![]() |
![]() |
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
Türkiye'de gelir dağılımı iyileşmesi, zenginleşerek değil, yoksullaşarak gerçekleşti. Araştırmaya göre, ekonomik kriz sonrasında gelir kaybına uğrayanların başında en üst sosyo ekonomik kesim geliyor. En alt yüzde 5 ile en üst yüzde 5 içinde yer alan haneler arasında 2000 yılında 27,2 kat gelir farkı varken, bu fark 20,1 kata indi. Veri Araştırma A.Ş'nin iki yılda bir gerçekleştirdiği (Statü-gelir-tüketim) "Kentsel Türkiye Araştırmaları Dizisi''nin 2002 yılı bulguları, nisan-haziran aylarında belirlendi. 279 yerleşim biriminde 1940 hane ve 4 bin 970 kişiyle yapılan görüşmeler sonucunda Türkiye'deki kentlilerin profili çizen araştırma, İstanbul'da düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna sunuldu. Araştırmada, "2001 krizi gelir dağılımı eşitsizliğini azaltma yönünde işlev görmüş ise de bu 'göreli dengeli gelir dağılımı iyileşmesi' zenginleşerek değil, yoksullaşarak gerçekleşti'' denildi. Alt tabaka daha da büyüdü Araştırmaya göre, kentsel Türkiye'deki hane ve bireylerin yüzde 53,7'si alt, yüzde 38,5'i orta ve yüzde 7,8'i de üst tabakada bulunuyor. Krizin etkisiyle hane bazında üst ve orta tabakaların küçüldüğü belirtilirken, alt tabakanın büyüdüğü kaydedildi. Hane harcamalarının gelir payı da kriz öncesine göre düşerek, yüzde 65 olarak gerçekleşti. Araştırmada, "Gelir kaybına uğrayan haneler, uğradıkları gelir kaybından çok daha fazla harcama kısıntısına gitti'' denildi. Eşya sahipliği 2 yıl öncesine göre hiç değişmezken, VCD ve cep telefonu sahipliği arttı. Kriz sonrasında hanelere her gün giren gazete girişinin de azaldığı belirtildi. Metropoller fazla etkilendi Kriz sonrasında en fazla gelir kaybına uğrayanların başında metropollerdeki en üst sosyo ekonomik tabakalar geliyor. 2000 yılına göre 2002'de metropollerdeki gelir kaybı yüzde 40,6 iken, diğer kentlerde bu oran yüzde 26,4 olarak gerçekleşti. Metropollerde üst tabakaların ağırlığı azalırken, diğer kentlere göre metropollerdeki haneler harcamalarını daha çok kıstı. Zengin ile fakirin arasındaki gelir farkı 20 kata indi
En alt yüzde 5 ile en üst yüzde 5 arasında 2000 yılında 27,2 kat gelir farkı varken, bu fark 2002'de 20,1 kata indi. Hane geliri 2000 yılında 7 bin 753 dolara yükseldi, bu yıl ise 5 bin 105 dolara düştü. Hane ve bireylerin yüzde 53,7'si alt, yüzde 38,5'i orta ve yüzde 7,8'i de üst tabakada bulunuyor. En üst kesimde yıllık ortalama hane geliri yüzde 43,6 gerileyerek 15 bin 662 dolara düştü. En alt kesimdeki gelir kaybı yüzde 17,1 gerçekleşerek, 2 bin 291 dolar olarak belirlendi. Yüzde 88,1'i giyim, kuşam masraflarını kısıtladı, yüzde 84,1'i mutfak masraflarını azalttı. Yüzde 10,4'ü kirası, düşük konuta taşındı. Yüzde 6,3'ü arabasını, eşyasını sattı. Yüzde 5,5'i ev, arsa, dükkan gibi gayrimenkul sattı. Yüzde 3,7'si çocuğunu başka okula verdi. Yüzde 1,7'si arabasını daha düşük bir modelle değiştirdi. Yüzde 1,6'sı yaşadığı kenti değiştirdi. Yüzde 1,2'si ailesinin (anne, baba, akraba) yanına taşınmak zorunda kaldı. Yüzde 7,9'u ödeyemediği borç yüzünden icraya verildi. Yüzde 4,2'sinin evdeki eşya ve, mallarına haciz geldi. Yüzde 33,5 olan çalışan oranı, yüzde 32,5'e düştü. Yüzde 5,4 olan işsizlik yüzde 12'ye yükseldi. 2000 yılında en üst kesimde olmayan işsizlik, 2002 yılında yüzde 4 oldu. Metropollerdeki gelir kaybı yüzde 40,6 iken, diğer kentlerde bu oran yüzde 26,4 olarak gerçekleşti. Krizin olumlu bir etkisi de ortaya çıktı. Buna göre, 2001 krizi, 15-21 yaş grubundakilerin öğrenci olma düzeylerinde artış meydana getirdi. 2000 yılında yüzde 35 olan oran, 2002'de yüzde 39'a çıktı. Anne babanın yanına dönüldü Ekonomik kriz döneminde giyim ve mutfak masraflarının önemli oranda azaltıldığı, bunun yanında kişilerin servetlerini oluşturan değerleri satmak zorunda kaldığı, yaşadığı kenti değiştirenler, anne ve babasının yanına taşınanlar da bulunduğu ortaya çıktı. Veri Araştırma A.Ş'nin araştırmasına göre, ekonomik kriz döneminde, araştırmaya katılanların yüzde 88,1'i giyim masraflarını kısıtladı, yüzde 84,1'i mutfak masraflarını azalttı. Yüzde 10,4'ü kirası, masrafları daha düşük bir konuta taşınırken, yüzde 6,3'ü arabasını, yine yüzde 6,3'ü evdeki eşyanın bazılarını, yüzde 5,5'i ev, arsa, dükkan gibi gayrimenkulu satmak zorunda kaldı. Üst kesim de işsizlikle tanıştı
Çalışma koşullarına göre nüfusun dağılımına bakıldığında, 2000 yılında yüzde 33,5 olan çalışan oranı, 2002 yılında yüzde 32,5'e düştü. Aynı dönemde yüzde 5,4 olan işsizlik yüzde 8'e, geçici işlerde çalışanların da katılımıyla yüzde 12'ye yükseldi. Sosyo ekonomik tabakalar ayrımında işsizlerin oranına bakıldığında ise dikkat çeken unsur, 2000 yılında en üst kesimde olmayan işsizliğin, 2002 yılında yüzde 4 olması. Araştırmaya katılanların yüzde 79'u ekonomik durumunun son 12 ay içinde kötüye gittiğini, yüzde 58'i de gelecek 12 ay içinde ekonomik durumunun kötüye gideceğini bildirdi.
![]() |
![]()
|
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |