T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Cem Uzan'ın siyasetteki varlığı niçin önemli?

Orhan Kemal'in, Arap Talat için söylediği gibi, "Ahan da düştü işte..." Birinci Cem vak'asını hafif sıyrıklarla atlatan Türkiye, Shakespeare temsillerini çağrıştıran İkinci Cem vak'asıyla beraber, nihayet Üçüncü Cem seçeneğiyle karşı karşıya...

"Ortalık şireleniyor ciyerim, hadi bir blüm kaptırak..."

Birincisinin burnundan kıl aldırmaz entel tavrı, "Her işi ben biliyorum, Türkiye'yi ancak ben kurtarırım" tripleri halka soğuk gelmişti.

Gerçekte, çok değerli danışmanlara sahipti: Etyen Mahçupyan, Ali Bayramoğlu, Mehmet Altan gibi... Üstelik heyecanlı müntesiplerle yola koyulmuştu: Salih Tuna, Ahmet Kekeç (öhö), Kadir Çöpdemir vs...

Saçmaladı...

İşi, muhtemelen Mehmet Altan'ın dolduruşuyla, yeni bir Anıtkabir ihdas etmeye vardırdı ve Hüseyin Avni Ulaş'ın kabrine seri ziyaretler düzenleyerek gülünç duruma düştü.

Bir ara hafiften Kürtçülüğe meyletti.

Moda deyimle, "liberal ve demokrat ilkeleri içselleştirmiş" bir liderdi ama uzaktı, soğuktu, mesafeliydi..

Güven vermiyordu.

Kısa sürede balonu söndü.

İkincisi, Hüsamettin Özkan'ın ayarttığı milletvekilleriyle bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Az önce gelen habere göre Dışişleri Bakanlığı görevinden istifa etti.

Zaten azledilecekti de, erken davrandı.

Ecevit, "Gel İsmail Cem, DSP'nin başına geç, hem medyanın gönlünü yapalım, hem de mustafi arkadaşlarımızı yeniden parti çatısı altında toplayalım" deseydi, mesele kalmayacaktı.

Şimdi Ecevit'e karşı yeni oluşumun lideri pozisyonunda.

Ancak, siyasal hiçbir değeri yok; tamamen "operasyonel" amaçlarla kotarılmış ve içinde "dış" parmağın da bulunduğu nesebi gayrı sahih bir oluşum bu.

Kusura bakmasınlar ama, ben üçüncüsünü daha rasyonel buluyorum.

Cem Uzan'dan sözediyorum, evet.

"Uzan Grubu'nun 46. yıl kutlamaları" çerçevesinde gerçekleştirilen şarkılı-türkülü eğlenceler, önce devletten şekvacı kalabalıkların gövde göstesine, sonra da siyasal bir harekete dönüştü; derken nur topu gibi bir parti zuhur ediverdi:

Genç Parti.
Hayırlı uğurlu olsun.
Daha önce şöyle bir şeyler yazmıştım:

"Genç. 'Vizyon' sahibi. Üstelik kültürlü de bir adam. Parlamentoda iş tutan birçok politikacıdan fazlası var, eksiği yok. İyi de, neyi değiştirecek bu, rahatını ve servetini tepmek dışında?"

Şimdi fikrimi değiştiriyorum.
Neden olmasın?
Cem Uzan'ın Mesut Yılmaz'dan eksiği ne?

Bülent Ecevit çok mu başarılıydı da 40 yıldır siyasetin en vazgeçilmez figürü muamelesi görüyor?

Tansu Çiller pek mi matahtı?

Devlet Bahçeli hangi yeteneğiyle orada duruyor?

Gerçi Cem Bey, "Berlusconi" tripleri ve "Yurttaş Kane" filminden araklanmış mizansenlerle daha ilk günden rakiplerine malzeme verdi ama, olsun. Sonunda elini taşın altına koydu ya...

Ben bu tür gelişmelerin sağlık belirtisi olduğuna, dolayısıyla buradan önce "siyaset kurumu"nun, sonra da ülkenin kazançlı çıkacağına inanıyorum.

Recep Tayyip Erdoğan
Besim Tibuk.
Melih Gökçek.
Muhsin Yazıcıoğlu.
Cem Uzan.

Siyasi yelpazeye bakar mısınız?

Bir de buradan türeyen üslubun, buradan türeyecek "siyaset tarzı"nın Meclis kürsülerine, iktidar-muhalefet ilişkilerine, hatta yönetim kademelerine yansıdığını düşünün...


12 Temmuz 2002
Cuma
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED