![]() |
![]() |
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]()
Bir "adını koymak"tır gidiyor. Başbakan'a düzenbaz bir soru yöneltiliyor: "Buna 'İslamcı terör' diyebilir miyiz?" Başbakan bu soruyu cevaplandırmıyor. Bu görüntü habere "Başbakan soruyu cevaplamaktan kaçındı" şeklinde geçiyor. Ardından da yorumlar: "Başbakan terörün 'İslamcı' hüvyetini seslendirmekten kaçındı..." Yorumlar devam ediyor: "Çünkü Başbakan'ın yarası var. Zaten Başbakan'ın kendisi İslamcı... böyle bir hükümetle İslamcı terörle mücadele edilebilir mi? 'Minareler süngü' söyleminin gelip dayanacağı yer 'bomba yüklü kamyonetler ise mahşer' dir vs..." Arzulanan ne? Tayyip Erdoğan'ın "Bu İslamcı bir terör hareketidir, bunun belini kıracağız" demesi mi? Böyle bir söylemin "terörle mücadele" açısından herhangi bir artısı olabilir mi? Başbakan'ı bu yönde zorlayanlar terörle mücadelede daha etkin olunmasını mı arzuluyorlar, yoksa başka bir şeyi mi? Daha da önemlisi bu terör eylemlerine "İslamcı terör" demek, doğru bir "ad koyma" mıdır? İsterseniz tüm bunları cevaplandırırken şuradan yola çıkalım: Hulefa-i Raşidin'den üçü suikaste kurban gitti. Hazreti Ali'ye suikast düzenleyenler, bu güzel Müslüman'ı tekfire kadar varan suçlamalarda bulunuyorlardı. Şimdi soralım: bu işleri yapanlar "İslamcı bir terör" mü gerçekleştirmiş oldular? Hazreti Hüseyin'i şehid edenlere "İslamcı terörist" mi denildi, denilmeliydi? Hayır bunlara "Harici terörü" ya da "Emevi terörü" denildi. Daha sonra Hasan Sabbah'ın adamları tarafından yapılan suikastlere de "Batıni terörü" denildi. İslam adına hereket ettiğini ilan eden herkese, başkalarının da "İslamcı" diye bakması gerekmiyor. Hizbullah militanları veya El Kaide eylem yaptığında da, üzerine hangi damgayı vururlarsa vursunlar "İslam" adına yaptıklarını kabul gibi bir zorunluluk yok. Olmamalı da. Şunun için olmamalı: Böyle bir terör eylemine "İslamcı" damgası vurduğunuzda beklentiniz herhalde kendini İslam'a bağlı hisseden herkesin bu eylemi onaylaması, onun arkasında yer alması, eylemin mağdurlarına "oh oldu" demesidir. Türkiye gibi Müslüman bir ülkede, Ramazan ayı gibi İslami hassasiyetlerin derinleştiği bir iklimde, normal hayatında İslami görüntülerin yer almadığı insanların bile daha diri dini davranışlar sergilediği bir zamanda "İslam adına" diye yapılmış bir eylemi sahiplenme ihtimalinin ne kadar korkunç olacağını tahmin etmek zor değil. Türkiye'de yapılan bu eylem neden başarısızdı? Çünkü "Müslüman bir toplum" eylemin "İslam'la asla bağdaşmayacağını" ilan etti. Kendisi kendisini ne kadar öyle tanımlamasa da "İslamcı" diye tanımlanan bir iktidar döneminde yapıldı ve bu iktidar, eyleme karşı en net tavrı koydu. Aslında dikkatli bakılınca hükümet adına yapılan açıklamalarda "Eylem kim tarafından ve hangi ideal adına yapılırsa yapılsın reddedildiği"nin açıklanması, bir anlamda "ad koyma" idi. Ve aklı olan herkes bu mesajı aldı. Ne yani, Amerika bile yürüttüğü savaşta "İslam - İslamcı" kelimelerini, en azından stratejik kaygılarla "Müslümanları rencide etmeme" hassasiyeti içinde kullanırken, Müslüman bir ülkede Ramazan ayında iktidar, oruçlu insanlara yönelip "Siz var ya siz, sizin şu tuttuğunuz oruçlar aslında terörü besliyor" gibi bir açıklama mı yapmalıydı? Bunu AKP değil, hangi iktidar yapabilirdi? CHP mi? Hatta belki CHP, bu konudaki özürlü durumu sebebiyle daha itinalı bir dil bile kullanma ihtiyacı hissederdi. İktidarda AKP gibi İslami zeminlerden gelen bir partinin bulunması, dinle bağlantı kurduğunu iddia eden bir örgütle daha kolay mücadele edebilir, bu toplumda daha geniş destek bulur. Teröre karşı barış yürüyüşleri yapıldı ve Ankara'da fiyasko ile sonuçlandı... Neden? Çünkü halk terör rantçılarını gördü. Türkiye insanının, Ramazan gününde ellerde "İslamcı terörü kınıyoruz" yollu ya da şeriata söven pankartlar taşıyacağı mı farzediliyor? Zihin alaborası bu olmalı. "İslam teröre izin vermez" diye yazdığımızda veya hükümet adına bu tarz sözler söylendiğinde bazılarının öfkesi tepelerine çıkıyor. Oturup, İslam adına ortaya konmuş terör örneklerini "İslam-terör birlikteliği"ni ispat sadedinde sıralıyorlar... Bu olayları İslam'la görülmemiş hesabı görmek için kullanma çabasında olduklarını hissediyorsunuz. Kelimelerden öfke ve gayz saçılıyor. Bu tavırda aklın ve ülkeye karşı sorumluluk duygusunun zerresinin bulunduğunu söyleyebilmek mümkün mü? 1.5 milyarlık İslam nüfusunun tümünün "Gerekirse teröre başvurulabilir, din buna izin veriyor" inancında olduğunu düşünseniz nereye varır işler? Ramazan ikliminde gözlenen en dikkat çekici şey, belki her insanın kendisinde bir "dindarlık" dozunun bulunduğunu hissetmesidir. Düşünün ki Hahambaşılık bile iftar veriyor bu ülkede... Dini iklime en uzak insan bile, "Bir iftarı Eyüp çevresinde açmak" gibi duygular yaşıyor... İnsanlar taa derinlerde bir yerde "Müslüman" olduklarını hissediyorlar. Onlara "Bak, aslında senin bir tarafın terörist, şu patlamalardan bir pay da sana düşüyor" demek mi gerekiyor? Bu, terörün bir başka uzantısı olmaz mı? Bu, El Kaide terörünü çoğaltmak demek değil mi? Başbakan'ı "ad koyma"ya zorlamanın altında çirkin bir kurnazlık var. Hesap, AKP'yi kendi tabanı ile mesafeli hale getirme hesabı... Bir de birilerine "Bunların yarası var, konuşamazlar" sinyalini gönderme... Bu adi bir terör rantçılığıdır. Çünkü her hükümet, bu terörün altında hangi imza bulunursa bulunsun, bunu önlemenin ve yoketmenin, kendisi için hayat-memat meselesi olduğunu bilir. Ve eğer "İslamcı" bir hükümet söz konusu ise, o da en azından, onlarca Müslüman'ın hayatına malolan ve en önce kendisi ile hesaplaşma niyeti gözlenen bir hareketin "İslamcı olamayacağını" teşhis edecek kadar bilinç sahibi olacaktır. Bilmem kısa gün terör rantçılarına anlatabildim mi?
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |