![]() |
![]() |
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]() Siz, bu yazıyı okuduğunuzdan 48 saat sonra her şey sandıkta çözümlenmiş olacak... Ve bendeniz, aday olmadan, daha sağlıklı düşünüp daha sağlıklı yazılar yazdığıma ve bu arada, bilimsel çalışmalar içinde, daha kalıcı eserler vereceğime inanarak yola çıkıyorum. Eğer bir liste içinde yer alsam, duygusal hareket edip, yıllarca dost bildiğim ve bir arada bulunduğum arkadaşlarla ayrı kulvarlarda koşmaya çalışırsam, biraz da nefsimin etkisinde, kalıcı ve yapıcı ortamları tahrip ederek, "din kardeşinin arkasından konuşup, ölü eti yemek" gibi bir garabet ve denaet içinde olabilirdim!.. Öyle ise, Şair Eşref'ten daha iyi, bu toplumun geçmişini değerlendiren bir "Haccav" olamaz diyerek, "kötü idare" ile "devlet ricali" üzerine Bahriye Nazırı Celal Paşa'yı, hicveden bu dörtlüğü, bugüne de örnek olabilir mi?
"Hürriyet düşmanı ve makam yüzkarası" bu tür adamların bugün de olup olmadığını, halkın vereceği kararla belli olacak! Amma biz yine "dörtlükler" ile bugünlere ışık tutalım: Bir bakıma, bizim son iktidar, üçlü ortaklık, o meşhur parti, İttihat ve Terakki'ye benziyor. Onları Rıza Tevfik (Bölükbaşı)'nın söylediği "Olur mu ya?" şiirin şu dörtlükleri, en iyi örnektir:
"Sen Turan elini engin mi sandın?
"Boş yere başını hülyaya salma!"
"Küpünde pekmezin tortıymış meğer
İşte siyasilerimiz ve partileri, 48 saat sonra bu işin "fal" olup olmadığını görecekler... Çünkü bu iş zordur ve öyle cami kapısında durup dilenci gibi, halktan oy istemeye benzemez. Kalıcı ve yanıltıcı partilerimize sızan bir- takım hocalar var. Bunlar, İttihat ve Terakki döneminde de varmış ki, Filozof Rıza Tevfik onlara işaret ederken, bugüne de ışık tutuyordu:
"Miraci anlatma, eşek değilim,
"Feylozof Rıza'yım, dinsiz anlama,
Acaba bu pazar, siyasî partilerimizin milletin "sandığın"dan geçip, iktidar koltuğuna oturabilecekler mi? Hele hele, Sultan Hamid dönemi ricali gibi, "tabasbus"ta bulunan "yardıkçılar"dan ötürü, bugüne çağrışım yapanlar olursa, hele onların akibeti nice olurdu acaba? İMF, ülkenin mahrem yerlerine girdi, Dünya Bankası da her yeri birkaç milyonla, taht-ı tekeline almışsa, Namık Kemal gibi, feryat edenler olursa ne yapacağız: "Edebsizlikte tekleriz
"Biz bakmadan sağa-sola
"Gitme vatan gavğasına
"Dalkavuklukla irtikâp
Ne zaman bu "riyakâr"lar ortamı silinir, yeni bir umut ışığı ile yeni bir çağda, hür, demokrat ve liberal bütün kesimleri içine alacak bir doruk yönetim teşekkül ederse, o zaman "cumhurun sesi" iktidar olur ve her tür eğilim, gelişim ve değişim rüzgarları esip, huzur sağlayacak vadilerde seyr ederse, Şair Eşref'in de, Rıza Tevfik ile Namık Kemal'in "ruhu şad" olur! İşte size bir hoş-beş yazısı... Pazar'a da öyle olur inşaallah!.. Hele hele, Kazak Abdal'ın "eşeği nasıl çayıra saldığı"nın keyfi içinde, oyunuzu gidip sandığa atabilirsiniz!..
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |