AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Gül soruyor: Ne masası?..

Hafta sonu, önce Yeni Şafak için yaptığımız konuşma ardından da Kanal 7'deki Başkent Kulisi için bir araya geldiğimiz Dışişleri Bakan Abdullah Gül ile uzun bir dış politika turu yapma imkanı bulduk. Gül, Türkiye yakın tarihinin en kritik döneminde hem Başbakanlık hem de Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan önemli bir isim. Yaşanan bu sürece sadece tanıklık etmedi, birçok kararı bizzat, birçoğunu da kendisine bağlı kurumlarla birlikte alarak uyguladı. Türkiye, savaşa girmediyse bunda Abdullah Gül'ün payı büyüktür. Ve eğer, bazılarının iddia ettiği gibi Türkiye'nin savaşa girmemesi bu ülkeye bir bedel ödetecekse bunun sorumluluğu de büyük ölçüde onun omuzlarında olacaktır.

Ama, olup bitenler göstermiştir ki Türkiye için savaşa şimdiki durumdan daha öte bir angajmanla dahil olmanın izahı mümkün değildir. Gelişmeler de bu kanaati pekiştirecektir...

Tezkere memnuniyeti!

Dışişleri Bakanı ile yaptığımız görüşmeler bütün ayrıntılarıyla hem gazetede, hem de televizyonda yayınlandı. Bakan bu görüşmelerde, hem geçmişe yönelik hem de yakın geleceğe ilişkin birçok önemli şeyi söyledi. Benim için en önemli tesbit, bir söz değil süreci kuşatan ve başlangıç noktasıyla bugün arasındaki çizgiyi açıklayan bir tavır oldu.

Gül, bu konuda tek kelime etmedi ama şunu anlıyorum ki, eski Başbakan bugünün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı "malum tezkere"nin kabul edilmemiş olması dolayısıyla memnundur, mutludur. Tezkerenin reddedildiği akşam Meclis'ten çıkarken sinirli, öfkeli, hatta biraz da şaşkındı ama bugün; o vakit kendisine "şer" görünen "hayır"ın ne kadar isabetli ve hayırlı olduğunu düşünmektedir. İki görüşmemizde de bu konuda sır vermedi ama halinden, tavrından, tutumundan, başka konulardaki sözlerinden anlaşılan budur. Bugün, Türkiye topraklarında Amerikan askerleri konuşlanmış olsa, koalisyon uçakları buradaki üslerden kalkıp Irak'ı bombalasa, durumun ne büyük felaket olacağını görmektedir. Hiçbir şey olmasa bile, "koalisyondayız" sözünün kendisine geri dönüşündeki amansız tepkiler Gül'e bu gerçeği göstermeye yetmiştir. Sonuçta Türkiye, hem halkı istemediği için hem de sanılanın aksine çıkarları örtüşmediği için Amerika'nın bütün istediklerini kabul etmemiştir, böyle yapmakla da iyi etmiştir...

Abdullah Gül de zaten, "Meclis'in bu kararından sonra politikamızı ona göre değiştirdik" diyerek kendisinin ve hükümetinin kriz yönetimindeki esnekliğini ortaya koymaktadır.

Masa meselesi...

Abdullah Gül, sürecin muhasebesini çıkarmak isteyenler için de ilginç bir noktaya temas ediyor. Konu, Türkiye'nin savaş sonrasında masada yer alması ve Kuzey'e müdahalesi konusudur. Gül'ün bu konuda bir başka izaha gerek bırakmayacak sözlerinin altını bir kez da kalınca çizmek gerekiyor: "Türkiye, tezkereyi kabul etmiş olsaydı da Irak'a en fazla 20 kilometre girecekti. Gerektiği zamanda bölgeye müdahale konusu yine bugünkü şartlara bağlı olacaktı..."

Dışişleri Bakanı, konuşmanın bir yerinde dile getirdiğimiz "Irak'ta savaş sonrası kurulacak masa..." cümlesine de daha sonunu beklemeden başka bir soru ile mukabele etti: "Ne masası?..."

"Masa", Türkiye'yi Amerika yanında savaşa razı etmek için ortaya atılan bir manipülasyon aracından başka bir şey değildi. Ortada bir masa elbette vardı ama bu, daha savaş öncesinde Amerika ile İngiltere'nin kurduğu ve paylaşımı o günden yapıp bitirdikleri bir portatif masaydı.

Gül, operasyonun kısa sürede biteceğini tahmin ettiğini söylüyor ve bundan sonra Irak'ın istikrara kavuşmasının fazla zaman almayacağına inanıyor.

Bu yüzden olacak, ısrarla Türkiye'nin "olabilecek en iyi noktada" olduğunu söylüyor. Bu kanaate o kadar inanmış ki, savaşı kafasında neredeyse bitiriyor ve ekonominin baharla birlikte bahar rüzgarlarıyla iyi yola gireceğini düşünüyor.


14 Nisan 2003
Pazartesi
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED