|
|
Sonuca etki etmek
Galatasaray'ın çok önemli eksikleri ile donatılmış kadrosu "bulamaç bir resim" gibiydi. Antep'te ligin iyi takımlarından birine karşı "dominant" oynamak pek kolay bir şey değildi. İşin bu kısmını iyi becerdiler. Ama bir şeyi daha iyi becerdiler... Mondragon'u bile göstermedikleri rakiplerinden bir gol yemeyi becerdiler. Bir de Mustafa Çulcu'yu geçmeyi tesadüfen becerdiler. Gole giden Ümit Karan'ın Kırkpınar benzeri bir kurt kapanından tek kol kaptırarak "gole gidememesini" bir tek Çulcu görmedi. Bu da oyunun dönüm noktasıydı. Hakemin sonucu belirlediği bir oyunda benim teknik tahliller yapmam havanda su dövmek olur. Çünkü hatalar aramak ya da "şu şöyle yapsaydı" şeklinde yorumlar yapmak biraz ayıp kaçacak. Ben ne dersem diyeyim Çulcu yeni bir Beşiktaş maçı alabilmek için Bülent Yavuz'un emriyle zaten oyunun teknik değerlendirmesinin canına okumuştu. Şimdi Erman tamam ama faul diyecek, ardından kartı pek konuşmadan itiraz etmenin Fatih Terim'e pek yakışmadığını söyleyecek. Galatasaray doğru yolda... Benim inancım giderek artıyor. Gaziantepspor gibi genç ve dinamik bir takımı kendi kalecisinin önünde oynamaya zorlamak ve bunu 7 eksikle becermek her babayiğidin harcı değildir. Maç bitiminde Terim'in Çulcu'yu Erman Hoca'sına havale etti mi bilmiyorum ama ben "kurgulu ligin kınalı lideri" Bülent Yavuz'u Allah'a havale ediyorum. Şimdi biliyorum ki, Çulcu için "tamam burada hatalı ama maçı iyi idare etti" diyecekler.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |