AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

E K O N O M İ
Yüksek faiz ihracatta rekabeti engelliyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Sekreteri Prof. Dr. Emre Alkin yüksek faizin ihracatta rekabet ortamına zarar verdiğini söyledi. Alkin, ihracatçı için istikrarın önemli olduğuni söyledi

Soru: İhracatçıların artık develüasyonlardan medet ummaması gerektiği söyleniyor. Bundan sonra sürdürülebilir rekabete bağlı yeni bir üretim modeline geçmesi gerektiğinden söz ediliyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

E Alkin: Develüasyonla güdümlenen ihracat diye birşey yok. Döviz arttı diye ben daha fazla nasıl mal satabilirim ki sipariş gelmediği sürece. Gayet sert söylüyorum. Hiçbir zaman döviz kuru rekabetin aracı olamaz. Döviz kuru zarar etmemenin aracı olabilir. Şöyle, döviz kurunu sabitliyorsun ama maliyetler deli gibi artıyor. Bu zarar ettirir.

Soru: 5-6 ay önce yapılan yılsonu tahminlerinin epey altına indi dolar kuru. Faizler de düşüyor. İhracat nasıl etkileniyor?

E. Alkin: Halka açık şirketlere baktığınızda, bir çok halka açık şirketin inanılmaz bir bono tahvil portföyü geliştirdiklerini görüyoruz, hatta mevduatlarını da geliştirdiklerini biliyoruz. Ne yapsın şirket. Bakıyor ki döviz kuru düşecek, riski alıyor. İyi bir finans departmanı olan her insan elbette ki bu riski alacak. Türk lirası cinsinden faize dönecek, döviz cinsinden akreditifleri kıracak ve bir gelir elde etmeye çalışacak. Bu çok normal. O yüzden, döviz kurundan medet uman, bugün döviz kurunun düşmesinden medet umandır, çıkmasından değil. Bunun altını çiziyorum. Ve faizler düştükçe döviz kurunun düşmesi için yapılan lobi daha da kuvvetlenecektir. Bir yerde bir hata yaptık. İnşallah geç olmadan anlarız bu hatayı. Yanlış kurgulanmış bir programdı.

Finans mühendisliği yapamayan şirket zararda

Soru: İhracatçının ayakta kalmasında, döviz kuruyla rekabetin artmış olması ihtimali var mıdır?

E. Alkin: Rekabeti döviz kuruyla bağdaştıran zihin tamamen olayı yanlış anlamış zihin(dir). Ve ihracatçıya artık döviz kurundan başka birşey seçin diyecek bir zihniyet, ihracatla alakası olmayan zihniyettir. Bunu söyleyen ihracatçı var ise o da bu işten anlamıyor, bir kere net söyliyeyim. Çünkü döviz kuru inmesi çıkması yurtdışından sizi takip eden kurumlar ya da firmalar için ilgi çekici bir gelişme olabilir. Ama tek başına ilgi çeken bir gelişme değildir. Rekabet, aldığınız siparişin sizden istenen kalitede ve uygunlukta olmasıyla eşdeğerdir. Fiyat bunun bir parçası elbette. İtalya 1 dolara yapıyor, siz 0,90 cente. Kalite aynı, hız aynı, tamam o zaman siz rekabet içerisinde önemli bir yere sahip oluyorsunuz. Belli bir müddet rekabet etmek için zarara razı olan firmalar var. Onlar da eğer büyük firmalarsa bir finans mühendisliği yapıyorlar. Oğuz Bey de açıkladı. Bazıları hiç finans mühendisliği yapamıyor. 'Üç ay zarar edeceğim' diyor, 'farketmez' diyor ama 'ben sonra çok kar edeceğim. Çünkü ülke dengeye oturacak, veya 'ben kendimi koruyacak bir mekanizma elbet bulacağım' diyor.

Rekabetin özü, 'çok ucuza çok mal satmak' değil

Soru: Dünya pazarlarında nasıl rekabet edebilir Türkiye?

E. Alkin: Rekabet etmek için birinci kriter verimlilik değil. En önemli kritirlerden bir tanesi, ama en önemli kriter değil. Bir, sizden isteneni yerinde zamanında ve uygun fiyatla gerçekleştirmek. Türkiye rekabet edebilir olmak istiyorsa ucuza çok mal satan değil en kaliteli malı makul fiyata satan ülke olmalı. Bence bunun esası bu.

Soru: Sürdürülebilirlik nedir?

E. Alkin: Sürdürülebilir hiçbir şey olamaz o da yalan. Ne sürdürülebilir bir rekabet olabilir ne de sürdürülebilir bir büyüme olabilir. Ben ekonomistim beni kandıramaz kimse. Amerikada enflasyon oranı çok düşük, Almanya'da çok düşük, Fransa'da çok iyi, Japonya'da eksi. Sürdürülebilir büyüme var mı?

Soru: Sürdürülebilirlikten istikrar mı kastediliyor acaba?

E. Alkin: Hayır. Onun tam tarifini yapamıyoruz biz. 10 yıl boyunca yüzde 5 büyü. Olur mu böyle bir şey? Ha 10 yılın ortalaması yüzde 5 olursa canıma millet. Önemli olan çok yüksek yerlerden çok aşağılara düşmemek, ortalarda bir yerde kalmaya gayret etmek. Bir sene yüzde 7 bir sene yüzde 2 bazen 0, ama asla eksi değil.

