Hükümet tarafından "kerhen" çıkarılan "şartla salıverme ve cezaların indirimini" öngören af yasasına itiraz için başvuran başvurana. Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcısı Cevdet Volkan ile birlikte önceki gün akşam saatlerinde apar topar Adalet Bakanlığı'na giden hakim ve savcıların, Bakan Hikmet Sami Türk ile sırf bu konuyu görüştükleri öğrenildi.

Adalet Bakanlığı'nda yaklaşık bir saat kalan hakim ve savcılar daha sonra yeniden DGM'ye döndüler. Savcı Talat Şalk, bakanlıktan ayrılırken gazetecilerin sorusu üzerine, Ramazan Bayramı ve yeni yıl nedeniyle Bakan Türk'ü ziyaret ettiklerini, ziyaret sırasında af ve F tipi cezaevi konularının konuşulmadığını söyledi. Bakanlıktan ayrıldıktan sonra yeniden DGM'ye giden Başsavcı Volkan ile savcı ve hakimler, geç saatlere kadar kalemlerdeki dosyalar üzerinde çalıştılar. Terör, uyuşturucu ve organize suç örgütleriyle ilgili dava dosyalarını tasnif eden hakim ve savcılar, Anayasa Mahkemesi'nin affın kapsamını genişletmesi durumunda kimlerin yararlanıp yararlanamayacağını tespit ettiler. Hazırlanan liste daha sonra Bakan Türk'e iletildi. Türk'ün aynı listeyi diğer illerde bulunan DGM'lerden de istediği öğrenildi.

Apo'nun cezası 17 yıla iner

Bu arada, Bakan Türk ile görüşen aynı DGM hakim ve savcı kadrosu, Apo'nun İmralı'daki yargılamasını yapan Yargıtay Üyesi Turgut Okyay'ı makamında ziyaret ettiler. Yargıtay'a sabah saat 09.00'da giden hakim ve savcılar, Okyay ile bir saat süren bir görüşme yaptılar. Görüşmede, affın kapsamının genişlemesi halinde Apo'nun durumu değerlendirildi. Okyay, Anayasa Mahkemesi'nin tıpkı 1991 yılında olduğu gibi affın kapsamını genişletmesi halinde Apo'nun "idam" cezasının "17 yıl ağır hapis" cezasına ineceğini söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir karar vermesi durumunda, idam cezalarının müebbet, müebbet hapis cezalarının da 36 yıla ineceğine dikkat çeken Okyay, bu afla öngörülen 10 yıllık ceza indiriminden sonra Öcalan'ın 26 yıl yatacağını, infaz süresinin çıkarılmasıyla bu cezanın 17 yıla ineceğini ifade etti. Okyay'ın, bu görüşüne bir kısım hakim ve savcılar katılırken, bir kısmı Anayasa Mahkemesi'nin "kamu yararı" gözeterek Apo ve onun durumundakileri kapsam dışı bırakabileceğini savundular. Öcalan'ın suçunun örgüt suçu olduğunu ve yakalandığı ana kadar devam ettiğini hatırlatan hakim ve savcılar, af yasası 23 Nisan 1999'dan önce işlenen suçları kapsadığı için hem suç tarihi hem de Anayasa'nın 87. maddesine göre vatana ihanetin affedilmez bir suç olduğu için kesinlikle kapsam dışı tutulacağını belirttiler. Anayasa Mahkemesi, 1991 yılında şartlı tahliye biçiminde çıkarılan affı, verdiği iptal kararı ile genişletmiş; bundan da çok sayıda hükümlü ve tutuklu yararlanmıştı. İptal kararlarında, 'eşitlik' ilkesine vurgu yapılmıştı. 19 Temmuz 1991 gün ve 1991/15-22 esas sayılı kararın altında o dönemde yüksek mahkemede üye olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de imzası bulunuyor. İptal kararında, TCK'nın 146. maddesindeki "Devletin anayasal düzenini bozma", "uyuşturucu madde ticareti ve kullanma", "tecavüz, ırza geçme" suçları da kapsama dahil edilmiş, cumhuriyet tarihinin en kapsamlı affı yaşanmıştı.

Öcalan eşitlik isteyecek!

TCK'nın 125. maddesinde belirtilen "vatana ihanet" suçundan idam cezasına mahkum edilen bölücübaşı Öcalan'ın, cezası kesinleştiği için af yasasının iptali ile ilgili itirazda bulunmayacağı öğrenildi. Ancak aynı durumda bulunan sanıkların yerel mahkemelere başvurmaları ve bu mahkemelerin de itiraz yoluyla konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürmeleri, yüksek mahkemenin de "eşitlik" ilkesine aykırı bularak iptal etmesi halinde Öcalan'ın bundan yararlanacağı sanılıyor. Adalet Bakanı Türk'ün de, Apo ile aynı durumda bulunan müvekkilleri adına avukat Aydın Erdoğan tarafından önceki gün DGM'ye yapılan itiraz üzerine hakim ve savcıları makamına çağırıp durum değerlendirmesi yaptığı öğrenildi.