Siyebestâ adında yayınlanmış bir kitabı daha bulunan Ahmet Sait Akçay'ın son kitabı Hayy, Eylül Yayınları arasından çıktı. İslamın her döneminden, yaşandığı her toprak parçasından şimdiye uzanan öykülerden oluşan Hayy, görünmeyenin gerçekliğini, görmenin keşfetmek olduğunu, keşfin kalbe yönelmekle mümkün olduğunu anlatan öykülerden oluşuyor.

Hakikati arayan öyküler

Düşünceye hakim bir kurguyla oluşturulmuş bu kitap. Akçay, zamanı aşan öykülerle, postmodern hikayelerle çıkıyor karşımıza bu kez. İbn Tufeyl'in, İbn Sina'nın, İbn Farızi Mısri, İbn Bace'nin izlerini taşıyan, daha önce yazılagelmiş öykülerden çok farklı, çizgi dışı bir yapıt. Geçmişi bugünle özdeşleştiriyor, zaman mefhumunu ortadan kaldırıyor, belki de hiç olmadığını duyumsatıyor. Yazar Ahmet Sait Akçay, bazı öykülerde uzaktan izleyen değil de yaşayan oluyor, bazen de duyguyu ayrıntıda verebilen bir gözlemci. Üniversite sıralarındaki genç, cami imamının oğlunun anıları, Zozan, kör kuyuya düşen kızın hikayesi aslında insanın sırrını çözmeyi hedefliyor. Bilgi için tel: 0 212 524 75 24

Yazarın gözüyle Hayy

"Her şeyden önce Hayy, bir iç hesaplaşmanın sonucu ortaya çıktı. Yaşıyorsak bunun bir karşılığı olmalı. Bunu aramak belki Hayy'a denk düşer. Çünkü yazmak da yaşamak da bir sorumluluk yüklüyor bize. Emaneti yüklenmek, bir serüvene çıkmak, durmaksızın okumak ve neticesinde kendini keşfedeceği bir alan yaratmak Hayy'ın yazgısıdır. Aşk ve çilenin yanyana olduğu İslam coğrafyasına uzanmak istedim. Klasik İslam geleneğine bakarak, bireyin kendini inşa etmesi, varlıkta yok olması temasını yeniden işlemek istedim. Çünkü yüzyıllar öncesinde İslam filozoflarınca keşfedilen dünya bize hakikatin kapısını aralıyordu. Mütevahhid olmak gerekir diyorum. Bu tabir İbn Bacce'ye ait. Tek başına kalan manasında. Bir müslüman bu dünyada tek başına kalmışcasına ilme, irfana yönelerek kendini hakikatin deryasında keşfetmeli diyorum."