Sanayicilik ve tüccarlık yerine spekülatörcülük!

Soru: Rekabet bilinci nasıl oluşturulur?

E. Alkin: Bu bilinç 10 yılda yaratılır. Türkiye toplumu sanayici bir toplum değil? daha yeni oldu. Türkiye tüccar bir toplum. Tüccarlıktan sanayiciliğe geçiş çok zor. O yüzden çoğu insan sanayicilik ve tüccarlık yerine spekülatörlüğü tercih ediyor. Çünkü faizler bu kadar yüksekken Türkiye'de rekabet edebilecek bir ortam olamaz. Başkan'ın (Rifat Hisarcıklıoğlu) demek istediği doğru. Şunu demek istiyor, kardeşim döviz kuru oynamalarından medet ummayın. Dövizini satıp bonoya girmişsen, inmesinden medet umma, hayır bonoyu tahvile satıp dövize yumulmuşsan dövizin çıkmasından da medet umma. Elinde atıl para var ise tut bununla yatırım yap.

İhracattan kazanılan parayla yatırım yapılamaz

Soru: İhracattan kazanılan paralar ne oluyor?

E. Alkin: Türkiye'de ihracattan kazanılan kâr brüt yüzde 6 ila 8 arasında. Bununla hiçbir yatırım yapılamaz. Yeni yatırım yapılmıyor. Bu yüzden dikkat ederseniz kapasite kullanım oranları çok yüksek. posizyon alsın.

Soru: Biliyoruz ki, katma değeri yüksek ürünler üreten ülkeler kârlı çıkacak. Katma değer zinciri, ülke gelişimi için ne ifade ediyor?

E. Alkin: Mesela Otomotiv'in yarattığı katma değerle tekstili karşılaştıracaksınız. İlk önce diyorsunuz ki, otomotiv daha yüksek katma değer yaratıyor. Nerden biliyorsunuz? Nerden biliyorsunuz? hiçkimse bilmiyor. Otomotiv sanayicileri diyor ki, biz 5 milyar dolar ihracat yaptık. Ben de soruyorum. Ne kadar katma değer yaratıyorsunuz? cevabını verin. Ne kadar katma değer yaratıyorsunuz? Tekstilcilere soralım. Tekstilciler diyor ki şu kadar milyarlarca dolar ihracat yaptık. Ne kadar kâr ettiniz cevabını verin. Sorun bugün kâr sorunudur. Kâr edeceksiniz ki verimlilik yatırımı yapıcaksınız. Rekabete yatırım. Kâr olmazsa elle tutulmayan ama size ileride fayda sağlayacak hiçbir şeyin yatırımını yapamazsınız.

20 senedir ihracat sürekli artıyor, kimse de döviz kuru yükselsin demedi

Soru: Uzun süre gündemi meşgul eden kur-ihracat meselesi için ne dersiniz?

E. Alkin: Mesela Merkez Bankası Başkanı Süreyya Bey'in veya konuyla ilgili yöneticilerin ihracatçıyı kur meselesiyle bağlamalarına hayret içinde kalıyorum. 1983 yılından 2003 yılına geldik. İhracatta inanılmaz bir artış oldu. Döviz kurunun hızlı seyriyle mi oldu bu iş? Üstelik, kaç defa develüasyon yapıldı. Develüasyon olduğu zaman ihracatçıyı da yakıyorsunuz. Çünkü adam sabit kura güvenip döviz kredisi alıyor. Çat bir develüsyon, adama tokatı basıyosunuz. Çok ihracatçı zarar etti bu develüasyondan.

'Çin malları neden 'Made in Turkey' olmasın'

Soru: 2005'te Dünya Ticaret Örgütü, kotaları kaldıracak. İhracatçının konumu, vizyonu ne olmalı?

Evet, 2005'te dünya ticaretinde kotalar kalkacak. O zaman tarifeler ortaya çıkacak. Yani bi kere bunu düşünmek lazım. Kota kalkıyor ama tarifeler var. Önemli olan dünya ticaretindeki kotalar (sınırlar) yok olurken sizin bu sınırların ortadan kalkmasından sonra ortaya çıkacak rekabet tarzına alışkın olup olmadığınız.

Bugünkü düzene bakıp geleceğe ahkam kesmek çok kötü. Gelecekte olabilecek olaylar için risk analizleri yaparak öyle davranmak lazım. Mesela, 'Çin bizim rakibimiz değil'. Tamam rakibimiz değil de bir de Çin gerçeği var. Rakibimiz olmuyorsa o zaman partnerimiz olmalı. Bu bir strateji. Çin'i ittireceğimize Çin'in ucuz mallarını kabul edelim işleyelim, "Made in Turkey" diye satalım. Bu da bir stratejidir.

Bunları tam özümsemeden rekabeti sürdürülebilir hale getireceğiz diyoruz. Bugün medya şirketleri neredeyse herşeye sahipler. Televizyonları var gazeteleri var, petrolleri var, öbür tarafa gittiğimizde basımhaneleri var, kesimhaneleri var. Böyle olduğu zaman rekabetten bahsetmek mümkün değil. İlk önce biz rekabet bilincini yaratmalıyız.

  • YAKUP KOCAMAN İSTANBUL



  • 15 Aralık 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED