AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Seçime doğru Kıbrıs tablosu

Türkiye, her açıdan yoğun ve önemli bir ajandaya doğru yelken açıyor. İstanbul'daki son eylemler de, Avrupa Birliği hedefine giden yoldaki kritik kavşaklar da bunu gösteriyor. 2004 Türkiye için her açıdan kader yılı olacak. Tabiî ki bu yolda yıllardır çözüm bekleyen sorunlarla en başta da Kıbrıs'la yüzleşilmesi gerekiyor. Ankara'da da adada da herkes bu gerçeği gördüğünden olacak "hele bir Kıbrıs'ta seçimler geçsin" cümlesini tekrarlayıp duruyor.

Bu yaklaşım, seçim sonuçlarının şu veya bu şekilde Kıbrıs sorunu için yeni bir açılım potansiyeli içerdiğini gösteriyor. Belki de ilk kez Kıbrıs'ta seçimler Türkiye'nin ilgisini bu kadar çekiyor. Çünkü, Kıbrıs'ın ne olacağı en az Kıbrıslılar kadar hatta onlardan çok Türkiye'yi ilgilendiriyor.

Uzun süreden beri Kıbrıs'ı yakından izlemeye çalışıyorum. 14 Aralık'ta Kıbrıs'ta yapılacak seçim şu veya bu partinin kazanmasından çok bir kelimeye yoğunlaşmış bulunuyor: Çözüm!

Seçmenin bir bölümü Annan Planı ekseninde çözüm için 14 Aralık'ı fırsat olarak görüyor. Bir bölüm de geleneksel politikalara sadakatini sürdürüyor ve plana karşı tavır koyuyor.

Peki, herkesin "hele bir geçsin" dediği seçimler hangi eksende gelişiyor? Yani sandıktan hangi düşünce onaylanacak?

Daha önce de bu köşede araştırmalarına yer verdiğimiz KKTC'nin en eski ve en tanınmış araştırma kuruluşlarından KADEM (Kıbrıs Toplumsal Araştırmalar Danışmanlık Eğitim Merkezi)'in son anketine göre çözüm zeminini Annan Planı'nda görenler yüzde 55'i buluyor. "Hayır" diyenler ise yüzde 33'te kalıyor. AB düşüncesini ve Annan Planı'nı destekleyen hatta bunu propagandalarının eksenine oturtan üç parti bulunuyor. Bu partiler CTP-Birleşik Güçler, BDH ve ÇABP'tır. 2 bin 107 kişi üzerinde 8-17 Kasım tarihleri arasında yapılan ankette "bugün seçim olsa kime oy verirsiniz?" sorusunun cevapları da toplumdaki genel eğilime paralel düşüyor. Son mahalli seçimlerde büyük bir patlama yapan ve AB nabzını iyi tutan Mehmet Ali Talat'ın liderliğindeki CTP-Birleşik Güçler'in oyu yüzde 27,5'i, iktidardaki Derviş Eroğlu'nun partisi ise yüzde 18.4'ü buluyor. Mustafa Akıncı'nın BDH'sı 11,1 ve Serdar Denktaş'ın DP'si ise 6.3 olarak görünüyor.

Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de hâlâ yüzde 10'un üzerinde bir kararsız kitle bulunuyor. Bu oylar da dağıtıldığında tablo şöyle:

CTP-Birleşik Güçler yüzde 31.2, UBP yüzde 21.3, BDH yüzde 13.2 ve DP 7.3...

Kıbrıs seçim sisteminde bir partiye mühür vurmayıp adayları seçme imkanını tanıyan "karma oy" sistemi bulunuyor. Geri kalan yüzde 27 oyun yaklaşık 20'sinin de bu şekilde dağılacağı hesaba katılmalıdır.

Görünen o ki iki ana akımın iki partisi olan CTP-Birleşik Güçler ile UBP kendi alanlarında önde gidiyor ki Kıbrıs gerçeği de zaten buna işaret ediyor.

Seçimin temel mesajı Kıbrıs halkının gelecekleri için hangi kararı verecekleridir. Bu karar ilk kez, sıradan bir kampanyanın ötesinde bir anlam ifade ediyor; yani Kıbrıslılar 15 Aralık sabahından çok ötesini, geleceklerini oylama arefesinde bulunuyorlar.

Bunun anlamı açıktır. Kıbrıs'ın geleceği Türkiye'nin geleceğinden bağımsız değildir.


28 Kasım 2003
Cuma
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED