|
|
SP lideri Kutan, 50 yıllık dostu Süleyman Demirel'e 28 Şubat yüzünden kırgın olduğunu söyledi. Kutan bir zamanlar CHP'den de milletvekilliği teklifi aldığını da açıkladı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, 28 Şubat sürecinde takındığı tutum nedeniyle 50 yıllık dostu Süleyman Demirel'e kırgın olduğunu söyledi. Kutan bir zamanlar CHP'den de milletvekilliği teklifi aldığını da açıkladı. Yasaklı lider Erbakan'ın Başbakanlığı döneminde Libya gezisi yapması için kendisinin ricada bulunduğunu açıklayan Kutan, Merve Kavakçı'yı da tabanın istediğini söyledi. Önceki gün Habertürk TV'de Basın Kulübü'ne konuk olan SP lideri Kutan, "50 yıllık hukukumuz var" dediği Demirel hakkında şunları söyledi: "Demirel ile hukukum 1955 yılına dayanır. Kendisi DSİ'de Barajlar Dairesi Başkanı sonra da genel müdür oldu.. Ben 27 yaşındayken, DSİ Diyarbakır Bölge Müdürü oldum. Sonraki yıllarda Demirel'le aynı hükümet içinde de olduk.. O başbakandı, ben imar iskan bakanıydım. Özellikle cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde hep, demokrasinin sigortası olduğunu ifade etti. 28 Şubat'ı ve Demirel'i tarih en iyi şekilde değerlendirecektir.. Zaman zaman Demirel'e kırıldığım dönemler oldu, 28 Şubat döneminde de kırıldım." Libya gezisi benim fikrimdi Refahyol Hükümeti Başbakanı Necmettin Erbakan'ın Libya gezisine gitmesi için kendisinin ricada bulunduğunu belirten Kutan, olaylı geziyi şöyle anlattı: "Sayın Erbakan'ın ortaya attığı D-8 projesinin, gerek Türkiye, gerekse Müslüman ülkeler için ne kadar önemli olduğu, ortaya çıktı. İran'a, Pakistan, Malezya, Mısır, Endonezya'ya gidildi. Ardından Nijerya'ya gidilecekti. Orada ben devreye girdim.. Erbakan'a Mısır'dan Libya'ya gitmeyi önerdim.. Müteahhitler Birliği'nin 300 milyon dolar alacağı vardı Libya'dan. İki gün orada pazarlık yaptık. Nitekim müteahhitlerin 300 milyon dolarının büyük kısmı kurtarıldı. Bakmayın, Kaddafi'nin densizliğine. Erbakan orada sessiz kalmadı. Türkiye'ye laf atınca hemen karşılığını aldı. Erbakan, böyle meselelerde altta kalacak biri değil." Kavakçı'yı taban istedi Kutan, Merve Kavakçı'nın Meclis'e girmesini tabanın istediğini belirterek şunları söyledi: "Olaya 'hata' demem. Merve Kavakçı'yı seçen millet. Millet o kılığı ile seçmişse, kurallar da buna izin veriyorsa, tabiî ki Meclis'e gelecek. Kavakçı'yı Erbakan listeye koymadı. Bizde listeler teşkilat çalışması ile ortaya çıkar. Merve Hanım'ı ve Nazlı Ilıcak'ı tabanımız istedi. Biz samimiyetle inanıyorduk ki, başörtülü bir milletvekilinin Meclis'e girmesine engel yok. Aleyhte hiçbir kanun yok. İçtüzükte hiçbir hüküm yok. Ama bir daha denemeyiz. Kavga etmeye gerek yok." Ben de olsam rakı getirtmezdim 28 Şubat sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Kutan, Başbakan Erbakan tarafından Yüksek Askeri Şûrâ üyelerine verilen bir yemekte dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya'nın rakı istemesi olayıyla ilgli olarak şunları söyledi: "Meşrubat vardı; içki yoktu. Güven Erkaya 'Ben illa içkimi istiyorum' dedi. Ama sonra içki gelip gelmediğini takip etmedim. Ama ben olsam içki getirtmezdim. Böyle bir tavrı bir entelektüel olarak tasvip etmiyorum. Davet sahibi benim, ne ikram edilirse o içilir." Medya yemeği çarpıttı Kartel medyasında "tarikat liderlerine yemek" olarak nitelendirilen davetin kamuoyuna yanlış takdim edildiğinden de yakınan Kutan, şöyle devam etti: "Yemekte Diyanet İşleri Başkanı, ilahiyat profesörleri ve halkın itibar ettiği bazı din adamları vardı. 4-5 tane sarıklı cüppeli din adamı da geldi. Medya da onlara odaklandı. Bölgelerinde tanınan din alimleriydi, hiçbiri tarikat şeyhi değildi. Kapıya nöbetçi koyup, kıyafet yoklaması yapamazdık. Erbakan Hoca, Hristiyan ve Musevi din adamlarını yemeğe çağırsaydı ve onlar dini kıyafetleri ile gelseler, 'burası Başbakanlık Konutu, giremezsiniz' mi diyecektik?"
|
|