|
|
Bostancıoğlu sınavı
Bugün TBMM'de, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu hakkında AK Parti'nin verdiği soruşturma önergesi görüşülecek. TBMM'nin bütün gruplarıyla bir sınav verdiğini belirtmek istiyorum. Soruşturmanın açılmasına ilişkin oylama gizli yapılıyor ve en azından milletvekilleri önünde, vicdanlarını ipotek altına alacak bir baskı yok. O zaman "Bostancıoğlu Dosyası"nı her milletvekilinin özgür vicdanla değerlendirmesini bekleyebilir ve milli eğitim alanındaki sancının durması için ümid besleyebiliriz. Hemen belirtelim ki bir "Bostancıoğlu Dosyası" var ve bu, ne yazık ki bir başarıyı sergilemiyor. Bir sancı dosyasıdır bu, bir bozgun dosyasıdır. 8 yıllık kesintisiz eğitimi, eğitim alanında bir tırmanma süreci haline getirmek yerine, kıyım sürecine dönüştüren bir dosyadır. Özellikle meslek liselerinde yaşanan tahribat, bir değil, birkaç milli eğitim bakanını yiyecek vahamettedir. Bostancıoğlu dönemi, meslek liselerinin tarihe karıştırıldığı bir dönem olarak hatırlanacaktır. En son İmam Hatipler'e yaşatılan facia ise, bir milli eğitim bakanında olması gereken çocuk sevgisi ile asla bağdaştırılamayacak bir uygulamadır. İstanbul İmam Hatipleri'nde yaşanan dramatik gelişmeleri görüp de vicdanı ayaklanmayacak bir insan nasıl milli eğitim bakanı olur? Nasıl bir milli eğitim bakanı kız çocuklarının coplanmasına göz yumar? Nasıl kız çocuklarının otobüslere doldurulup farklı farklı semtlerde dağıtılmasına izin verir? Okul kapılarının çocuklara kapatılmasına nasıl müsaade eder? Nasıl polis yığdırır okul kapılarına? Ya öğretmen ve idareci kıyımı? Bakan olduktan bu yana yaşananları gördükten sonra bugün çok rahatlıkla "Bostancıoğlu eğitim bakanı olmamalıydı" diyebilecek noktadayız ve onun için en azından bundan sonra Bostancıoğlu'nun bakanlığı sürmemeli. Bana göre bugün sınavın büyüğü DSP milletvekilleri içindir. Bu bir "partili bakanı kurban verme" olayı olarak görülmemelidir. Bir "olumsuz imaj yükü"nden kurtulma olayıdır. Türkiye'yi rahatlatma, eğitimin üstündeki ambargoyu kaldırma olayıdır. Hani bir Ecevit'in çok önem verdiği "inançları saygılı laiklik" yaklaşımı vardı ya... İşte tam da onu ispatlama olayıdır. CHP'nin lakçilik çizgisinde rötuşlar yapmaya yöneldiği bir zamanda eğitim gibi çok geniş toplum kesimlerini etkileyen bir alanda Bostancıoğlu üslubu, DSP'yi CHP'nin katı laikçi zamanlarına taşımıştır. DSP'liler bakanları ile ilgili bir kamuoyu araştırması yaptırsalar, en yoğun tepkinin Bostancıoğlu'na yönelik olduğunu göreceklerdir. DSP grubuna gelen en yoğun halk şikayetlerinin de Bostancıoğlu'nun bakanlığından olduğunu tahmin ediyorum. DSP grubu Bostancıoğlu yükünü atmalı sırtından... Hele seçim ihtimallerinin yoğunlaştığı bir zamana doğru ilerlerken, bu çok daha büyük önem kazanıyor. Özellikle DSP grubu için yazıyorum, bakın Avustralya'da İHL'li bir kız öğrenciye nasıl muamele ediliyor: "Geçen yıl İzmir İmam Hatip Lisesi'nde (kız Anadolu İmam Hatip Lisesi) okuyan kızımıza illa başınızı açacak ve erkek öğrencilerle aynı sınıfta okuyacaksınız, dedikleri için çocuğumuzu buraya getirmek zorunda kaldık ve o da bunu istedi. Başını açmak istemedi. Burada bir İslam kolejine kaydolup 12. sınıfı okudu ve Avustralya'nın en kaliteli üniversitelerinden biri hatta birincisi olan Sidney Üniversitesi Matematik Bölümü'ne girme başarısını gösterdi ve şimdi orada başı kapalı olarak okuluna devam ediyor. İki ablası da burada liselerde başörtülü olarak öğretmenlik yapıyor. Birisi İngilizce öğretmeni, lise müdür yardımcısı, diğeri de tarih ve İngilizce öğretmeni. İkişer üniversite mezunu... bunlara Türkiye'de başı örtülü diye iş vermedikleri için burada görev yapıyorlar..." Okuyucumun mektubu "Ne acı değil mi?" diye bitiyor. Evet, ne acı değil mi? Biz onları okullarına sokmamak için kapılara polis yığdığımız için çocuklarımız şehir şehir, ülke ülke savruluyor. Başörtülü okuyabilmek için il il okul arayan çocuklar biliyorum. Nasıl vicdanı tahammül eder bir Milli Eğitim Bakanı'nın bu savruluşa? Öğretmen olan rahmetli baldızım, başörtüsü yüzünden okul okul sürülmüştü... DSP grubunun sınavı, halkımızın nabzını ne kadar tutabildikleri noktasında odaklaşıyor. Önlerinde çok medeni bir sınav var, Soruşturma önergesi onlara verilmiş bir vicdanlarını arındırma fırsatıdır. Sınavdaki ikinci-üçüncü grup, hükümet ortağı diğer iki partinin milletvekilleridir. MHP ve ANAP'lılar... Onların sığınacakları hiçbir mazeret yok. MHP'li Sökmenoğlu Meclis Başkanlık kürsüsünden, beklenmeyen bir tepkiyi seslendirmişti kız öğrencilerin coplanması karşısında... İstanbul'da olan bitenlerin ve daha ötede Milli Eğitim'de Bostancıoğlu egemenliğinin MHP'lilerin vicdanlarını kanattığını tahmin edebiliriz. Eh, aynı şey, ANAP'lılar için de varid olmalı. İstanbul yarasında ANAP'lı İçişleri Bakanı'nın da büyük payı var. Kendisine yapılan ziyaretlerde Sayın Bakan'ın bin türlü mazeret seslendirdiğini öğreniyoruz. Bunlar, tarihe geçen acı görüntüleri silmiyor. Bakan'ın "Valiye söz geçiremiyorum" sözü de iktidar zaafı olarak mazur görülmüyor. ANAP'lılar bir uçtan, yani bugün önlerine gelecek olan Bostancıoğlu dosyasından başlayarak millet gözünde aklanma cehdine girmezlerse, onları Ahmet - Semra Özal'ın kurtaramayacağını bilmeleri lazım. Öyle, tereyağından kıl çeker gibi, Bostancıoğlu'na "güle güle" diyecek bir jest... Hemen söyleyelim: Bugün Bostancıoğlu için soruşturma açılmazsa, halk nazarında bunun en büyük sorumluluğunun MHP'li ve ANAP'lılarda olacağının da akılda tutulması lazım. Her eksi oyda MHP'li ve ANAP'lıların Bostancıoğlu'nu herhangi bir saikle koruduğu sonucu çıkacaktır. Mesele bu kadar açıktır. Bunu görmeyecek politikacının politika sahnesinde durması da zaiddir. Eğer MHP ve ANAP'lı milletvekilleri bu fırsatı değerlendiremezlerse, artık imkanı yok, "Biz de olan bitenlerden rahatsızız" gibi bir mazeretin kabul görmeyeceğini bilmelidirler. Diğer iki partinin milletvekillerine AK Parti ve SP gruplarına çok bir şey söylemeye gerek yok. Bu iki parti için Bostancıoğlu'nu göndermek, İstanbul'a ve ülkeye vefa borcu olmalı. Kaldı ki AK Parti zaten önergenin sahibi... Bugün TBMM'de son zamanların en hayati oylamalarından birisi yapılacak. Gözümüz Meclis'in üzerinde... İnsanlarımız tavırlarını tüm parti gruplarına bildirmek için bugünü iyi değerlendirmeli... Bugün TBMM'nin önemli günü.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |