T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

"Mar Del Zuhuratbaba"

Arjantin Dünya Kupası oynanıyor ve ünlü stad "Mar del Plata" dillerde. Söylenişi kolay ve sempatik geldiği için gazete başlıkları bile Mardel Plata'yı büyük kullanıyordu. Şampiyona bitip ülkemize döndüğümüz zaman unutamamıştık bu üzel stadyumu. O yıllarda semtlerde yaz turnuvaları yapılır ve liglerin şöhretli futbolcuları yaz aylarının buram buram sıcağında toprak zeminde bu turnuvalarda oynarlardı. İşte bunlardan bir tanesi de "Zuhuratbaba" sahasıydı. Geçtiğimiz günlerde Hüdaverdi Talay Zuhuratbaba Muhtarı Ünal Erol'u televizyon programıma davet ettim. Hüdaverdi, yıllarca Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanlığı'nı yapmıştı

"Artık yuvaya döndüm" diyerek Yücespor'a yani Zuhuratbaba'ya başkan oldu. Yıllar önce bu saha için şöyle yazmıştım.

"Burası da bizim MAR DEL ZUHURATBABA sahamız." Evet, burası bir futbolcu fabrikasıydı. Kimler geldi, kimler geçti. İşte bu sorunun cevabını yine Hüdaverdi Talay verdi. "Kimler gelmedi ki. Lefterler, Kadriler, Vedatlar, Yasinler, Gökmenler, Ahmetler ve Aliler... Ve de yüzlerce yıldız...

Ali kimdi! Hani şu Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünün Alisi. Minicik yaşında Zuhuratbaba sahasında keşfedilen Ali Gültiken. Bugün teknik direktörlük yapıyor. Birkaç gün önce kulübün hasret gideren yemeğinde birlikteydik. Komşusu ünlü sanatçı Cem Davran'la beraber gelmişti. "Gel seni yetiştiğim kulübümün gecesine götürüyüm" diye. Cem Davran da eski Kasımpaşa'lı sporcu. Kırar mı geliyorum diye yola çıkmışlar. Mutluydular. Böyle nezih bir topluluğun içinde olmaktan. Ali'ye sordum. "Bu sene yine yeşil sahalarda görecek miyiz" diye. Masamızda bulunan bir meslekdaşım, hani şu bıyıkları ile meşhur Galatasaray'ı diline, kalemine dolayan arkadaşım. Sanki sorduğum soruya Ali değil de o cevap verdi. "Arkan olmazsa, torpilin yoksa şov yapmazsan istediğin yere gelemezsin."

Şaşırmıştım. Ali, futboluyla, efendiliğiyle, tecrübesiyle işin başında. Ali, ekranda kendisine sorulduğu zaman efendice konuşan yapıya sahip. Şovlar yapıp kendinin reklamını mı yapacaktı. Ali Gültiken, kulağıma eğildi, "Var abi, konuştuğum kulüpler var çalışacağım" dedi.

Arjantin'den Zuhuratbaba'ya yolculuk yaptık, torpili rafa kaldırdık.

Bu haftalık da bu kadar.


27 Mayıs 2002
Pazartesi
 
BEKİR BORAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED