|
|
Komiser Derya yazar oldu
Yılan Hikayesi'ndeki sempatik polis, Cem'in âşık olduğu Derya karakteriyle tanınan Görkem Yeltan, yazarlığa soyundu. Yeltan, çocuk kitapları ve denemelerden sonra şimdi de bir roman üzerinde çalışıyor. Adı Görkem Yeltan. Onu daha çok Yılan Hikayesi'nde Memoli'nin arkadaşları arasında yer alan, Cem'in âşık olduğu sempatik dedektif Derya olarak tanıdık. Ancak o şimdilerde oyunculuğa ara verip yazarlığa soyundu. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunu olan Yeltan, başta Yıldız Kenter olmak üzere birçok ünlü tiyatrocudan ders alır. Birçok tiyatro oyunuyla, İnsanlık Hali, Yüzleşme, Kara Melek ve Yılan Hikayesi dizilerinde oynar. Yılan Hikayesi'nin uzayıp tam anlamıyla yılan hikayesine dönmesi üzerine oyunculuk adına bir şeyler yapamadığını düşünerek diziden ayrılır ve yazarlığın peşine düşer. Kısacası bir başka alanda at koşturmak ister Görkem Yeltan. Konservatuar 3. sınıftayken yazdığı Kırmızı'nın Mektupları adlı çocuk kitabı yayınlanınca gördüğü ilgi onu başka kitaplar da yazmaya yöneltir. Kırmızı'nın Günlüğü ve Kırmızı İspanya'da ile Kırmızı serisini tamamlar. Ardından Solucan Hımbıl Beyaz, Zebra Zaza ve Çobanla Kelebek Kız adlı 3 hikaye kitabı gelir. Hepsi de hazır olan ve önümüzdeki bir ay içinde yayınlanmayı bekleyen bu çocuk kitaplarını, bir kadın dergisindeki denemeler ve henüz tamamlanmamış bir roman takip eder. Yazarlık sarmıştır Yeltan'ı. Çünkü hayal dünyasıyla kahramanlarını çiziyordur kitaplarında. Oysa oyunculukta başkasının yazdığı hikayede başkasının hayal dünyasını oynuyordur. Yazar olarak imza vermek farklı
Gerçi zaman zaman Yılan Hikayesi'ndeki rolünden dolayı, "Derya abla bir imza atar mısın?" durumları yaşanıyordur imza günlerinde ama, Kırmızı'nın yazarı olarak da imzalar atar. Bu iki imza arasında çok büyük bir fark vardır Yeltan'a göre. İmza için kitabın seçimi, onun beyni ve hayal dünyasıdır çünkü. Hayal dünyasını daha da geliştirmeye niyetli olan Yeltan için sırada roman çalışması vardır. "Ben soru sormaya çok fazla alıştırılmış bir çocuktum. Cevap almak üzerine kurulmuş bir hayatım vardı. Çok meraklıydım. Şu anda da öyleyim" diyen sempatik oyuncu, oyunculuğu merak edip arkasından koştuğu gibi, şimdi de yazarlığı merak eder ve arkasından koşar. Şarkı sözü de yazıyor
Müzisyen bir aileden gelen Görkem Yeltan, müzisyen değildir ancak bu alanda da bir şeyler yapabileceğini düşünür ve önümüzdeki günlerde Ada Müzik'ten çıkacak olan Mehmet Güreli'nin Odamda Yolculuk adlı albümde yer alan 10 parçanın şarkı sözlerini yazar. Bütün bunlara rağmen, "Oyunculuk mu, yazarlık mı?" sorusuna, "Henüz hiç birisi değilim ki" cevabını veriyor Görkem Yeltan. Ona göre her iki alanda da daha öğrenecek çok şeyi vardır ve bu öğrencilik hiç bitmeyecektir. Bu yüzden oyuncuyum ya da yazarım demek haddini aşmak gibi gelir ona. Böyle konuşanları, ekranlarda haddini aşanları gördüğü zaman da, "Bu kadar kolay mı bu iş?" diye tepki gösterir.
HEM MAVİYİM, HEM KIRMIZ1
Bir anaokulu öğrencisinin öğretmenine yazdığı mektuplardan oluşan Kırmızı'nın Mektupları, bir çocuk kitabı. Mektuplara yetişkinlerin bile genellikle gerçekçi duygularını yansıttıkları düşünüldüğünde, bu kitabın bir anlamda çocukların saf ve temiz dünyasını da anlattığı söylenebilir. Yazar, kitapta isimler yerine Mavi, Kırmızı, Yeşil gibi renkleri seçmesinin özel bir nedeni olmadığını, tamamen doğaçlama çıkmış bir şey olduğunu söylese de çocukların renkli dünyasıyla örtüşmesi açısından oldukça yerinde bir seçim. Çocukluğunda mektup yazmaya meraklı olduğunu ancak Kırmızı'nın kendisi olmadığını söylüyor Görkem Yeltan: "Ben hem Kırmızı'yım, hem Mavi, hem Yeşil... Onların hepsi ya benim anılarım, ya da arkadaşlarımın yaşadıkları. Benim gözlemlediğim şeyler. Oradaki karakterlerden birebir olarak hiçbiri değilim ama hepsiyim."
Robin Williams'ın oyuncakları
OYUNCAKLAR
SEYRİ ŞAHANE Reklamı da kıvırsa! Havva Setenay İlhan: Reklamlarıyla geçtiğimiz yıla damgasını vuran firma kuşkusuz Telsim oldu. Yılmaz Erdoğan'lı, Cem Yılmaz'lı reklam filmleriyle, müşterisi olsun olmasın bütün izleyicilerin kalbini fetheden Telsim, son bir yılın en çok konuşulan reklamlarına imza attı. Cep telefonu kullanıcılarının Telsim'den daha çok rağbet ettiği Turkcell ise, göz zevkinden uzak, estetik olmayan ve itici reklamlarıyla bir türlü izleyicilerin beğenisini kazanacak reklam filmlerine imza atamadı. Uzaylı E.T'leri andıran tuhaf yaratıkların ardından şimdi de ritimsiz ve kulağa hitap etmeyen şarkısıyla ekranlardan eksik olmayan Cell-O ile izleyicilerin karşısına çıkan Turkcell, reklam filmlerinde bir türlü çıtayı yükseltemedi. Neredeyse dakikada bir yayınlanmasına rağmen Hollanda'dan gelen bir gurbetçimizin canlandırdığı Cell-O karakterine sempati duymak mümkün değil. Müziği, senaryosu, hedef kitlesine vermek istediği mesaj açısından reklamın başarılı olduğunu söylemek çok zor. İnsan vücudu üzerine oturturulmaya çalışılan animasyon denemesi, daha tanımadığımız Cell-O elini kolunu sallaya sallaya girdiği Turkcell binasında ne olduğunu anlamadığımız bir toplantının içine dalarak, Turkcell'in meziyetlerini tanıtan bir reklam filimini izletmesi ve Cell-O'in mırıldandığı raga tarzı melodisi hiç de iç açıcı değil. Turkcell'in Cell-O reklamı gerçekten akıllarda kaldı; ama itici bir reklam olduğu için!
|
|
|