|
|
Ülke hükümetsiz, gazete röportajsız kalmaz
Ne zaman bir siyasi kriz yaşansa, bir hükümet boşluğu doğar gibi olsa, -Bülent Bey, Süleyman Bey, Mesut Bey hiç farketmez- biri çıkar "Ülkeyi hükümetsiz bırakmayız, memleket hükümetsiz kalmaz" açıklamasını yapar ve gerçekten dediği gibi olurdu. Gerekli şartlar gerçekleşsin, bugün de aynı açıklamayı yapacak biri bulunur. Ülke hükümetsiz kalmaz da, gazete röportajsız kalır mı? Mustafa Karaalioğlu yıllık izne çıkacağını söyleyince, gazeteyi röportajsız bırakmayalım düşüncesiyle "Renkler"in başına "Sesler"i de eklemeyi düşündük. Ankara'ya gidişim bundandı. Ve böylece dünkü Bayram Bilge Tokel röportajı gerçekleşmiş oldu. Tam sayfa ayrılmasına rağmen, konuştuklarımızın ancak yarısına yer verebildik. Diğer kasetimizde büyük usta Neşet Ertaş'la yaptığımız röportaj var. Son yıllarda, biri anılınca diğeri akla gelen iki kişi desem, yanlış sayılmaz. Bayram Bilge deyince, "Tokel" ile beraber, hatta belki ondan da önce Neşet Ertaş ismi doğuyor zihinde. İki ustayı bir arada yakalayınca her ikisiyle de uzun uzun konuştuk. Gazeteci milleti, konuştuklarını okurlarla paylaşmazsa, yarışı bitiremeyen atlar gibi çatlarmış. Kısmet olursa, Neşet Ertaş röportajını da haftaya okuyabilirsiniz. Bir televizyon programında Neşet Usta, Bayram Bilge'ye bir sürpriz yapmış ve onun türkü yapanlar safından, kanun yapanlar arasına geçmesini istemişti. Kanal 7'de, Türüt'ün programındaydı, görenler hatırlayacaktır. Görüşmemizde, Şekspir'e inat, kendisinin de istekli olduğunu farkettim. Eleştirdiği haksızlıkları, yanlışlıkları düzeltmek için. Hayırlısı. Çalıp söyleyen, beste yapan, türkü derleyen bir müzik adamı, araştırmacı, yazar, şair, üniversite hocası, televizyon programcısı gibi vasıflarının arasına bir yenisi eklenecekse ve hizmete vesile olacaksa, Allah yolunu açık etsin. Bunca yön arasında, karayel ve keşişlemeye yer kalmayacak neredeyse. Bu kadar çok yönlü bir sanatçının her gayreti takdire değer fikrimce. Görelim, Mevla neyler
BARAJ BARAJ DEDİKLERİ
Yaklaşık bir yıl önce, iktidar partilerine bir tavsiyede bulunmuştuk bu köşede. Seçim Kanunu ile Siyasi Partiler Kanunu üzerinde değişiklik yapılmasını tavsiye etmiş ve seçim barajının 'yüzde on'luk haliyle çok yüksek olduğunu, düşürülmesi gerektiğini söylemiştik. 'Yüzde beş'e, hatta mümkünse üçe, ikiye indirilmesinin uygun olacağını, aksi takdirde kendilerinin baraj altında kalacaklarını belirtmiştik. Dinleyen olmadı. Şimdi yüzde onluk barajın ne kadar yüksek olduğunu farkeden siyasilerimiz, kara kara düşünüp ittifak yolları aramakta. Apaçık görülüyor ki bu baraj, Keban'dan da Atatürk Barajı'ndan da yüksek. Anlaşılan, her sözümüzü şaka bellemişler. Yahu arada bir ciddi laflar da ettiğimiz oluyor burada.
MİLLİ AÇIKLAMA
Her yıl okullara kayıt haftası Milli Eğitim bakanlarının yaptığı (Bakanlar değişse de) milli bir açıklama var: "Kayıt yapılırken, bağış istemek kesinlikle yasak, bağış isteyen hakkında cezayı işlem yaptırılacak. Ama bağış yapmak isteyene de mani olunmayacak!.." Okurumuz Erdal doğan şöyle diyor: BM verilerine göre ülke nüfusunun büyük çoğunluğu açlık sınırında. Yine BM verilerine göre ülke nüfusunun yüzde 20'si günde 2 dolar (3.300.000 TL.) ile geçiniyor. Hal böyleyken çocuğunu okula kaydeden veli için "bağış yapmak isterse mani olunmayacak" sözü saçmalıktan başka neyi ifade ediyor? Milli Eğitim bakanları lütfen kayıt sırasındaki zoraki bağışı ya tümden kaldırsınlar ya da milleti ahmak yerine koymaktan artık vazgeçsinler.
GÜNÜN SÖZÜ
Elmas yontulmadan, insan da yanılmadan mükemmelleşemez.
İZİN
Yarından itibaren yıllık iznimin bir bölümünü kullanmak için kollarımı sıvadım. Dereyi görürsem, sıra paçalara gelecek.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |