemek istiyor.

Muktada Sadr bu göğüslemenin bir parçası olduğunu bilerek kendi oyununu da oynamaktadır. Muktada, genç bir Sadr olarak Şiiler üzerinde söz sahibi olmak istiyor.

Muktada'nın yandaşlarının büyük bölümü gençlerden oluşmaktadaır. Bunlar eski Irak ordusu ve polisinin işsiz kalan elemanlarıdır.

Ateşli bir konuşmacı ve propagandist olan Muktada, ailesinin de adınını kullanarak Şiiler arasında giderek güç kazanmaktadır.

Muktada, Irak halkının Amerika ve İsrail'e karşı olan nefretini çok iyi motive ederek Irak'ın ve genel olarak bölgenin kaderinde söz sahibi olmayı amaçlıyor. Tıpkı İsrail'i güney Lübnan'da yenen Lübnan Hizbullah'ın lideri Nasrallah gibi.

Arap ve islam aleminden birçok Şii ve Sünni parti, cemaat ve grup Muktada ile dayanışma içindedir. Birçok Arap kentinde Muktada ve Necef ile dayanışma yürüyüşleri yapılıyor.

Necef direnişi Amerika'nın Irak'taki zor olan işlerini giderek daha da zorlaştıracaktır.

Bugün toplanması beklenen Irak Ulusal Konferansı'nın ertelenme ihitimali çok büyük. Irak'ın yeni anayasasını belirleyecek ve ülkenin demokrasiye geçiş sürecini işletecek olan bu Konferans'ta herkes herkese karşı.

Sadr ise bu Konferans'a katılmıyor ve buradan çıkması muhtemel hiç bir kararı tanımayacağını söylüyor.

Amerika, 'Katil sürüleri' diye tanımladığı Sadr militanlarını bundan sonra ciddiye almak zorunda kalacaktır.

Amerikalıların Necef'i korkakça ve kalleşçe (tabii diğer şehirleri de) bombalamaları ise hiç bir şeyi değiştirmeyecektir.

Aptal Amerikalılar Şii gençlerin orada ölüp Barış Vadisi'nde gömülmek için can attıklarını asla anlamayacaklardır.

Bin yıllık Necef yine orada kalacaktır.

Hazreti Ali'nin haksızlığa karşı direnme inancı ile beslenen Muktada'nın gençleri mutlaka Amerikalıları yenecektir.

Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Hazreti Ali'nin mezarını bir kaç kez ziyaret eden ve o kutsal şehrin mistik havasını derinden hisseden biri olarak ben buna mutlak inanıyorum!


15 Ağustos 2004
Pazar
 
Dr. HÜSNÜ MAHALLİ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED