AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
İki tema

"-Türkiye satılmaz' diye çıkacağız Anadolu'ya. Bizi durduramazlar. Türkiye'yi ayağa kaldırırız." (Milliyet, 29 eylül 2003)

Bu sözler 81 yaşında bir insana ait. TEMA Vakfı'nın Şeref Başkanı Hayrettin Karaca'ya... Tepkisi 2 B yasasına... Şayet 2B yasası referandum konusu olursa, 80 yaşındaki Hayrettin Karaca Anadolu yollarına çıkacak ve halka "Türkiye satılmaz" diye seslenecek.

Şu söz ise CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen'e ait:

"Erdoğan, Meriç'e kadar Kasımpaşalı. Erdoğan'ın cesareti Meriç sınırına kadar gidiyor, oradan öteye geçemiyor. Meriç'ten sonra çok yumuşak, alttan alıcı." (Milliyet, 6 ekim 2003)

Başka başka alanlardaki tepkileri seslendiren bu iki söz arasındaki akrabalık daha ilk bakışta farkedilebilir.

Akrabalık, yani öz yakınlığı... İki söz de, insanımızın en duyarlı olduğu alana dokunuyor, oradan bir hareketlenme sağlamaya yöneliyor.

Biri "vatan toprağının satılması" teması, diğeri, Erdoğan'ın yiğitliğinin sınırlar ötesinde işe yaramadığı teması...

İkinci vurgu'nun, Irak'a asker gönderme meselesini, Amerika ile ilişkileri, 8.5 milyar dolarlık kredi ile ilgili anlaşmayı, Kıbrıs'ı, Ege'yi ve orada yürütülmekte olan müzakereleri kapsadığı açık.

Belki bütün bunlar da sonunda Irak'a asker gönderme olayında odaklaşacak ve sonuç;

- "Türk askerinin kanı para ile satılmaz" ifadesiyle noktalanacak.

Ne zaman?
Önümüzdeki birkaç ay içinde...
Yani Nisan 2004 öncesinde...
Yani Yerel seçimlere giderken...

Yerel seçimlerde tartışmalar bu (iki) temaya odaklanır mı?

Her şeyden önce ben, Hayrettin Karaca gibi ömrünü Anadolu toprağını korumaya adamış bir "aksakal"ın yollara düşüp, "Türkiye satılmaz" çığlığı atmasının fevkalade önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Hayrettin Karaca gibi bir insanın üzerine "istismar" gibi bir yafta yapıştırılamayacağı açıktır. O çığlığı yalnızca çığlık olarak almak ve duymak, sonra da gereğini yapmak gerekir.

Irak'a gönderilecek "Mehmetçiğin kanı" meselesi elbet pek çok siyasi hesabın konusu olacaktır. Ama bir noktadan sonra bunun, ne kadar reel-politik, ne kadar mecburiyet, ne kadar başka çare yok gerekçelerine başvurulursa vurulsun, Ak Parti iktidarı için "kan kaybı"na yol açacağını dikkate almak gerekir.

"Bir noktadan sonra..."

O nokta, belki de Irak'tan gelecek ilk ölüm haberidir...

Törenle kalırılacak ilk cenazedir.

AKP, bu defa Meclis'ten tezkereyi geçirebilir.

Bunun için bir hayli inandırıcı gerekçe de ortaya koyabilir.

Ama, saldırıya uğrayıp hayatını kaybedecek ilk asker de, Türkiye topraklarına bir ateş gibi düşer.

Ki Amerikalı general Ricardo Sanchez oradan "Gelecekseniz can kaybını göze alın" diye bağırıp duruyor. Kürt temsilciler (Hoşyar Zebari, Behram Salih ve diğerleri) "gelmeyin, hedef olursunuz" diyor.

AKP, bu iki tema'nın açacağı yarayı göze aldı mı?

Ya da yarayı saracak mukabil tedbirleri var mı?

Ben şahsen, 2 B konusunda Hayrettin Karaca'nın da ikna edilecaği bir çözüm yolu üzerinde çalışılmasını, hatta birlikte çalışılmasını sağlıklı bulurum. Hayrettin Karaca bir sembol isim. Sakalını bu yolda ağartmış bir insanın kaygılarına ve uyarılarına saygı duymak gerekir. En azından onunla "Türkiye satılmaz" çığlığında karşı karşıya gelmemekg erekir.

Ve diğer alan...

Sonunda burada siyaset "anaların yüreği"ne ulaşma amacıyla yapılacak. Orada ise hesap değil duygu ön plandadır. Yani oraya gerektiğinde ölmek üzere göndereceğiniz çocuğun annesini, babasını, kardeşlerini, hısım akrabasını, gerçekten "yolunda ölünebilecek ulvi bir dava" için gittiğine inandıracaksınız. Bizim askerimiz profesyonel (paralı) asker değildir. O, canını ortaya ulvi hedefler için koyar. Irak'a ne için gideceksiniz? Canınızı niçin tehlikeye atacaksınız? Toplasan, çıkarsan, çarpsan, bölsen ortaya azıcık bir ulviyet çıkmıyor. Bu durumda mitinglerde ne pankartlar görecek AKP camiası...

AKP'nin akıbetini soranlara hep, "Kendileri büyük hata yapmazlarsa bir dönem daha kalırlar" değerlendirmesini yaptım. Şu iki tema, AKP'nin, kendi aleyhine bizzat kendisinin ürettiği malzemelerden oluşmaktadır. AKP, mahalle seçimlerde net favori olarak gösterilmektedir. Ama acaba bu iki temanın açacağı yaradan sonra da aynı kanaat aynı kuvvetle seslendirilebilir mi? Bence sıkıntılı...

2B de ciddi sorunlar barındırıyor içinde, Irak da...

Benden söylemesi...


7 Ekim 2003
Salı
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED