OSMAN AKKUŞAK

(Dil Yâresi) veya (dil yarası) müdavîmlerinden (tedavi edicilerinden) Sayın Hakkı Devrim; dil hatâsı, imlâ ve ifade hatâsı yapanların bu yanlışlarını belirtirken, kırıcı olmamak için olsa gerek, ima suretiyle, nâzikane bir tavır içinde hareket etmektedir.. Meselâ geçen gün, Mine G. Kırıkkanat'ın "düşünmeden konuşmak, nişan almadan vurmaya benzer" şeklindeki sözünü düzeltirken; bu sözün Servantes'e ait olduğunu zikrederek "Mine Hanım ile Servantes'in arasına girmek doğru olur mu, diye tereddüt ediyorum" diyor.. Sayın Devrim, bazılarına katılmasam da Türkçe'ye ait ikazlarınızı memnuniyetle karşılıyorum.. Yaptığınız bir hizmettir.. Ancak bu işi yaparken fazla kibar davranıyorsunuz.. İnsanları rencide etmekten çekindiğiniz anlaşılıyor. Herkes yazarken dikkatli olsun.. Kalem zafiyeti veya birikim noksanı olanlar, bunları nasıl aşacaklarını bilmek ve bulmak zorundadır.. Basın dünyası, medya dünyası, acemilerin ve Türkçesini pişirmemiş olanların at oynatacağı bir alan değildir..

Dil yanlışlarını "ego"nuzu tatmin etmek için kovalamıyorsunuz.. Sizin ve benim gibi eskilerin vazifesi, yeni kuşakların dillerini iyi öğrenmesini sağlamaktır. Bilerek veya dalgınlıkla yanlış bir cümle sarfetmiş olanlar, mertçe hatâlarını kabul etmelidir. Ve susmalıdır.. Yok eleştiride bir isabetsizlik varsa, onu da beyan etmeyi vazîfe bilmelidirler.. Tâ ki güzel dilimizi hepimiz, bilhassa kalem erbabı, güzel ve mükemmel kullanmaya muvaffak olalım.. Diyeceğim odur ki, tenkidlerimizi, elastikıyetten, îmâ ve nazik olma endişesinden arınmış bir üslubla yapalım. Sözümüzü düpedüz söyleyelim.. Saygılar!