AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Ekonomiyi para bolluğu değil üretim bolluğu ayakta tutar

Arabayı renkli sac, kolayı boyalı su olarak görenler, doları yeşil kağıt, zenginliği de bol para olarak görür. Onlara göre, bir ülkeyi paraya boğarsanız, üstesinden gelinmeyecek, ekonomik, siyasal ve kültürel problem kalmaz. Dünyada en çok görülen ve en çok aranan para dolarsa, bu Amerika'nın para basan matbaalarının bütün gün çalışmalarından kaynaklanıyordur. "Çok para basan ülke, çok zengin olur."

Ülkelerin üretim gücü paranın çokluğundan değil, ürün, hizmet ve bilgi üretiminde verimliliğin yüksekliğinden kaynaklanır. Tarım, sanayi ve hizmetlerde prodüktivitesi düşük bir ekonominin, üretim gücü büyük olmadığı gibi, parasının da ciddi bir değeri olmaz. Amerika'nın doları, Avrupa'nın eurosunun değeri, her ikisinin de yılda on trilyon dolarlık ürün, hizmet ve bilgi üreten ekonomilerinden kaynaklanır.

Hangi kıtada olursa olsun, bütün ülkelerin başarısı, paralarının satın alma gücünden gelir. Paranın satın alma gücü de, toplumun üretim gücüne dayanır. Toplumun üretim gücü de, yönetimdeki haksızlıklarla birlikte yolsuzlukların giderilmesinden kaynaklanır. Türkiye gibi, haksızlıklarla yolsuzlukların birbirini besleyip büyüttüğü ülkelerde paranın değerini korumak mümkün değildir. Parasının değerini koruyamayan ülkelerin yöneticileri, kendilerini er ya da geç IMF'nin kapısında bulur.

Türkiye'de yıllarca "dolar emperyalizm"den sözedildi. Amerikalıların beyaz kağıdı yeşil renge boyayarak, bütün dünyaya ihraç ettiği dolarlarla, akılalmaz boyutlarda haksız kazanç sağladığı iddia edildi. Oysa doların gücü, dünyanın her yerinde bulunacak kadar çok olmasından değil, üçyüz milyon Amerikalının çalışma gücüyle birlikte, binlerce üniversitesi, binlerce ürün ve hizmet üreten kurumundan gelir. Türkiye'de durmadan para basılıyor. Ancak Türkiye'nin parasının çokluğu, onun değerini düşürmekten başka bir işe yaramıyor.

Toplumların ekonomik gücü, para bolluğunda değil, ürün ve hizmet bolluğundan kaynaklanır. Para matbaada basılır. Ancak Anadolu'da söylenildiği gibi, "sokaktan toplanılmaz." Para kazanmak için mutlaka bir ürün, hizmet ya da bilgi üretmek gerekir. Ürün, hizmet ve bilgi karşılığı olmadan, hükümetlerin talimatıyla basılan paralar, enflasyonu iki haneli rakamlara çıkarmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Hükümetler istedikleri zaman, istedikleri kadar parayı piyasaya sürerlerse, yoksulluğun önüne hiçbir güç geçemez.

Türkiye'yi yoksullaştıran millet değil, devlettir. Devletin bütün kurum ve kuruluşları, ürettikleri ürün, hizmet ve bilgiden kat kat fazlasını tüketmektedir. Ürettiklerinin değeri, tükettiklerinin çok gerisinde kalan kurum ve kuruluşlar ister özel, isterse kamu olsun toplumlarını yoksullaştırır. Türkiye verimsizlikte yarışan kurumlar yüzünden IMF kapılarında sürünüyor.

Ekonomi parayla değil, üretimle güçlenir.

Üretimin olmadığı yerde, paranın değeri olmaz.


30 Nisan 2003
Çarşamba
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED