AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Trajedi'nin maskeli oyuncuları ve 'insan'

Büyük bir trajedinin ilk perdesinde final sahnesi. İngiltere'nin Shakespeare'i yok artık; Amerika'nın da şu derinlikten mahrum haliyle bir Shakespeare çıkarması beklenemez. Yani, bu savaşta 'kahramanlar'ın ruh portrelerini çizecek, onları maskesiz, gerçek yüzleriyle gösterecek bir 'deha' yok. Batı tarzı soğuk bir sevgiye bile hayat hakkı yok. Aşk, hiç yok. Öyleyse, katı, karanlığı bile anlamaktan mahrum bir trajedya ile karşı karşıyayız. Bir kötülük yarışıyla.

Bir diktatörün misyonu

Bir 'sosyalist'ti önce. Soğuk savaş döneminde, Baas iktidarıyla, Sovyetler'e yakın sol bir yörünge izledi. Sonra, ABD'siyle, Avrupa'sıyla, Batı'nın yüklediği İran misyonunu, belki de bir koyup üç almak adına, gönüllü olarak üstlendi. Halepçe, işlediği katliamlardan sadece biriydi. 8 yıl süren İran'la savaşındaki performansına karşılık, ödül olarak Kuveyt'i benimsedi. Kuveyt, Pamuk Prenses masalındaki zehirli elma gibi uzatıldı ona. Her uzatılan zehri içiyordu, onu da içti. Son zehir, onu, Baba Bush döneminde sahneye konan "Yeni dünya düzeni" projesi için dört dörtlük bir gerekçe haline getirdi. Ve, hepimizin yakından izlediği gibi, oğul Bush'a miras kalan projede yine o kullanıldı.

Irak, direniyordu, o direnmedi. Bir bakıma, ülkesindeki direnişi bitirme misyonuydu bu kez üstlendiği.

"İnsan"ın, bu trajedideki rolü, Camus'nün 'Veba'sındaki gibi, 'ölmek'ti. Ama, bu oyunu yazanlar, Camus'den farklı olarak, küçümsüyordu, hafife alıyordu, aşağılıyordu "insan"ın kurban edilişini. İlk perdenin sonunda, "insan" yoktu. Kaybolan bir kötü adam ile oyunu sahneleyen 'kumpanya'nın patronu vardı. Patron, kurbanlarını perdenin arkasında gizlerken, ikinci perdeyi sahnelemek için, bir başka Ortadoğu başkentini adres gösteriyordu.

Bu trajedinin içinde, 'masada var mıyız, yok muyuz' tartışması, bir 'seyirci fısıldaşması' kadar bile değer taşımıyor.

Yeni Şafak, bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da, sahnelenen 'trajedi'nin gerçek yüzünü göstermeye devam edecek. Yeni Şafak'ı izleyenler, bugünden sonra da, oyuncuları 'maskesiz' ve 'makyajsız' olarak, gerçek yüzleriyle tanıyacak.

Yenişafak okurlarına yeni sürprizler

Daha önce, bu sütunlarda değinmiştik. Yeni Şafak, değeri zamanla eksilmeyen 'bilgi'ye önem veriyor.

Merhum Prof. Dr. Muhammed Hamidullah'ın "İslam Peygamberi" adlı kıymetli eseri, 'bilgi'ye değer veren okurlardan büyük bir ilgi görmüştü. Kitaplarımızın, Yeni Şafak okurlarına ulaştırılması için gerekli hazırlık yapılıyor. Okurlarımız kuponlarını tamamlarken, yine bu sayfalardan, kitapların nerelerden ve nasıl temin edileceği konusunda gerekli açıklamalar yapılacak.

Yeni Şafak'ın kültür hizmetleri, bundan sonra da devam edecek. Araştırdık ve yeni kampanyalarımız için çalışmalarımıza çoktan başladık. Okurlarımıza, çok beğeneceklerini umduğumuz sürprizler hazırlıyoruz.

Yeni Şafak'ın, 'nitelikli' bir okur kitlesi var. Bilgiyi ve gerçeği, sansasyona tercih eden bir okur kitlesi... Yeni Şafak, okurlarının farkını biliyor. Böyle bir okur kitlesine sahip olmanın yüklediği sorumluluğu biliyor. Kültür hizmetlerini de, bu bilinçle hazırlıyor.


14 Nisan 2003
Pazartesi
 
EDİTÖRDEN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED