T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hüsran...

Feyenoord maçına korkarak gittim ve korktuğum başıma geldi. Takımın Denizli zamanından beri verdiği, bu yıl yapılan "flaş" transferle pekişen "toplama takım" görüntüsü birçok Fenerli gibi benim de aklımı kemiriyordu.

İster defansif bir yapı oluşturun, ister ofansif, ister 3-5-2 oynayın ister 4-4-2, çağdaş futbolda bir ekibin en kritik iki mevki olan sağ ve sol kanatlar bomboşken, üstelik antrenör bile değil, bizzat yönetim, Revivo'nun daha yetenekli benzeri Ortega'yı, Anderson'un kötüsü Washington'u takıma dahil etmişti. Generaller topluluğu korumuş, yanlarına yenileri eklenmişti.

Nitekim hazırlık maçlarında Fenerbahçe'nin nasıl bir sistem uyguladığı, nasıl bir futbol oynadığı sorusu ortada kaldı. Ama kimin umrunda! Anlı şanlı spor yazarları havaya girmişti bir kere; kötü futbolu yıldız futbolcuların kötü kullanılmasına bağlayarak işi idare ediyorlardı.

Kel Feyenoord maçında göründü. Bu maçta sahada, tek cümleyle "iyi futbolculardan kurulu kötü bir takım" vardı. Çağdaş futbolun hiçbir gereği yerine gelmiyordu; ne tek pas, ne pres, ne rakibi bozma, ne kanat bindirmesi, ne tempo...

Oyunun ilk onbeş dakikasında üçü Ortega'dan, biri Revivo'dan gelen, adam eksilten driplingler dışında, yaratıcılık bile mumla aranır haldeydi. Ağır temposuna rağmen üç pası bir arada yapamayan, defanstan topu nereye nasıl çıkaracağını bilemeyen, orta sahayı geçtikten sonra gömülü defansa antreman verir gibi orta yapan bir takım. Ve biri sahada dökülen (Revivo) iki teknik oyuncu dışında bir itiş kakış... İlk yirmi dakikadaki baskı da işte böyle sahte bir baskıydı.

Futbolun sadece bireysel yeteneklerin oyunu olmadığını, kollektif akıl ve örgütlenme gerektirdiğini Fener yönetimi öğrenir mi bilinmez...

Ama itiraf etmek gerekir ki "benim takımım, yönetimiyle, antrenörüyle, hatta futbolcularıyla çağ dışı" görüntü veren bir takım.

Şimdi spor ve klüp mafyası Lorant'ın kellesini istiyor; yönetim Lorant'ı feda ederek ellerini yıkamaya hazırlanıyor. Lorant'ın durumu elbet vahim. Rakibin konraatak futbol anlayışını okuyamayan, akınlara orta sahadan tek paslarla çıktığı ve gole orta sahadan kaçırdığı adamlarla kavuştuğu görmeyen, bir ara Ortega, Revivo, Rapaiç, Oktay, Serhat'tan oluşan beşli forvete geçip, bu saçmalığa "risk" adını veren Lorant gitmeli.

Ama yetecek mi? Yetmez...

Para, yıldız, fiyaka üçlüsünden oluşan bu zihniyet değişmedikçe Fenerli'nin yüzü gülmez. Ligde belki şampiyonluk gelir, ama futbolun gerçek arenasında yaşanan 5 maçlık Avrupa hüsranı sürer gider...



29 Ağustos 2002
Perşembe
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED