Koltuğunu kaybetmek her politikacının kâbusudur. Hükümetteki partiler iktidardan düşmekten korkar; milletvekilleri bir daha seçilememekten... Lider liderliğinin her durumda devamını bekler, bir gün partisine hâkim olamama kâbusu görür. 'Çıkar-odaklı' politik arenada bol kâbus görülür...

Erken seçim kararı alındığı için bugünlerde bir çok politikacının kâbus gördüğünü tahmin etmek zor değil. Partisinin başarısı garanti olsa bile, bakalım her milletvekili aday gösterilecek mi? Aday gösterilmek de tek başına yeterli değil; seçilmesi güç bir yerden aday olanlar için sandık gününe kadar 'kâbus' devam edecektir. Seçim sonuçları açıklanana kadar politikacıya rahat yüzü yok...

Ancak, şu sıralarda, politika dışı kalması gerekenlerin de 'kâbus' gördükleri anlaşılıyor: İşadamları... Siyasi yorumcular... Belki bazı bürokratlar... Gün geçmiyor ki, bildik bir imza altında, bir yerlerde 'kâbus senaryosu' yazılmasın... 'Kâbus senaryosu' şu: Ya sandıktan çıkacak tablo AK Parti'siz formülleri geçersiz kılarsa... Uykularını kaçıran ihtimali açıkça yazıyorlar: "AK Parti dışındaki partilerin milletvekili sayısı hükümet kuracak kadar olursa sorun yok; ama ya AK Parti aldığı oylarla sandalyelerin yarıdan fazlasını işgal ederse..."

Bu endişeyi duyanlar kendilerine 'beyaz Türkler' sıfatını uygun görüyorlar. Bununla, büyük kentlerde doğmuş, önemli okullarda okumuş, sosyal statü gereği birbirlerini tanıyan, belli bir gelir düzeyinin üstündeki insanlar kast ediliyor... Nereden bakarsanız bakın, birkaç yüz bin kişiden söz ediyoruz. Kendi ellerini taşın altına sokmasalar bile, politikaya girmiş az sayıdaki temsilcileri eliyle ülkede ipleri elinde tutuyor 'beyaz Türkler'... İp ellerinden kaçtığında askerlerin kapısına dayanıp medet arayışına girenler de onlar...

'Beyaz Türkler', yukarıdaki tanıma dikkat ettiyseniz, ideolojik bağlardan uzak bir grup. Akçalı konumları dolayısıyla 'sağda' olmaları gerekiyor, ama 'sol' da onların ilgi alanı dışında değil. Baldırı çıplaklar 'beyaz Türkler'in sınıfsal çıkarlarını korumak için mücadele ederken, onlar, kendi içlerinden çıkardıkları 'militanlar' eliyle 'solu' örgütlemekle meşguldüler. Şimdi de durum farklı değil; siyasi yelpazenin sağı da solu da 'beyaz Türkler'den soruluyor... Medyada köşe başlarını tutanlar da onlar...

'İktidar' kavramı üzerinde düşünenlerin eserlerinden biliyoruz; onu elde eden kolay kolay iktidardan vazgeçemiyor. İnsanlık tarihi, aynı zamanda iktidar odaklı mücadeleler tarihi de. Kendilerine 'beyaz Türkler' sıfatını uygun görenler, öyle anlaşılıyor ki, 3 Kasım'a giderken uykusuz geceler geçiriyorlar... Evvelce kendi işlerine geldiği için ayrı ayrı saflarda tuttukları uzantılarını, bu defa sağı ve soluyla aynı çatı altında toplama gayretindeler. ANAP, YTP, DYP, CHP fark etmiyor; hatta 'beyaz' veya 'Türk' olması da önemli değil, 'beyaz olmayan Türklere' karşı iktidarlarını sürdürmeyi kabullenecek herkes ve her kesimle 'ittifak' arayışındalar...

Buna rağmen 'kâbus' görmeleri yolun sonuna gelindiğini anlamalarından... 3 Kasım seçimi son vâde onlar için; istedikleri türden bir iktidarı sandıktan bir kez daha çıkartabilmenin peşindeler... Bunu başarırlarsa, dışarıdaki işbirlikçileriyle, seçimden sonra, ülkeye tam bir 'talan dönemi' yaşatacaklarına hiç kuşku yok.

Görüyorsunuz, 'kâbus senaryosu', bazılarının sandığı gibi bir tane değil; birbiriyle taban tabana zıt en azından iki 'kâbus senaryosu' var... Yıllardır ülkeye egemen olanlar, sandıktan kendi çizgilerini devam ettirecek bir iktidar çıkmamasını 'kâbus senaryosu' olarak görüyorlar; oysa bir avuç 'beyaz Türk' dışında, toplumun bütünü için, 4 Kasım günü, bugüne kadar süregelen hükümetlerin bir benzerine uyanmak 'kâbus'...

Türkiye benzer dönemeçlerden daha önce de geçti. 1960 sonrasında "Kuyruklar" diye sözü edilen DP kadrosu "Çarıklı, poturlu" diye anılıyordu 1950 öncesinde... Adalet Partisi "Kasketliler" diye küçümsenen bir kesimi iktidara taşıdı 1965'te... 'Takunyalı' Turgut Özal'ı da benimsememişti 'beyaz Türkler' ve 1983 seçim sonucundan başlangıçta hiç mutlu olmadılar...

Oysa, kimsenin uykusunu kaçırmayacak, 'kâbussuz' bir Türkiye idealine kendilerini alıştırmaları şart...

FEHMİ KORU

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu