Sevgili Herkes,
Ben Ramallah'taki Halil Sakakini Kültür Merkezi Müdiresiyim (www.sakakini.org). Evimde kuşatma altında bulunduğum için bu e-maili gazeteci arkadaşlara ve diğerlerine, daha fazla kişiye ulaştırılması ricasıyla yolluyorum. Bu mesajın, acıma duygusu uyandırmasını, dualara veya bağışlara vesile olmasını değil, insanları harekete geçirmesini umuyorum.

Biz direnerek ve ayakta durarak kendimize düşeni yapıyoruz ve dünyadaki herkesi kendi kapasitesi oranında üzerine düşeni yapmaya insanlık adına çağırıyoruz. Biz Arap dünyasının Kızılderilileri olmak istemiyoruz, sadece bu topraklarda özgürlük, barış ve onurumuzla yaşamak istiyoruz.

Bugün -Pazar- 30 Filistinli polisin Ramallah'ta sığındıkları binada İsrail askerlerince öldürüldüğüne dair haber aldık. Cuma günü de 5 Filistinli polis kafalarına kurşun sıkılarak infaz edilmiş ve cesetleri saatlerce bir odada bırakılmıştı. Ambulansların hedeflerine varması engelleniyor. İki hastaneden biri basıldı, diğeri yaylım ateşine tutuldu.

Ben Cuma sabahından beri evimde hapisim. Ramallah ve El Bireh'deki onbinlerce Filistinli gibi. Ve bu yakında bitecek gibi gözükmüyor. Bir günlüğüne elektriğimiz kesikti, ama Allah'tan, Pazar günü yeniden geldi.

Kobar köyüne dün İsrail ordusu girdi, herkesin evini aradı, eşyalar tahrip edildi, 30 kişi götürüldü.

Merkezimizin temizlikçi kadınının oturduğu evin tuvaleti bahçede. Üç gündür kapısında İsrail askerleri nöbet tutuyor ve dışarı çıkılmasını engelliyor. Evin en büyük oğlu bugün tuvalete çıkmaya kalkıştığında askerler onu yakaladı ve dövdüler. Babası araya girmeye çalıştı, İsrailliler tarafından dövüldü ve tutuklanıp götürüldü.

Merkezimizin yönetim kurulu üyelerinden biri Perşembe gecesi çalıştığı ofis binasındaki bütün çalışanlarla beraber tutuklandı ve götürüldü. Hepsinin gözleri bağlanmıştı ve elleri de bağlı olarak bir odada önce 16 saat tutuldular. İsrailliler büro mobilyalarını kısmen tahrip etti ve bilgisayarların hard disklerini çaldı.

Bu uzun sürecek bir kuşatma...

Merkezimizin yöneticisi Bayan Manal Issa, çevresindeki çocuklardan kuşatma şartlarını nasıl yaşadıklarını anlatan 10 tanıklık belgesi topladı ve yaptıkları resimleri de bunlarla birlikte bilgisayara nakletti. Bu tanıklıklara (Arapça) doğrudan onun adresinden ulaşabilirsiniz: issamanal@yahoo.com.

Bu emaili alan herkesten ricam, bu tanıklıkların mümkün olduğunca geniş bir biçimde yayımlanmasıdır.

Lütfen uluslararası kamuoyundan ve karar mercilerinden, üzerimizdeki kuşatmanın kalkmasını talep edin. Her gün onlarca, yüzlerce mektubun president@whitehouse.gov ve vice.president@whitehouse.gov adreslerine yollanmasına ihtiyacımız var.

Bunu yapmak istemiyorsanız, lütfen ABD'deki belli başlı haber ve medya kuruluşlarına kuşatmayı anlatan mektuplar yazın.

Batılı ve Avrupalı sanatçılara konser, gösteri ve işgalin kaldırılması için çağrı yapılmasına ihtiyacımız var. Sanatçılar kuşatmanın kalkması için harekete geçebilir.

Bir yayın için çalışıyorsanız lütfen günlük veya haftalık bir köşenizi kuşatma hakkındaki haberlere, çocukların tanıklıklarına ve hastanelerden gelecek raporlara ayırın.

Feci sağlık koşullarımız hakkında en doğru bilgiyi Ramallah Hastanesi'ni arayarak ve müdürü Dr. Atari veya orada görevli bulunan Sağlık Bakanlığı Yardımcısı Dr. Munther Şerif'le görüşerek öğrenebilirsiniz (972 2 2 298 2220).

Lütfen önerilerinizi ve bize daha iyi yardım edebilmek için bizden nelere ihtiyaç duyduğunuzu iletin. Sesimizi duyanlara ve duyuranlara teşekkür ederiz.
Adila Laidi

BU İŞTE BİR TERSLİK VAR

Cuma.
Beyazıt Meydanı.
Namaz sonrası camiden çıkanlar İsrail'i protesto ediyor.
İstanbul polisi kalabalığın üzerine göz yaşartıcı bomba atıyor.
Panzerlerden tazyikli su fışkırtıyor.
Tersliğe bak!
O gün oradakilerin hepsinin gözü yaşlı zaten.
Göz yaşartıcı bombaya ne lüzum var?
Yağmur sicim sicim yağarken, su sıkmaya ne hacet?

DÜNYA'NIN BÜTÜN VİCDAN SAHİPLERİ, BİRLEŞİN!

DİYALOG

Ecevit: Soykırım.
İsrail: Pardon? Anlamadık.
Ecevit: Evet, soykırım.

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu