YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

 

 

Halkın sevgisi bazılarını şaşırttı!..

Şehit Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın cenazesinde, "Diyarbakır halkı"nın seslendirdiği yürekten sevgi ve içten gelen üzüntü, "bizim medya"yı şaşırttı..

Ne başlıklar, ne yorumlar var!..

Bunları toptan değerlendirdiğinizde.. "Diyarbakırlılar"ın, "ilk defa", bir "devlet görevlisi"ni sevdikleri, onu bağırlarına bastıkları gibi bir yargıya varıyorsunuz..

Sanki Diyarbakır (veya Güneydoğu) ayrı bir olgu, "Devlet" de, görevlilerin yaptıkları açısından, Batı'dakine göre farklı bir olgu..

Gaffar Okkan, görevini yaparken, devletin diğer görevlilerinden farklı davrandığı için, Diyarbakır'lılar, "ilk defa" bir devlet memuruna sevgi göstermişler..

Dünkü İstanbul basınını, yorumları ve haberleri ile değerlendirin.. Bu tabloyu göreceksiniz..

Eğer bu gözlemler doğru ise, başta "devlet" olmak üzere, toplumun bütün kesimlerinin ve hepimizin bir durup, ciddi bir değerlendirme yapmamız gerekmiyor mu?

Çünkü aynı basının (veya medyaların), geçmişte, "Devlet"le, "Güneydoğu halkı"na ilişkin haberleri, bu tabloyu öngörür nitelikte olmamıştır..

Bir yanda "bölücü PKK terörü" vardır..

Bir yanda da, halkı ile bütünleşmiş, ona kucak açan, sevgi dolu "Devlet" vardır..

Bu haberleri okuduğunuzda, "Olağanüstü Hal Bölge Valileri"nin de, halk tarafından sevilip, bağırlara basıldığını düşünürsünüz..

Şehit Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ne yaptı ki, şimdi medyalar, "ilk kez" vurgulamalarını yaparak, Diyarbakırlıların seslendirdiği kitlesel sevgiye hayret ediyor?

Demek "halkın korkusu" değil, "halkın sevgisi", hepimizin özlediği bir hedef..

Demek Gaffar Okkan'lardan farklı yöntemlerle halka yaklaşan devlet görevlilerinin, bu olayı değerlendirip, bir öz-eleştiri yapmaları gerekiyor.

Teröre kurban gitmiş bir güvenlik görevlisine halkın sevgi seslendirmesini "ilk defa" vurgusu ile ve bir nevi şaşkınlıkla yansıtan medyanın da, herhalde, kendisine dönüp, "nerde hata yaptık" diye geçmişi değerlendirmesi gerekiyor.

"Ceza Kanunu"nun 312'inci maddesini veya "Terörle Mücadele Kanunu"nun 8'inci maddesini yok sayarak, bizim bu sütunda, kökten eleştirilere girmemiz mümkün değil..

Ayrıca, Türkiye'nin bir santimetre karelik bir toprağının bile, ulusal sınırlar dışında görülüp, tartışılmasından yana değiliz.. Türkiye, 21'inci yüzyıla dönük "tarihi iddia"sını koruyabilmek için, "bütünlük" kavramını her an kollamak zorundadır..

Fakat bu "tarihi iddia"nın korunabilmesi için, "insan hak ve özgürlükleri"nin, "çoğulcu demokrasi"nin, "hukukun üstünlüğü"nün de, vazgeçilmez ilkeler olarak, devletin ve toplumun temelinde bulunmasına inanıyoruz.. Ayrıca bu konuda, önümüzde "Kopenhag Kriterleri" gibi, somut bir metin de var..

Günümüzde, "üniter devlet" kavramı da içerik değiştirdi..

Farklı geleneklere, etnik kökenlere, dini inançlara sahip topluluklar, temel hak ve özgürlüklerini ve kimliklerini koruyarak, aynı devletin vatandaşları olabiliyor..

Üstelik Türkiye olarak biz bu çağdaş gerçeği, Kıbrıs'a çözüm ararken, bütün dünyaya da duyuruyoruz..

"Üniter" veya "Two-tier" sistemler, ulusların bölünmüşlüğünü değil, merkezi idare ile yerel yönetimler arasındaki, sıkı veya gevşek ilişkileri ifade ediyor..

Irka veya ideolojiye göre, tüm vatandaşları aynı kapta eritilmiş gibi gören ulusçu anlayış, açıkçası bitti..

Ama bu "bilgiler"in bırakın edinilmesini ve iletişim içine girmesini, tartışmasını yapmak bile, pek zor Türkiye'de..

Bu yüzden, en yakın müttefiklerimizi ve "ulusal hedef" olarak benimsediğimiz "çağdaş uygarlık düzeyi"ni, "bizi bölmeyi amaçlayan dış güçler" gibi görmüyor muyuz?

Merhum Gaffar Okkan, herhalde farklı bir anlayışla yaklaştı ki Diyarbakır halkına, ölümü, bir sevgi selinin akmasına sebep oldu..

İstanbul medyası da, "ilk defa"lı ifadelerle, bu sevgi selini şaşkınlık içinde yansıttı..

ŞAKA

Karne sendromu!..

İlk ve orta okullarda yarı-yıl tatili başladı.. Öğrencilere de, 1'nci dönem notlarını belirleyen, karneleri dağıtıldı..

Böyle bir tatil "Ecevit Hükümeti"ne de, tanınsaydı. Ve hükümetin bakanları da, başarı notlarını içeren karnelerini alsaydı, ne olurdu?

Herhalde bugün Türkiye'deki ruh-bilimcilerin bir bölümü karne almış bakanları, bir bölümü de bunların velileri olan seçmenleri sakinleştirmeye çalışırdı..

ERMENİ MESELESİ

Diplomasi, öfkeli kitlelerle yapılmaz!..

Bir devlet için en tehlikeli durumlardan biri, "dış politika" ve "tarih" gibi, bilgiye, hesaba, soğukkanlılığa dayalı olması gereken konularda, "öfkelendirilmiş halk kitlelerini" devreye sokmaktır..

"Ermeni Meselesi"nin, bu yola sürüklendiğini izlemekteyiz..

Bu konuya ilgi duyanlara önereceğimiz, Türkiye'de kitapçılarda bulunabilecek bir çalışma var.. Adı "On Secret Service Eeast of Constantinople".. Yazarı Peter Hopkirk... (a.g.e. John Murray Publishers, London, 1994)

Bu kitapta, Alman imparatoru Wilhelm'in "Doğu'ya Açılma" (Drang Nacht Osten) politikası incelenirken, Osmanlı topraklarında 1894-96 yılları arasında yer alan Ermeni ayaklanmaları ele alınıyor. Sonuçta 1896 Ağustos'unda, silahlı Ermeni teröristler, İstanbul'da Osmanlı Bankası'nı basıp, çalışanları rehin alıyorlar.. Halkın öfkesi sonucu (kitaba göre), İstanbul'da 5000 Ermeni öldürülüyor.

Bu olay üzerine İngilizler ve Fransızlar, 2'nci Abdülhamid'e "Kızıl Sultan" demeye başlıyorlar. Osmanlı, Avrupa'da diplomatik izolasyona itiliyor.. Alman imparatoru Wilhelm de, bu durumdan istfade edip, Osmanlı'ya yanaşıyor.. Sonunda, 1'inci Dünya Savaşı'ndaki ittifaka dayanacak, yol arkadaşlığı başlıyor..

Bu kitap, Batı'daki benzer binlerce yayından biri.. Bu tür kitapları okuyanlara karşı, bizim de, "doğru"yu anlatan kitaplarla çıkmamız şart..

"Diplomasi" ve "tarih" futbol maçlarını izler gibi, karşı kaleye gol atma beklentisi içinde, öfkeyle izlenmez.. Hele sokağa hiç dökülmemelidir.


27 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...