|
|
Bir cesur adam
Ne kadar da meraksızız! Geçen gün, birarada olduğum dostlara, "Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (IAEA) direktörü Mohamed ElBaradei'nin ilgi alanı ne, bilen var mı?" diye soruverdim. Masanın etrafında yedi-sekiz kişiydik. "Nükleer fizikçi" en popüler cevaptı. Başımı salladığımı görüp ağzımdan çıkanı duyunca şaşırdılar; ilk öğrendiğimde ben de şaşırmıştım. IAEA direktörü olan Mohamed ElBaradei nükleer fizikçi veya mühendis değil, uluslararası hukuk profesörü... ElBaradei, dün, "Irak'a savaş açmak için kullanılan kanıtlar sahte" sözleriyle dünya medyasında manşetlere yükseldi. ElBaradei'nin, "Sahte" diye yaftaladığı belgeler, İngiliz-Amerikan yönetimleri tarafından, "Irak atom bombasına sahip olmak için hâlâ çaba gösteriyor" izlenimi vermek üzere kullanılıyordu... İngilizler'in sağladığı anlaşılan belgelere göre, Irak ajanları, iki yıl önce, Afrika'da uranyum avına çıkmışlardı... ElBaradei, "Bunu ispatlasın diye sunulan belgelerin hepsi sahte" deyiverdi... "Hepsi sahte" dediği belgelerden biri, Irak'ın uranyum zenginleştirmesinde kullanılan çok sağlam aluminyum tüpler satın almaya çabaladığını gösteriyordu. Bu iddia, Başkan Bush tarafından tam iki kez tekrarlanmış, Colin Powell tarafından, en son önceki gün, BM Güvenlik Konseyi önüne getirilmişti. ElBaradei, "Irak'ta nükleer konuda herhangi bir etkinlik görülmüyor" dedi ve Irak'ı baştan başa en gelişmiş radyasyon dedektörleri ile taradıkları halde, yasak silâhlar ve nükleer artıklara rastlanmadığını ilân etti... FBI, CIA, MI5 ve MI6 için ne büyük bir darbe! Ancak, böyle bir sahteciliği zaten onlardan biri yapmış olacağı ve diğerleri de yapılanı bileceği için buna aldırmayacaklardır. Bir Amerikalı yetkili, Washington Post gazetesine, "Tuzağa düştük" demiş, ama bile bile düşülen bir tuzak olmalı bu. Çünkü, IAEA örgütü yetkililerinin farkedebildiği 'sahteciliği', uzman istihbarat örgütlerinin anlayamaması mümkün değil... Nijer devleti yetkilileriyle Iraklı ajanlar arasında teati edilen bir dizi mektuptan oluşuyor belgeler; IAEA görevlilerinin bütün yaptığı, mektup üzerindeki tarih, unvan ve imzalara bakıp gerçekle karşılaştırmak... Belgelerdeki isimler ve unvanlar gerçekle irtibatsızmış... Haberde, "Çok kaba bir sahtecilik" deniliyor... Hatırlayacaksınız, Atom Enerjisi Ajansı'nı 'sahte' belgelerle aldatmaya kalkışan İngilizler, bir önceki silâh denetçileri raporu sunulmadan önce hazırladıkları bir istihbarat notunda, on yıl önce yazılmış bir makaleden çalıntı bilgiler sunmuşlardı; hem de ayrıntılar üzerinde oynayarak... Şimdi de bu. Biraz ayıp oluyor, ama! ElBaradei cesur davranmasa, dünya kamuoyu, sahte belgelerle "Vurun abalıya" noktasına getirilecek... Herhalde artık en meraksız olanınız bile şu soruya cevap arar hale gelmiştir: Bu cesareti gösteren Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın direktörü Mohamed ElBaradei kim? Nerede doğmuş, nerede okumuş, nerede eğitim almış? Nerelerde çalışmış? ElBaradei 1942 doğumlu. Mısırlı. Kahire Üniversitesi'nde hukuk okumuş (mezuniyeti 1962), 1974 yılında New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, uluslararası hukuk alanında, doktorasını tamamlamış... Daha önce üst düzey memur olarak çalıştığı kurumda, ilk kez 1 Aralık 1997 tarihinde atanmış direktörlüğe, ikinci kez de Eylül 2001'de... Hukuk okumuş, üniversitelerde uluslararası hukuk dersleri vermiş ElBaradei, ama bir özelliği daha var: Bu süre içerisinde Mısır Dışişleri Bakanlığı'da da diplomat olarak görev yapmış... Mısır'ın BM daimi temsilciliklerinde hizmet vermiş; hem New York'ta, hem Cenevre'de... 1980'de, BM'nin eğitim biriminde uluslararası hukuk derslerine girmiş; eş zamanlı olarak doktorasını yaptığı üniversitede de profesör olarak görevliymiş... Özgeçmişi okunduğunda, ElBaradei'nin, hayatının önemli bir bölümünü ülkesi Mısır'ın dışında ve daha çok ABD'de geçirdiği anlaşılıyor. Nükleer konusuyla tamamen bir hukukçu olarak ilgisi var. Ailede teknolojiyle ilgilenen kişi biyoteknolog olan oğlu Mustafa; kızı Leyla avukat, eşi de anaokulu öğretmeni ElBaradei'nin... Biyolojik ve kimyasal silâhlar konusuyla ilgilenen Hans Blix de, belli ki, düzgün bir insan... Ancak, nükleer silâhlar konusunda kendisinden rapor beklenen kurumun başında ElBaradei değil de bir başkası bulunsaydı herhalde bugün durum çok farklı olurdu. "İşte Iraklı ajanların Nijer'deki girişimleri" tafrasıyla önüne getirilen belgeleri görünce, bir başkası, "Bunu herhalde istihbaratçılar incelemiştir, ötesini karıştırmak benim işim mi, dedektif miyim ben?" diyebilirdi? ElBaradei ise, FBI, CIA, MI5 ve MI6'yı utançtan öldürecek sahtekârlığı ortaya çıkardı ve bunu aynı podyumda konuştuğu Colin Powell'ı ânında yalanlayarak yapmaktan çekinmedi... BM'de bir Sinan Korle vardı, New York'ta görev yapardı. BM'nin Cenevre merkezinin protokol müdürü de İzzet Sedes'ti. Üner Kırdar da UNDP'de önemli işlere imza attı. Üçü de emekli şimdi. Geçenlerde Cenevre'ye yolum düştüğünde BM protokolünde bir Türk'ün çalıştığını duymuştum... BM'nin o kadar uluslararası memurundan üst düzey görev yapan pek Türk yok; varsa da ben bilmiyorum... Mohamed ElBaradei'yi kendime yakın hissetmem biraz da bu yüzden... Umarım, merakınızı giderebilmişimdir...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |